Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Ankara hep bunu istemiştir!

Okura ne verirsen onu alır, işine gelmeyince almayı da bırakır.
Sorun kalitede!
Evet, sorun kalitede. Kaliteyi yükseltecek olanda Gazete sahibidir.
Gazete sahibi gelirini gazetenin kalitesi ve reklâmı ile orantılı götürürse sorunun bir bölümü çözülür.
Diğer bir bölümü ise; Satın alınamaz değerleri olan mesleğe en önemlisi ise kendisine saygısı olan ekiptir. Yazarından muhabirine, muhabirinden genel yayın yönetmenine kadar tüm gazete emekçilerinin satın alınamaz değerleri olanlardan seçilmesi gerekmektedir.
Gazete sayfalarını köşelerini herkese değil, bu işin adamı ehil olana açması gerekirken ne yazık ki bazı gazete patronları herkese açık adı altında 5–10 köşe yazısı yazıp, 11.de tıkananları dolduruyor. Bakınız birçok gazetede bu ve benzerini göreceksiniz!

Bu sirkülâsyonun nedeni ise; Gazete patronlarının bazılarının çevre kovalamasıdır. Çevre edinip, yeni insanlarla tanışarak daha çok yere ulaşmaktır.
Aynı sigortacılığın perakendeciliğini yapan bazı sigorta firmaları gibi! Bazı Sigortacılar bir elamanı işe alır.  Eleman çevresinde ne kadar sigorta yapabileceği eşi dostu yakını varsa hatıra binaen sigortalar. Bir süre sonra hatır içinde olsa sigortalayacağı kişi kalmamıştır, çevresi bitince elemanda bitmiş olur. Aslında ekmek yolu tıkanan sigorta elemanı kendine yeni bir iş arar. Patronda yeni çevreler için yeni elemanlar arar.
Bazıları da gazetelerinin köşelerini işin erbabı yazarları bulamadığından amatör heveslilere açarlar!
Diğer bir sorun ise Gazete sahibinin siyasilerle olan “Temas ve Mesafe” ilişkisini çok iyi ayarlayamamasından dolayı oluşan güvensizlik!
Ne kadar mesafe ile temas edeceğini bilmeyen “akşam birlikte içtiği adamın ertesi gün yalan haberini yapan” veya bir yerde basın danışmanı ya da alaveresi olup ta o yerin amirinin güzel ve yağlı haberini yapanlara gazete genel yayın yönetmenlerinin dur deme şansları olmalı-ki bunlar genellikle patron tarafından korunurlar!
Bu durumu kabullenip, yandaş olmak ise; sürü psikolojisi ile yönlendirilen halkların en çok uğradığı belleklerine tecavüz durumudur…
Bu bir paradigmanın temel parçalarından biridir.
Yani; Devlet nasıl isterse öyle şekillendirir!
Ne demek şimdi bölük pörçük her yerde gazete falan filan! Kim bunları denetleyecek olan?
Ne kadar az gazete olursa o kadar rahat etmiştir devleti yönetenler.
Etrafınıza bir bakın genel veya yerel siyasiler hiç gazeteci severler mi?
Evet, Bu ülkenin yönetenleri müesses nizamın sahipleri, statükonun kaptanları tek sesli basın istemiştir.
Fakat bunu bu ülkenin geçmişine bağlamamak gerekir. Nasıl ki Cumhuriyet gazetesinin yanında birçok gazete vardıysa o güne has ve olağan o şekliyle devam etmiştir.
Lakin ülke devasa büyürken basın küçük kalmıştır.
Basın sadece Ankara ve İstanbul haberlerini ön plana çıkartarak okurun kapısının önünden haber alması engellenmiştir.

Kısacası Okurun haber ve bilgi kaynağı kesilerek hesap sorması engellenmiştir. Zaten Ankara’da hep bunu istemiştir!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi