Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

AKP ‘Başkanlık Gelecek’ Diyor, Muhalefet İse Seyrediyor

İKTİDAR partisi yola ilk çıktığı yıllarda demokrasiyi asla ağzından düşürmüyordu. Avrupa Birliği normlarını yerine getirmek için büyük çabalar harcadıklarını iddia ederek yola çıkmışlardı. Her zaman fakir
- fukara edebiyatı yaparak Türk insanının yarasına merhem olmak istediklerini de ayrıca vurguluyorlardı. Peki ne oldu?

Ne olacak, fakir fukara - garip guraba lügatlarıyla fakirle dalga geçerek yokluk içinde yaşayanları bu ifadelerle aşağılayıp bir şeyler yapamadıklarını açıkça söyleyemiyorlardı. Ama gelin görün ki bizim
millet bu ifadelerin arkasında mutlaka zenginlik ve iş imkanı olacak beklentisiyle gele gele bu yıla kadar geldi. Aradan geçen 12 - 13 yıla karşın, halâ umut içinde olan halkımız var ise (Ki var), yanlış yolda olduklarını bir türlü anlayamadı. Ne kadar anlatsak da anlamak istemiyor. Bu kez iktidardan “Başkanlık” sistemi özlemi çıkıverdi. Düşünce onun, icraat onun, beklenti onun, siyasetten rahatlıkla sıyrılma özlemi onun... Ama gelin görün ki halkın büyük çoğunluğunu temsil edenlerin bir şey yapamadığını gördüğümüz başarı da muhalefetin. Daha doğrusu AKP, “Başkanlık sistemi gelecek” dedikçe bizim muhalefet kanadımız sadece izliyor ve beklenti içinde. Neyin beklentisi?.. Elbette ki genel seçimlerin. Yani önümüzdeki 4 - 5 ay içinde gidilecek olan genel seçim yüzünden muhalefet sus - pus oturmakta. İktidara olan itirazlarını ise kapalı salonlarda... Meclis koridorlarında... Meclis parti grup toplantılarında... Ve yazılı ve görsel basında yapmakta. Peki bu yeterli mi?..
Hayır. Nasıl yeterli olsun ki...

DAVUTOĞLU VE CUMHURBAŞKANI GİTTİKLERİ HER YERDE ADETA MİTİNG HAVASI YARATIYOR, MUHALEFET İSE BURNUNU DAHİ DIŞARI ÇIKARMIYOR...

Muhalefet partilerimiz şunu bir türlü öğrenemedi:

1– Yaklaşan genel seçim için mutlaka halkı ciddiye alacaksınız.

2– Ciddiye almak için de bugünden tezi yok derhal alanlara çıkıp DEV mitingler yapacaksınız.

3– Halkın kafasına icraatlarını iyice yerleştirmek için DEV mitinglerini gerekirse aynı şehirde iki kere yapacaksınız.

4– Gerektiğinde, “Benim partim sandalye fazlalığıyla Meclis’e girsin” beklentisini bir kenara bırakacaksınız.

5– Meclis’te muhalefet olarak halkı temsil ettiğiniz iki parti oduğunuzu unutmayacaksınız.

6– Böylesine ciddi bir seçim arifesinde halk yığınlarını peşinizden sürüklemek için iki lider olarak elele tutuşacaksınız.

7– Dünyadaki demokrasi adıyla geçinen ülkelerdeki başkanlık sistemi ile bizim iktidarın istediği başkanlık sistemi arasındaki farkı meydanlarda halka açıkça anlatacaksınız.

8– Bunu da iyi anlatmak için sokaklara çıkmalısınız. Yollara düşmelisiniz. Sizi bekleyen milyonlara ulaşmanın yollarını katetmelisiniz.

Yazılı ve görsel basında bu gibi ciddi sorunu anlattığınızda konu öylesine sulandırılıyor ki... Amaç doğru anlatımdan çıkıyor, anlatıldıkça farklı beyinlerden farklı sesler çıkarak varılacak adrese
bir türlü varılamıyor. Onun için oturmayın artık. Çıkın dışarı.


GENEL SEÇİMLERİ DE EKMELEDDİN OLAYINA BENZETMEYİN, HALKA HER ŞEYİ ANLATIN. AMA HALKIN DA NE İSTEDİĞİNİ DÜŞÜNEREK ANLATIN!

Hey Kılıçdaroğlu, hey Bahçeli... Bu işi de Ekmeleddin olayına çevirmeyin. Yoksa bedelini çok ağır ödersiniz. Bu bedelin adını “Halkın size bir daha oy vermeyerek haddinizi bildirmek” olarak
yorumlayabilirsiniz. Zaten doğrusu da bu değil mi?.. Hatırlayın, bir zamanlar “Falandan başbakan olmaz” dediniz. Ama oldu. Sonra yerinizde duramadınız. Bu kez de “Filandan cumhurbaşkanı olmaz”
dediniz. Yine oldu. Bugün de ortaya çıktınız. Tıpkı geçmişteki gibi, “Başkanlık sistemi Türkiye’de olmaz” diyorsunuz. Peki, ya olursa?.. O zaman ne yapacaksınız?..

Ben söyleyeyim:

– “Hiçbir şey yapamayacaksınız.” Sonra tekrardan halka inmek için meydana çıkacak bir mevzu da bulamayacaksınız. Neden mi?.. Çünkü önünüzde ne bir genel seçim olacak. Ne bir yerel seçim.
Ne de bir cumhurbaşkanlığı seçimi. Dört sene bekleyeceksiniz. O zaman sizin Meclis’teki parti grup toplantılarınızı kim dinler Allah aşkına?.. ...Ve oturup o meşhur ata sözünü hatırlayacaksınız:

– “Atı alan Üsküdar’ı çoktaaaan geçti.”

AKP’DE DURUMLAR FARKLI GELİŞECEK... DAVUTOĞLU SEÇİM STARTINA ÇIKTIĞINDA BUNUN ADINI NE KOYACAK?..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son İstanbul ziyaretindeki başkanlık ifadeleri siyasi arenada oldukça ses getirdi. Olumlu ya da olumsuz ifadelerin kullanıldığı söylemlerin yanında aklımıza ilk gelen şu
oldu: “Bundan sonra Başbakan sıfatıyla meydanlara çıkacak olan Davutoğlu, partililere ne söyleyecek?..” Gelin önümüzdeki genel seçim için şöyle bir sorulu cevaplı düşünce labirentine dalış yapalım:
Cumhurbaşkanı: “Başkanlık seçimi Türkiye’ye zaman kazandıracak.” Davutoğlu: “AKP’ye oy atarsanız, yemin ediyorum benim başbakanlığımda her şey daha bir güzel olacak.” Cumhurbaşkanı: “İngiltere’de de yarı başkanlık sistemi var. Bizde bir sıkıntı olacağını sanmıyorum.”

Davutoğlu: “İl ve ilçelerde daha güçlü olacağız. Bütün yasakların olmadığı bir Türkiye’yi şahlandıracağız.” Cumhurbaşkanı: “Yargı ve yürütme bir tek elde olursa Türkiye’de verilecek kararlar hızla ilerler. Zamanında da hedefini bulur.” Davutoğlu: “AKP’nin siyasi duruşu bütün engelleri aşacak. Önümüzdeki seçimlerde bize bir 4 yıl daha verirseniz sizi hayal edemeyeceğiniz bir programla karşınıza çıkacağım.” Cumhurbaşkanı: “Yeni Osmanlıyı Yeni Türkiye’de inşa edeceğiz. Artık bizi bütün dünya milletleri kıskanacak. Çünkü onların böyle ataları yok.”

Davutoğlu: “Merkezi anlayış zihniyetini artık terk ediyoruz. Her sorun, her şey kendi bölgesinde ve kendi bünyesinde hallolacak. Ekonomiden tutun, eğitim ve öğretime kadar, hemen hemen her şeyde
zirve yapacağız.” Pekiiiiiiiiii..................

Sayın Davutoğlu, varsayalım başkanlık sistemi yavaş yavaş olacak. Peki sizin yeriniz neresi olacak?.. Ayrıca... Her şeye ve her karara altında imzası olan başkan sorumluluk yüklenirse, sizin siyasi duruşunuzun adı ne olacak?..

Veya sizi denetleyecek herhangi bir mekanizma hayat bulacak mı?.. Çünkü, “Amerika’da başkanlık sistemi var” diyorsunuz ama... Amerika’da bir Temsilciler Meclisi var.. Ve bir de Senato var. Başkan bir yasada, bir kanunda karar alarak onu yürürlüğe sokmak istediğinde Senato ve Temsilciler Meclisi onay vermezse Başkan Obama, asla hareket edemez. Çünkü onu denetleyecek ve yön verecek bir-iki merci var. Bu mercilerde halk tarafından seçilenler yer almakta. AKP iktidarının isteği ise, sadece başkan olsun. Başkanın alacağı kararları ve yetikleri kısıtlayacak veya denetleyecek herhangi bir kurum olmasın gibi. Şimdi buna, “Amerika’daki gibi... İngiltere’deki gibi başkanlık sistemi” diye örnek vermek ne derece doğru olur?.. Aslında dava başka. Dava, Türkiye Cumhuriyeti’ni başkanlık sistemi adı
altında tek kişinin yetkisi ve onayı haline getirmek. Diyelim başkanlık sistemi geldi. O zaman Başbakan Davutoğlu’nun şu anki konumu ne derece olacak?

1– Başbakan olarak, parti yönetiminde tek ses olacak mı?..

2– Bakanlar kurulu kararları ve yetkileri Davutoğlu’nda olacak mı?..

3– Parti içi meselelerde yine parti genel başkanının yetkisi yüzde 100 olacak mı?..

4– Genel seçimlerde aday adaylarını belirleyecek güç kimde olacak?..


5– Başkan değişti, başka bir partinin genel başkanı başkan oldu diyelim. O zaman o yeni başkanın partisi mi her şeyden sorumlu olacak?..

6– Yapılan yatırımlar ve düşünülen ekonomik programların hepsi terk mi edilecek?..

7– Eski başkan ile yeni başkan arasındaki farkı anlamak için yine parti programlarından mı takip edeceğiz?.. Yoksa, “Hangi parti veya hangi bağımsız kişi başkan olursa olsun, onu denetleyecek kurum ve kuruluşlar oldukça milletin kuşkuyla bakacağı hiçbir şey olamaz” diyerek kendi kendimizi mi avutacağız?..

8– Yargı tam bağımsız olacak mı?..

9– Anayasal düzenlemeler başkanları da denetleyecek güçte olacak mı?..

10– ...Ve halkın tüm haklarını koruyacak yeni bir Anayasa, Türkiye’nin bağımsızlığını ve demokratik hak ve özgürlüklerini dört bir yandan çevreleyecek mi?.. İşte bu ve bunun gibi birçok siyasi sorular elbette var. Ama henüz böylesi bir çalışmanın oluşmasına fırsat verilip verilmemesinde ortaya çıkacak sıkıntılar siyasiler tarafından gün yüzüne çıkanca tartışacağız. Ama tüm bu gelişmeleri ve olumlunun olumsuzluğa dönüşmemesi için önümüzdeki genel seçime hazırlanması gerekenler, ellerini bir an önce tutmalılar. Yoksa Türkiye yeni sürprizlere ve yeni isteklere her gün gebe kalacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi