Mehmet Mert

Mehmet Mert

‘Adamda bir omurga olur be kardeşim’

‘Adamda bir omurga olur be kardeşim’

‘Adamda bir omurga olur kardeşim’

Hele hele politika yapanlar da daha dik bir omurga olmalı.

Eğilmemeli.

Bükülmemeli.

Yıkılmamalı o omurga ki.

Daha adil hizmet etsin, daha dürüst olsun, daha mert olsun yiğit olsun politikacı.

Zira o tek kişiyi değil, binleri, onbinleri ve hatta milyonları temsil ediyor.

Yeri geliyor belki üç beş kişiyi de temsil ediyor ancak sadece kendisini temsil etse bile OMURGASIZ adam içi boş çuvala benzer. “Omurgalı olmak” siyasiler için değil, yaşamın her ortamında tüm insanlar için geçerli olmalıdır.

Siyasilerin dışında gazeteciler de omurgalı olmalıdır. Dönemin adamı ve patronu adamı asla olmamalıdır. Omurgalı gazeteci büyüklerimizin başına gelenleri çok daha iyi gördük. Omurgasız olanları da, görüyor izliyoruz. Hiçbir şey gizli kapaklı kalmaz, iki kişinin bildiği sır sır değildir. Doğrular daima kazanır. Bunları herkes biliyor. Omurga bildiğiniz gibi karaciğer, mide, kalp, kaslar, eklemler ve öteki falan filan organlar ona tutunarak organizma oluşturmaktadır. Yani vücudun tüm organlarının ana direği omurgadır. Mide denen o aç gözlü uzva iki çörek daha fazla girsin diye, öne arkaya eğilip, sağa sola yalpalamamalı. Dili dokuz boğum, beyni nedenselliğin hizmetinde ve düşüncesi aydınlık bir düzlemde gelişip, serpilmeli…

 Adam, midesinden düşünüp, ileriye dönük hesaplarının terkisinde geviş getirmemeli. Gerçek bir adam alkışsız, pohpohsuz yaşamayı bilebilmeli. Yalakasız ve şakşaksız adım atabilmeli. Kuşkusuz ve korkusuz dimdik durabilmeli… Gözlerini insanlardan kaçırarak değil; şefkatli, sevecen bakışları ile insanlığı kucaklayarak bakabilmeli. Adam, insan olabilmeli. İnsan, adam olabilmeli. Güvenilir, sağlam, omurgalı, yürekli, mert ve yiğit bir adam. İnsani değerlerle vitrinini süsleyerek insanlara kazık atmanın hesaplarını yapan bir adam müsvettesi değil, insanlığa hizmet etmek için “özveri ile ve gürültü yapmadan” didinip duran gerçek bir adam olmalı, olabilmeli…

 Politika, temiz, dürüst ve erdemli insanların sıradan, olağan ve yalın bir meşgalesi olmalı. Bilmem ne başkanı ile sokaktaki adamın hiçbir bakımdan, hiçbir yerde ve hiçbir zaman bir farkı olmamalı; bulunmamalı… Eğitim, düşünmeyi ve üretmeyi öğretmeli, ezberlemeyi değil. Okullar, insanları hayata hazırlamalı, sınavlara değil. Sosyal devlet, zenginlerin daha da zenginleşmesine, işsizlerin çoğalmasına ve yolsuzluğun olağan bir hale gelmesine engel olmalı. Direnç göstermeli ve çare bulmalı… Ve aydınlar temel ilkeleri baş tacı ederek, bu ülkenin aydınlık geleceğine gerçekten, içtenlikle ve hiçbir kişisel çıkarın gölgesinde kalmadan hizmet etmeli ve emek vermelidir…

İstifa eden meclis üyesi

Dün CHP Büyükçekmece Belediye Meclis Üyesi Kaşif Erdal’ın partisinden neden istifa ettiğini sorguladık.

Kaşif Erdal bu yazımızdan sonra dün basına bir mail atarak şu açıklamayı yapmış: ‘Benim üzerimden pirim yapıyorlar. Öte yandan Mehmet Mert’in çevresine güven vermeyen bir gazeteci olduğunun da altını çizen, Haberdar Gazetesi ve Mehmet Mert’in aleyhine yalan haber yaptığından dolayı hukuki yola başvurarak hakkını arayacağını da sözlerine ekleyen Kaşif Erdal; “ Mehmet Mert uzun zamandan beri  Belediye Başkanımız Dr. Hasan Akgün ve Büyükçekmece Belediyesi ile uğraştığını olur olmaz yalan haberler yaptığını  herkes biliyor. Benim üzüntüm meclis üyeliğimi kullanarak belediyeye vurmak için beni dolgu malzemesi olarak kullanmasıdır. Çok sevip saydığım Belediye Başkanımız Dr. Hasan Akgün ve Büyükçekmece Belediyesi’ne yalan haberlerle vurarak pirim yapılmasına asla müsaade etmeyeceğim”.

 

Kim yalancıymış anlaşılacak!

 

Önce bu açıklamayı iyi okuyup anlamanızı ardından da meclis üyesi Erdal’ın iki yıldır görevde olduğu sürece mecliste neler yaptığını sorgulamanızı rica ediyorum.

İki yıldır bu vatandaş hangi basın açıklamasını yaptı, meclise hangi öneride bulundu, mahallesine hangi hizmeti götürdü?

Zaten suç ne bu meclis üyesinde ne de bir başkasında.

Suç Türkiye’deki siyasi partiler yasasında.

Belediye meclisine, encümene, TBMM’ye, pati yönetimine kişiler atarsınız, listeye isimler yazarsınız.

Bakmazsınız adam ne yapar ne eder, ne okumuştur, nerelerde çalışmıştır?

Üç beş oy uğruna kim olduğuna bakılmaksızın listelere isim yazdırırsınız sonra çık işin içinden çıkabilirsen.

Adam kaç kişiyi mecliste temsil ediyor, bir icraatı bulunmaz, önergesi olmaz, itirazı olmaz, görev almaz.

Ama iş basına yansıyacak haber olunca kolayca çamur atılır, iftira atılır, ona buna yaranmalar başlar!

 

HABERDAR YALAN HABER YAPIYORMUŞ!

 

Ey Kaşif Erdal hadi bakalım senin o çok güvendiğin kişiler bakalım seni bu iftiranın altından da kurtarabilecekler mi?

Yalan haber mi yaptık yoksa sen mi yalan konuşuyorsun yakında anlaşılır.

Savcılığa başvurdum, telefon kayıtları gelsin bu satırlardan paylaşıp hukuka asıl ben başvuracağım. şu iftiran yüzünden.

Sana tavsiyem yazımın yukarıdaki ‘omurgalı olmak’ bölümünü bir kez daha okumandır.

Şimdilik bu kadar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi