İYGAD’ın Hedefi Yerel Gazeteleri İstanbul’a Yaymaktan Geçmeli
.
GAZETECİLİK dalında düne kadar atılmamış en büyük adımı, yerel
gazetelerin patronları attı. Bu adım bugün öylesine gibi görülebilir,
ancak çok kafa yorulursa, ulusal gazetelerin yolunun yanlış olduğunu
da söyleyebilir. Yerel gazeteler yaptığı doğru habercilikle bunu
söylüyor zaten...
Çünkü gazeteciler, ister ulusal olsun, ister yerel olsun, çalıştığı
mekan ne olursa olsun emekçilerin doğru haberciliği çalıştığı
müesseseye hayranlık uyandırır. Çalıştığı gazetesine halk nezdinde
albeni sağlar.
Hatta hükümet(ler) ve devlet kademeleriyle birlikte devlete bağlı
önemli unsurlar da doğru haberciliği işleyen gazetelere hayranlıkla
bakmalarına neden olur.
Ama nasıl ki düne kadar “(Adını vermeyeyim) ‘Falan gazete doğru
yazar’... ‘Filan gazete devletini ve milletini düşünür’... Şu gazete
mutlaka bu konuyu çok iyi açıklar’... demişsek de...” bugün bunun
böyle olmadığını rahatlıkla hepimiz görüyoruz.
Türkiye’deki güncel olayların içeriğine girildiğinde ucu ne zamanki
devlete ve hükümete dokanıyorsa, o konu anında yok edilmekte ve
sus-pus oyunlarıyla halktan her şey saklanmakta.
Neden?..
Gazete patronluğu halktan yana olmadığı için...
Neden?..
Memleket olaylarının halktan saklandığı için...
Neden?..
Gazete patronu olarak girdiği devlet ihalelerinin anında elinden
alınacağı korkusu yaşandığı için...
Neden?..
Taraf tuttuğu için.
İşte burası çok önemli.
Bir gazete patronu her ne kadar bir partiye sempatisi duysa da, o
partinin (veya iktidar olmuş hükümet nezdindeki partinin) doğruları
olduğu kadar yanlışlarını ve hatalarını sayfa sütunlarına taşıması
gerekir.
Çünkü gazetecilik budur.
Gazetecilik bunu gerektirir.
Halk da bunu ister.
Ama bugün görüyorsunuz, ne halkın istediği fazlaca önemseniyor. Ne de
devletin çivisi çıkmış haldeyken yanlışlar ve her türlü memleket
olayları sayfalara yansıyor. Yansıyan sadece çiçekler... (Olmayan,
hatta yıkılan) Bahçe diye halka yutturulan bölgeler... (Varlığı
olmayan) Sıcak paralar... Ve ekonominin çok iyi gittiği ifadeler...
Bunlar hep ulusal gazetelerde yerini alıyor.
Sadece ulusal gazetelerde mi?..
Onlara bağlı olan görsel medya da gazete sütunlarındaki haberlerin
görsel şahitliğini yapıyormuşcasına bir hengameli çalışmalar
sürdürülmekte.
Oysa görünen böyle mi?..
İŞTE BURADA YEREL GAZETELERİN GÜCÜ ULUSAL GAZETEYİ 1000’E KATLIYOR...
ULUSAL dediğimiz trilyonluk gazetelerin cesaret edemediği ve halka
yansıtamadığı (veya yansıtmadığı) haberleri, görüntüleriyle birlikte
yerel gazeteler sayfalarına taşımakta ve hatta haberciliği de en iyi
şekilde yapmakta.
İYGAD, ilk icraatına buralardan başlamalı. Halk için bu konulara en
iyi şekilde eğilerek sayfalarına taşıyan gazeteleri tebrik etmeli ve
ödüllendirmelidir. Bu ödüller de yerelde çalışanları
cesaretlendirmelidir. İşte o zaman gazetecilikte doğru ve dürüst
haberciliği en iyi şekilde yapan yerel gazeteler tarafından teşvik
görecek ve ulusalda çalışanlar, yerel gazetelere gıpta ile bakacaktır.
Sadece ulusal gazetelerde çalışanlar mı?..
Tabii ki hayır...
Eğer İYGAD iktidar baskısına karşı demokratik ve hukuk kuralları
içinde çalışmalarıyla doğru ve dürüst haberciliğini yapan yerel
gazete(leri) gözetirse... İşte o zaman o özlenen eski Babaıali yokuşu
el değiştirerek, yerel gazetelerin himayesine geçmiş olacaktır.
Peki bunu kim yapacak?..
Tabii ki İYGAD ve onun projeleri yapacak.
Ama bunu yaparken de, çalışanlar asla unutulmayacak.
Editöryal çalışmalar, ajansvari değil, (bilakis) emekle ve bizzat elin
on parmağından ve düşüncelerinden çıkmış emekle olacak. Hatta
olmalıdır.
İYGAD, yaptığı başarılı çalışmalara, yerel gazetelerin ve
patronlarının sorunlarını hallederek imza atmalıdır. Örneğin ilçelerin
ve ana şehir belediyesinin mutlaka yerel gazetelerle işbirliği içinde
olmaları konumunu sağlamalıdır. Sadece seçim arifesinde 4, bilemediniz
5 yılda bir ilanvari çalışmalarla yerel gazeteler dışlanmamalıdır.
Aksine belediye başkanlarının veya adaylarının söylemlerinin yerel
gazetelere karşı sınırlı duruşlarını, (yerel gazeteler adına)
kaldırmayı başarmalıdır.
Ayrıca...
İYGAD, kendisine ters giden bazı yasal maddelerin düzeltilmesi için
sesini duyurmak istiyorsa... (Şu unutulmasın ki) bu sesi, yine yerel
gazetelerin sayesinde yapacaktır. O yüzden yerel gazetelerin önemini
ve konumunu daha da yüceltmek ve sınırları zorlamak, İYGAD’ın hedefi
olmalıdır.
Nedir bu hedef?..
Tabii ki uluslararası arenaya açılmaktır.
Tabii ki gazeteciliğin doğru ve dürüst adresinin bir türlü yerel
gazetelerde görülmek istenmediğini vurgulamaktır.
Gazeteciler cemiyetine yerel gazeteler için hiçbir şey yapmadığını
düşündürmeli ve Basın Konseyi’nin de aynı şekilde yerellere mesafeli
duruşlarını gözler önüne sermelidir.
...Ve en önemli olanının ise, hükümet(ler) tarafından trilyonluk
gazetelere sunulan ilan potansiyelinin hacimini yerel gazetelere
taşımaktır.
BÖLGE GAZETECİLİĞİ, SADECE BÖLGESEL OLARAK ALGILANMAMALIDIR...
İYGAD, her ne kadar yerel gazeteler birliğini oluşturacak adımları
atsa da... Yerel gazetelerde yapılan ve sayfalara işlenen manşetlerin
sadece bölgenin değil, yurdumuzun da çeşitli sorunlarına el attığını
görmeli ve o çalışmaları değerlendirmeye almalıdır.
O değerlendirme de, (hangi gazete ise) başarılı çalışmasını
ödüllendirmekten geçer. İşte o zaman hem doğru ve dürüst habercilik
dalında gazeteler ödüllendirilmiş olacaktır... Hem de o haberi işleyen
emekçinin emeği boşa gitmemiş olacatır.
Yani, bir manşet haberin atılıp da, yarın unutulması o gazeteyi ve
çalışanını oldukça üzecektir. Çünkü bugün hepimiz görmekeyiz, ulusal
dediğimiz (bazı) gazetelerin manşetlerinin nasıl yapay ve yanlış
olduğunu...
İşte tam da burada yerel gazeteler, bunların (ulusal gazetelerin)
arasından sıyrılıp zirveye oturabilir. Bunu başarmaması için hiçbir
neden yoktur. Ama bazı zorluklar vardır.
Örneğin yaptığı gazetesini büfelerde ulusalların vitrinine koyamaması gibi...
Bölgesel gazetedir diye (doğru yanlış ne varsa) çeşitli ulusal
gazetelerin raflarına girememesi gibi.
İYGAD tam da burada belediyelerle anlaşıp yerel gazetelerin
standlara... Gazete bayilerindeki raflara girmesi için bir hemfikir
çalışması yapmalıdır. Çünkü yerel gazeteler her ne kadar yerel görünse
de, sayfalarındaki haberleri mutlaka bu ülkenin sıkıntılarını ve
dertlerini eleştirel ve doğru haber olarak yansıtmaktadır. Hatta
İYGAD, bağlı olduğu büyük şehir belediyesiyle anlaşarak bütün
semtlerde (belediyenin satış büfeleri kurmasını sağlamalı ve)
İstanbul’un her bölgesinde yerel gazetelerin satılması için çığır
açacak bir çalışmayı ele almalıdır.
Aslında bu her ne kadar zor görünse de, bölgesel alanlarda yaptığı
başarılı çalışmalarıyla ve hükümet ve de devlet nezdinde yaptığı
hizmetlerden dolayı şirketler, işte o zaman ilanları pekala bu
gazetelere verecektir.
Bu başarılamaz mı?..
Pekala başarılabilir.
Bize sorarsanız İYGAD’ın en önemli hedefi (büyük şehir belediyesinin
kuracağı satış büfeleriyle yerel gazeteleri tüm İstanbulluya
ulaştırmanın hizmet ağını) hayata geçirmesiye başlayabilir...
Eğer İYGAD bunu başarırsa, işte o zaman gazetecilikte ve yerel
gazetecilikte çığır açacak büyük bir çalışmayı yerine getirmiş
olacaktır.
Bunu başarırken, çalışan gazetecilerin sadece yerel gazetelerde
çalışan olarak sınırlı kalmayacağını... Bilakis ulusal gazetelerden
(şu veya bu şekilde) ayrılan gazeteci arkadaşlarımızın da kurtuluş
umudu olacaktır.
İYGAD yeter ki yerel gazeteleri (büyük şehir belediyesinin büfe
yardımıyla) tüm İstanbul semtlerine ulaştırmayı başarsın. İşte o zaman
gazeteciler cemiyeti ve gazeteciler sendikası, yerel gazetelerin
önemini daha iyi anlayacaklardır.
Bu zor günde yola çıkan İYGAD’ın çalışmalarını yürekten destekliyor...
Başarılar diliyorum.