Anayasa’nın 10.Maddesi, ”herkes yasalar önünde eşittir” diyor ama uygulamada durum böyle değil maalesef.Yasalar herkese farklı uygulanıyor.İktidara yakın olanlar at oynatıyor,iktidarın keyfi uygulamalarını eleştirenler eziliyor.Bu da ülkemizde hukukun üstünlüğünün  değil, üstünlerin hukukunun geçerli olduğunu gösteriyor.

ÇİFTE STANDART

Özel otosunun kaputuna Atatürk resmi yapıştırana para cezası  veriliyor;Rabia işareti ya da tuğra yapıştırana “geç” deniyor.Tişörtüne Türk Bayrağı işleyen gözaltına alınıyor;PKK paçavrası sallayana göz kırpılıyor.Andımızı okuyan  ceza alıyor;Kürt Marşı okuyan alkışlanıyor.Gezi Direnişçileri’nin evlerine şafak baskınları düzenleniyor;PKK’nin siyasi kanadı HDP’nin kongresine başarı mesajları gönderiliyor.Türk gençliğinin Anıtkabir’e yürüyüşüne izin verilmiyor;PKK’nin Kürdistan naraları atarak düzenlediği Diyarbakır mitingine sessiz kalınıyor.PKK’lilerin, İmralı’daki  katili ziyaret etmeleri için hükümet feribot tahsis ediyor;gazetecilerin Silivri’deki yurtseverlerle röportajına izin verilmiyor…

Bu çifte standart,bu keyfilik  iktidarın meşruluğunu tartışmalı kılıyor.Herkesi hukuku çiğnemeye,kendi hukukunu dayatmaya teşvik ediyor.Bu yüzden asayiş olayları ülkemizde her geçen gün artıyor.İktidar yasa tanımazlığını,Anayasa tanımazlığa dek vardırıyor.Yürütme erkini elinde bulundurduğu için iktidarın bu hukuk tanımazlığı durdurulamıyor.

EDİLEN YEMİN UNUTULUYOR

Milletvekilleri göreve başlarken,vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacaklarına;hukukun üstünlüğüne,demokratik laik Cumhuriyete,Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarına namus ve şerefleri üstüne yemin ediyor fakat ettikleri bu yemine sadık kalmıyorlar.

Bugün iktidar milletvekilleri vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruma konusunda görevlerini yapmıyor.Demokratik laik Cumhuriyete,Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı değiller.İşi,”Atatürk Türk  Kurtuluş Savaşı diye bir savaş yapmamış,sadece Yunan’la savaşmıştır” demeye dek vardırdılar.Hatta “Türk yoktur” bile dediler.

İktidarın bölücü örgütle ilişkileri,yürüttüğü açılım politikası,ülkemizin bölünmez bütünlüğüne zararlar veriyor.Milli Eğitimimizde yaptıkları tahribatlar laikliği kökten zedeliyor.Yargıya müdahalesi,hukuka inancı zedeliyor.

Anayasa,”siyasi partiler Devrim Yasaları’na aykırı faaliyette bulunamazlar” dediği halde,bir iktidar milletvekili,tekkelerin yeniden açılmasını isteyebiliyor;hükümet milli eğitimi,Tevhidi Tedrisat Yasası’na aykırı hale getirebiliyor.Bu siyasi kadro,Devrim Yasaları’nın Anayasa’nın güvencesi altında,kurucu yasalar  olduğunu bilmezden geliyor.Anayasa’nın 174.maddesini görmüyor. İktidar ülkeye zarar veriyor.