Seçmenin kişisel çıkar hesabıyla oy verdiği partilerin var olduğu ülkelerde, “gelir düzeyini yükselttik” demek için asgari ücretin artırılması,ulusal gelirin reel olarak yükseltilmesi gerekmiyor.Bunun propagandasının yapılması,bu konuda halkta algı yaratılması yetiyor.Yoksul halka yapılan ianeye birkaç kalem daha iaşe eklenmesiyle halk,durumunun iyileştirildiğine inandırılıyor.Yani halk kandırılıyor.Yoksulluk yok edilmiyor,kullanılıyor.
Kamu ihalelerinden alınan komisyonların küçük bir meblağıyla yoksulun ağzına bir parmak bal çalınıyor,yasaları ve ahlakı hiçe sayan bu gözü karalıkta biraz daha ileri gidilerek ekonomik durumunun düzeltileceğini uman yoksul halk,yolsuzluk çamuruna batmış,ahlakı yok saymış partisini desteklemeye hiçbir şeye aldırmadan devam ediyor.Günlük çıkarı için olanlara rıza gösteriyor.
Tabi bunun için yoksul halk suçlanamaz.Hele bunu,o halkın oylarıyla iktidar olmayı planlayan bir muhalefet partisi asla yapamaz.Çünkü burada suçlu olan ekmek derdine düşmüş olan yurttaş değil,onun yoksulluğunu kullanan siyaset cambazıdır.
yoksulun ve yoksulluğun her geçen yıl biraz daha arttığı resmi rakamlarla ilan edilse de,bu verilerden habersiz yoksullardan bir itiraz yükselmiyor.Halk,yaşadığı sefil hayatı daha iyisiyle kıyaslayamıyor çünkü.Böylece halkı yoksul bırakıp yalnız kendilerini ve yakınlarını zengin etmeye çalışanlar,halkı daha da yoksullaştırarak iktidarlarını sürdürüyorlar.İşte bunun için medyayı satın alıyorlar,alamadıklarını susturuyorlar.
Muhalefet, iktidarın halkı yoksul bıraktığını ve bu yoksulluğu kullandığını halka anlatabildiği,halkı da buna inandırdığı gün düzen değişecektir.Muhalefetin görevi,yoksul halka daha güzel bir dünya vaat etmektir.Bunun için muhalefetin vizyonu olacak,programı olacak,projesi olacak.Bunlar yoksa,muhalefet hep muhalefet olarak kalır.