İlyas Öztekin

İlyas Öztekin

AĞAÇ ORMAN VE GEZİ PARKI

Büyük usta Nazım ; “Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşcesine”Demişti.
Ne kardeşce yaşıyoruz, ne hür ne de tekiz. Sayımız çok ancak ormandaki gibi yan yana değiliz.

Hep tek kişinin iradesine terk ettik özgürlüklerimizi. Sesini yükseltenin başına gelenleri seyrediyoruz. Sustukça sıranın bize geleceğini düşünemiyoruz.
Gezi parkı ağaçla başladı. Aslında yaşam hakkının savunulmasıydı yapılan. Şimdi fidanlar budandı. Yeniden yeşermesini bekleyeceğiz dalların. Konumuz ağaç bu gün.
Gezi parkı isyanında önce milyonlarca ağaç diktiğini söyledi muktedir.

Aslında yaptığı kent içindeki parkları insanların nefes aldıkları soluklandıkları yeşil alanları, küçük esnafı bitiren rantiyelerin para basan makineleri alışveriş merkezleriyle donatmaktı. Gezi parkında da bunu yapacaktı. Hesap şimdilik 90’lı gençlerden döndü.

10 yıldır milyonlarca insanı dinle imanla, kömürle erzakla, rantla yandaş hale getiren, yönlendiremediklerini kandıramadıklarını pembe hayallerine inandıramadıklarını yasayla yargısız medya infazlarıyla cezaevleriyle vergicilerle polis copuyla biber gazıyla dayak ve işkenceyle köleleştirip susturanlar, ağaç dikme konusunda da tam bir yalan ve göz boyama içindedirler.

Özellikle Türkiye’nin 3/1 seçmenin bulunduğu İstanbul da yaşayanların ömrü neredeyse yollarda geçer. Milyonlarca insan toplu taşıma araçları ve özel araçlarıyla seyrederler. Yıllarca İstanbul da yaşayıp Sarıyer’i Beykoz’u Anadolu Kavağını Rumeli Kavağını boğazı gemileri, martıları görmeyen bu insanların akşam sabah iş yerlerinden evlerine giderken gördükleri yollardır ve yol kenarlarında son yıllarda dikilen ağaçlar yeşillenen çevredir.

İnsanların gözünü boyatmanın onlara yeşillenmiş çiçeklerle donatılmış bir İstanbul da yaşadıkları hissini vermenin en iyi yolu yol kenarlarını ağaçlandırmaktır.

Biz okumayan araştırmayan millet olarak gördüğümüze inanırız. Yol kenarlarında kurulan bu tuzakla İstanbul’un yeşile bezendiğini sanırız. Halbuki kent içinde parklar AVM.ye yeşil alanlar cami ve markalı lüks konutlara dönüştürülmektedir.Tarih talan edilmekte yasal engel çıktığında tarihi binalar yakılmakta ya da tadilat adı altında yapılaşma yasağı olan Boğazda yandaşların malikaneleri yükselmektedir.

Her sahada insanımızın nasıl kandırıldığını görmek için İstanbul’un iç mekanlarında bir gezintiye çıkın.Gördüğünüz beton yığınları İstanbul sülietini bozan gökleri gerçekten delen sevimsiz yapılar olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlyas Öztekin Arşivi