BABASIZ BABALAR GÜNÜ

Anneler Günü’nü daha dün yaşadık.11 Mayısta anne-babalarıyla bir arada olan 432 madenci çocuğu,siyasetçinin “kader” dediği bir felaketle 13 Mayısta babasız kaldılar.
BABASIZ ÇOCUKLAR
Toprağın altına gönderilen madenciler,sırf verim düşünülerek gençlerden seçildiği için,babasız kalan madenci çocuklarının çoğunun yaşları küçük.Çok küçük.Bu yaşta,ellerinden tutarak onlara hayatın zorluklarıyla mücadeleyi öğretecek olan insanı,yani babalarını kaybeden bu çocuklar,babasız geçirecekleri bu ilk babalar gününde,babasızlığın acısını bir ay arayla yeniden yaşamamalılar.Onlara sahip çıkmalıyız.En başta,bu çocukların yetim kalmasında büyük vebali olan hükümet görevini yapmalı.Bu çocuklara babalık yaparak onların sağlık,eğitim sorunlarını yasal güvenceye bağlamalı,çocukların bütün sorumluluğunu üzerlerine kalan annelerinin  geçim ve barınma sorunlarını çözmelidir.
Bu çocuklar,babasızlığın hüznünü yaralı yüreklerinde hep yaşayacaklar.Hiç olmazsa onlara maddi yokluk yaşatılmamalıdır.Sağlanacak burslarla bu çocuklar okutulmalı okuldan sonra da korunmalı,ulaşım araçlarından hep parasız yararlanmalı,işe alınmada öncelik tanınmalıdır.
SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI
Soma madenlerinin işletme hakkını aldıktan sonra,Maslak’ta Türkiye’nin ikinci büyük gökdelenini diken patron ve ona bu imtiyazı tanıyan Erdoğan,bundan sonra bu çocukların her türlü ihtiyaçlarını  karşılamaya,onlara yetimlikleri dışında başka bir sorun yaşatmamaya mahkum ve mecbur edilmeliler.Buna rağmen babalarını bir iş  cinayetine kurban veren bu çocukların maddi eksikleri hep olacak ama onların asıl eksiği,maden kömürü gibi yüreklerini içten içe yakan baba özlemi olacaktır. 
Bu babalar günü, 301 genç babayı çok dramatik şekilde alıp götüren maden faciasının hemen ardından bu kadar yakın sürede gelmeseydi keşke.Yaraları çok taze olan bu babasız çocuklar,keşke acılarını kısmen unuttuktan sonra annelerine sarılarak babalarına özlemlerini yaşasalardı.Keşke aradan biraz zaman geçseydi de bu minik insanların yaraları biraz kabuk tutsaydı.Bu küçük yüreklerin,bu büyük acıyı nasıl kaldıracaklarını düşündükçe,onların ne kadar ağır bir yükün altında olduklarını anlıyorum.Bizlere düşen,onların yüklerini hafifletmektir…       
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi