Başarı odaklı projeler peşinde

Gazeteci, Halkın Avukatı Mustafa Dolu, Celil Cengiz Çolak’ın sorularını yanıtladı.
Mustafa Dolu sosyal medyada, yakından bire bir tandığım, tanımadığım O paylaşımları yapanların yürükleri var olsun. Türkiye ve İstanbul gerçeğini bilenlerin emeğe, hakka saygı duyanların haykırışıdır onlar. Türkiye, kazandığım seçimi nasıl kaybettiğimi de çok iyi biliyor. …

- Sosyal paylaşım sitelerinde CHP İstanbul 2. Bölgeden milletvekili adayı gösterilmeniz için yapılan paylaşımlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
O paylaşımları yapan arkadaşlarımın yürükleri var olsun. Türkiye ve İstanbul gerçeğini bilenlerin emeğe, hakka saygı duyanların herkesin haykırışıdır onlar. Çeşitli siyası ortamlarda Sn. Genel başkanımız dahil tüm bu gerçekleri anlattım. Hepsi hak verdi ama biz hakkımızı nedense bir türlü alamadık.

-CHP Beyoğlu Belediye Başkanlığını sandıkta değil , kirli oyunlarla kaybettiniz. Ciddi bir seçmen kitleniz var. CHP Genel Merkezi bunların farkında değil mi?
2009 seçimleri müthişti. Beyoğlu’nun 35 mahallesi var. Benim adaylığım seçimlere 38 gün kala açıklandı. Kalan günlerde bir mahalleye bir günümüz bile düşmedi. Buna karşılık partililerimizle hemşerilerimiz nasıl oyduysa kısa bir sürede kaynaştı. Herkes göreve talip oldu. Organizasyon kendiliğinden gelişti. Başarıya susamış olan partililerimiz ve hemşerilerim başarı istiyordu ve bu hedef için kilitlendiler. Karşı taraf bizi engellemek için memleketlim ve adaşımı SP’den ite kaka aday gösterdiler. Bizi Birbirimize kırdırmak istediler başaramadılar. Baktılar ki hey şey boş, seçim gecesi çareyi trafoları patlatmakta buldular.

2009 SEÇİMLERİNDE YAŞANANLAR KARANLIKTA KALDI
Şimdi bu konuyu marifetmiş gibi anlatıyorlar. O zamanın ve halen belediye başkanı olan zat hala o trafonun patlamasından sonra İlçe seçim kurulu Başkanının adasında ne aradığını ve nelerin olduğunu hala açıklamadı. Tüm yasal haklarımızı kullandık. Yaptığımız itirazlar, “Genel seçim sonuçlarını etkilemiyor” gerekçesi ile reddedildi. Biz, “Siirt seçimlerinde oy kullanmayan 40 seçmenli bir köyün oyu genel sonucu değiştirecek miydi ki, seçimler iptal edildi” dedik ama sonuç alınamadı ve gece yarısı kaybettik. Bunu Genel merkez nasıl Bilmez. Ben bu günleri Şimdi Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel sekreterimiz o zamanki il Bakanımız Gürsel Tekin ile beraber bire bir yaşadık.

- Bölgeden Milletvekili gösterilmeniz halinde başarıya katkınız olur mu?
Neden olmasın. CHP 2009 yılında Beyoğlu’nda aldığımız oyu aradan 3 seçim ve 6 yıl geçmiş olmasına karşın hala alamadı. Bu hemşeri oyları ile oldu. Seçimlerde başarı başka partilere oy verenlerden oy almakla olur. Biz onu başarmıştık. Bunu da yine üst makamlara aktardık. 2014 seçimlerinde adaylığımız açıklansaydı iş yine garantiydi ama ne yapalım. Araya başkaları ve değişik şeyler giriyor.

- İnsanlara , “Gelin oy erin diyoruz” onlar, “Ağabey iyi söylüyorsun da bizden kimse var mı?” diyor.
Sonra bölgeye bakıyor ve değerlendiriyorum. “Bölge seçmen ve nüfusunun yüzde 80 i Karadenizli. Bunun en az yüzde 50 si Giresunlu. Listeye bakıyorum. Değil Giresunlu 26 kişide Karadenizli kimse yok. Ayrıca, “Abartıyor, bölgecilik yapıyor” diyenler olabilir. Hayatım da hiç kimseye öteki olarak bakmadığım gibi dostlarımdan çoğunun kökeninin dininin ve mezhebinin ne olduğunu ve nereli olduğunu bile bilmem. Benim için insan ön plandadır ve bu hep böyle de olacak. Bu anlamda, Sarıyer, Beyoğlu, Zeytinburnu, Eyüp ilçeleri ful. Şişli, Beşiktaş, Kağıthane ve diğer ilçelerdeki nüfusa bakıldığında bu zaten belge ile görülecektir.

-Milletvekilliği sıralaması önemli mi?
Elbet te önemli. Dağılım yapılırken demogratif yapı çok önemli bu göz önüne alınmalıdır. Bizim 2009 başarımızda bu yatar. Dağıtım buna göre yapılmalıdır.
Durum böyle iken siz bölgede yaşayanlarla ilgi ve alakası olmayan, onları bilmeyen onlarla bir araya gelmeyen ve gelemeyen birilerini onların önüne sürerseniz beklediğiniz başarıyı alamazsınız. Bu kırıterlere dikkat eden başarılı olur.

BAŞARIYI GETİRECEK PROJELER
- Türk basınının duayenleri arasındasınız, bilgi birikiminiz ve tecrübelerinizle ülkemize ne gibi katkınız olabilir?

Ben Ziraat ve Siyasal Mezunuyum. Devletime 1968 yılında Tarım Bakanlığında göreve başlayarak uzun yıllar hizmet verdim. Siyasal Bilgiler bitince çeşitli kademelerde yöneticilik ve teftiş kurulu üyeliği yaptım. Ecevit’in Köy Kent projesi müelliflerinden birisiyim. Ülkemizdeki kooperatifçiler arasında ilk 10 da olurum. Köy kent projesini o yıllarda AP hükümeti ve MC Hükümetleri uygulatmadı. O projeyi başarsaydık, şu anda ülkemizde terör denen şey olmayacak ve ülkemiz ekonomik, çağdaş ve demokratik, kalkınma da olduğundan çok çok yükseklerde olacaktı.

Projenin amacı insanları bir araya toplayıp birlik beraberlik yaratmaktı. Erişilmeyen köy ve mezraları bir araya toplayıp büyük bir kasaba oluşturup orada eğitim kurumları ve diğer devlet kurumlarının aklınızdan ne geçiyorsa hepsi olacak, tarım ve sanayi siteleri geliştirilecek ve insanlar bir arada kardeşçe dayanışma içinde olacaktı. 10 köyün bir arada olduğunu ve arazisinin müşterek olduğunu düşünün tarım, sanayii ve eğitim, spor alanlarında ve diğer alanlarda gelişmelerin neler olabileceğini görürsünüz. Bunların olmasıyla iktidarı kaçıracağını düşünen o zamanın iktidarları bu projeyi yok ettiler. Bu durum tıpkı Köy Enstitülerinin, arkasından Öğretmen okullarının, Ziraat Okullarının, Sağlık Okullarının ve çeşitli meslek liselerinin kapatılması gibi oldu ve ülkemizde gelinen durum ortada. Şimdi bu proje yeniden geliştirilebilir. Büyükşehirlerden boğulan insanları baba ocaklarına göndermek için “Köy Evleri” projeni hazırladım. Bunun içeriği, vatandaş köyüne gidecek ama, babasından kalan ev yıkılmış. Ozan Ali Kızıltuğ’un dediği gibi, “Bir ev burada bir ev karşıda kalmış” işte bu evlerin canlandırılması gerek. Köyün yapısına uygun ev bunun proje bedeli tarım alet ve edavatlar dahil 50 bin TL yi geçmiyor. Vatandaşın evini TOKİ gibi yapar teslim eder ve üretimi teşvik edersin. Ürettiği bir saman çöpü bile olsa değerlendireceğini beyan eder ve halka ikinci baharı yaşatırsın. Bunun haricinde üretim ve tüketim kooperatiflerini yeniden devreye sokar örgütlülüğü ve kardeşliği paylaşmayı imeceyi geliştirir halkı mutlu edersin. Onları insan yerine koymuş ve önemsemiş olursun. Bunları çoğaltmak o kadar kolay ki, anlatmakla bitmez. Bana göre bu iki proje ili işsizliği sıfıra yakın hale getirmek mümkündür. 14 yıl aralıksız yazdığım Halkın Avukatı köşesindeki konulara bakıldığında halkım için neler yaptığım ve yapacaklarım net olarak görülür.

– CHP Beyoğlu adaylığı sonrasında seçmenlerle ilişkinizi kestiniz mi?
Tam tersi daha da güçlendi. Bunu rastgele bir partiliye sorarsanız size hemen şunu söyleyecektir. “Bu zamana kadar aday ve aday adayı olan arkadaşlarımızdan, içimizden ayrılmayan ve sürekli örgütün içinde olan sadece Mustafa Dolu dur” derler. Dostluklar kolay elde edemiyor. Onların tümü benim dostumdur. Dertleri derdim, kederleri kederim, başarıları başarım ve mutlulukları mutluluğum olmuştur. Bu böylede devam edecektir. Hani atalarımızın dediği, ”Yorulduğu yerde han yaptırmak” ben gücümün yettiğince bunu yaptım. Ulaşabildiğim kadarıyla, düğün, dernek, piknik, panel, ve çeşitli toplantılara katıldım. Katkıda bulundun ve öyle de olacak.

– Ön seçim olsa mıydı?
Kasım seçimlerinde olmaz. Haziran seçimlerde demokratik şekilde oldu gibi gözükse de aslında öyle olmadı. Bazı gruplaşmalar ve gizli çatışmalarla halkımızı temsil etme yeteneği daha üstün olan bazı arkadaşlarım bu oluşumu aşamadı. Arkasından gelen kontenjan adaylarının da bölgeden uzak ve yeterli olmaması sonucu başarısız olduk.

– Siz de ön seçime girdiniz mi?
Keşke girseydim. Kontenjandan müracaatım uyun görüldü. Ama ne yaparsın. Alınan karara saygılıyız. Bazı şeyler söylenebiliyor ama sonuç öyle de olmuyor. Kasım seçimine odaklanıp halkımıza derdimizi, ülkemizi ve geleceğimizi anlatırsak yine başarırız

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri