Bakkalımı geri istiyorum

Büyük marketleri sevmiyorum. Gözünü sevdiğim bakkallar, geri dönsün.
Bu sabah hepimizin bildiği büyük marketlerden birine gittim. Bir şampuan alıp çıkacağım. Birkaç tane ihtiyacım olan şeyi de alayım bari bir daha gelmeyeyim dedim. Şampuanların bölümüne gidene kadar, sepet doldu.

Kampanya var birçok üründe, bir alıyorum, ikincisi yarı yarıya indirimli. Eh alayım bari ucuza geliyor. Diğer ürüne bakıyorum, onda da var, almazsam yazık olur, nasıl olsa kullanıyorum. Hem ben yedeklemeyi severim, bir şey bitmeden alıyorum genelde. Kampanyaların sonu gelmiyor tabi. O arada mağazadan anonslar yapılıyor. Bilmem ne kadar alışverişe, bilmem ne hediye. Sepete bakıyorum, zaten hedef rakama yaklaşmışım. Biraz daha bir şeyler alıp tamamlayayım  bari.

Tur atıyorum marketin içinde, yoruldum valla kahvaltı yapacak halim kalmadı. Spor oldu sabah sabah.  Neyse artık tamamlamışımdır hedeflediğim rakamı diyerek kasaya doğru gitmeye hazırlanıyorum. Aaa, aklıma geldi, banka kartının da kampanyası var. Bari bu kadar alışveriş yaptım, onun hediyesinden de mahrum kalmayayım. Evet, artık şampuan dışında her şeyi almışım. Ben şampuan için geldim ya buraya zaten.

Gidip onu da alayım. Seç beğen,  ne kadar çok çeşit var. Bir tek şampuanla da bitmiyor iş, yanında ikinci, üçüncü ürün de var. Çantamdan büyüteci çıkarıp okuyayım bari, nasıl kullanıldığını. Şampuanla birlikte onları da kullanmam lazımmış. 

Evet, artık işim bitti dedim ve kasaya yöneldim. Okumaya başlattı kasiyer kız barkodları. Ben de bir yandan poşetleri dolduruyorum. Poşet doldurma konusunda da titizimdir. Mutfağa gidecekleri ayrı, banyoya gidecekleri ayrı koymaya çalışıyorum. Çünkü evde yerleştirmesi rahat oluyor. Kasiyer kız, sesleniyor bu arada. “Alışverişinizin karşılığında bu ürünler şu fiyata geliyor, ister misiniz?” İsterim tabii, neden istemeyeyim? “ Evet”, deyip bir ürünü seçtim.

“Tamamlayayım mı işlemi?” diye sordu. Rakama bir göz attım, biraz daha alışveriş yaparsam, başka bir ürün daha ucuza gelecek. “Kapatmayın” diyorum. Yine marketin içine koşturuyorum. İpin ucu kaçtı artık, yarışmadayım sanki.

Eee ne olacak böyle? Ben çıkamayacağım bu marketten. Kahvaltı edecek halim kalmadı demiştim ya, akşam yemeğine yetişsem bari. Mağaza hedefi, kart hedefi derken elemanlarla beraber kapatacağız burayı sonunda. Üste fazla fazla para ödeyip çıkacağımdan benim durumum daha acıklı olacak. Saatler sürdü şampuan almak. Bir daha gelmeyeceğim markete ben yaa.
Keşke bakkallar marketlere karşı eylem yaparken onlara katılıp yanlarında olsaydım. Bilememişiz kıymetlerini. Üstelik onlar hemen para bile istemezlerdi.
Yaz deftere, aybaşında öde. Yevmiye, kebir defteri gibiydi valla defterleri de. Giyim mağazasında da başıma böyle bir şey gelmişti. Pantolon alıp çıkacağım, ikinci ürün yine ucuza geliyordu. Aldım tabii ki de. Sonra üçüncü ürün kampanyalı, üçüncüyü alıyorsun dördüncü. Yok arkadaş, çıkamıyorum mağazadan. Hatta kendime alacak bir şey bulamaz hale gelince, aileye almaya başladım. Don bile aldım, o kadar yani.

Kan ter içindeyim bir de deneme odasında giyip çıkarmaktan.  Mankenlere acıdım inanın. Zaten ben çok ünlü biri olmayı istemezdim. Ünlü derken, herkesin gözlerinin üzerimde olacağı bir ünlülükten bahsediyorum. Sürekli ne giymiş, saçı nasıl diye bakacaklar ve “bumuymuş  o”, “ekrandan daha güzel görünüyor, ama çirkinmiş”, “O kadar parası var, kıyafete bak, zevksiz” diyecekler bir de üstüne üstlük. Ben saatlerimi terzi, kuaför arasında dolaşırken harcayacağım, herkese kendimi beğendirmeye çalışacağım, yook anacım hiç bana göre değil.

Barbi bebek gibi gezemem her dakika. Bazen üç gün aynı şeyi giyiyorum ben, forma gibi. Bir eşofman, bir t-shirt yeter bana. Saçımı taramadığım gün bile oluyor, ama üşendiğim için değil. Zaten kıvırcık, başedemiyorum, ondan o şampuan ve yardımcılarının peşinden büyüteçle koşuyorum. Ama ünlü bir yazar, edebiyatçı, şair olmam da hiç bir sakınca yok,  bu beni deli gibi mutlu eder. Neyse ki, bu alışverişi de bitirdik çok şükür.  O kadar çok şey almışım ki, uzunca bir süre markete gitmem gerekmeyecek. 

Ahaa! Telefonuma mesaj geldi, yaptığım alışverişlerden dolayı ödüllendirilmişim, yaşasın!
Yüzyetmişbeş lira daha harcarsam, yirmibeş lira hediye geçecekmiş mağaza kartıma. Onu da nakit olarak vermiyorlar, kartlarda birikmiş bir sürü puanım, param var ama onları harcamak için tonla para harcamam lazım. 

*** 
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi