Bayramlar ve ölümler...

 Aslında bu yazımın başlığı 'bayramlar  yalan, ölümler gerçek' olmalıydı sanki.

Hani adı 'bayram' ya.

Neydi bayram.

Gülmekti.

Eğlenmekti.

Küskünlerin barışması, ayrılanların kavuşmasıydı.

Gidenlerin dönmesi, gelenlerin gülmesiydi.

Çocukların en yeni elbiselerini giyerek uyanmasıydı.

Şenlikti bayramlar.

Düğündü, şölendi, keyifti neşeydi.

*

Sorarım size daha yeni geride bıraktığımız mübarek Kurban Bayramı'nda hangimiz bu saydıklarımızı yaşadık.

Hangimiz güldük, eğlendik, şenlendik.

Gerek ülkemizin içinde bulunduğu ortam.

Gerek dünyayı hergün başka bir noktaya taşıyan, globalleşen canavar sistemler.

Yıllardır terörle mücadelenin verdiği çok değerli evlatlarımızın kayıp haberleri.

Ağlayan analar, bacılar, yıkılan yuvalar, babasız kalan evlatların acısı.

Ateş düşen yuvalar, ocaklar.

Bütün bunlar yanı başınızda, içinizde, akrabanızda, komşunuzda oluyorken.

Bayramları bayram gibi kutlamak ne mümkün!

*

Hele bir de bu bayramlarda çok daha fazla değer verdiğiniz insanların ölümü.

Hadi bayramlar her sene yenilenir.

Bu yıl olmaz ise inşallah seneye diyerek umutlanırız.

Bu bayram olmadı inşallah diğerinde der avunuruz.

Ya ölümler.

Zamansız ölümler.

Erken ölümler.

Beklenmeyen ölümler.

Çok daha fazla insanı üzen ölümler.

Bunları nasıl telafi edeceğiz?

*

Türkiye çok aydın yetiştirdi.

Çok sanatçı.

Çok gazeteci.

Çok siyaset adamı.

Çok devrimci.

Bir çırpıda saymaya kalksak belki aklımıza çok azının adı gelir ama her biri önemli değerdi.

Bir insanın arkasından kolay kolay kitleler gitmez.

İnsanlar yürümez.

Kalabalıklar oluşmaz.

Varsa bir samimiyet, bir duruş, bir inanç, bir amaç.

Ve bu amaca hizmet etmek için gerekirse canını feda etmeyi göze almışsa o kişi.

İşte o zaman durduramazsınız insanları; akarlar, giderler, severler, inanırlar, savunurlar.

Ve bu inandıkları kişiler şayet göçüp giderlerse bu dünyadan.

O zaman da ağlarlar, ağlarlar, ağlarlar...

*

Türkiye mutlaka çok değerlere ağladı.

Benim sağlığımda hatırladığım bazı isimler; Uğru Mumcu, Hırant Dink, Turgut Özal, Kemal Sunal, Barış Manço, İlhan Selçuk, Alpaslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu, Bülent Ecevit, Recep Yazıcıoğlu ... ilk aklıma gelenler.

Bu isimlerin çoğu ne yazık ki suikasta kurban gitti.

Ancak eceli ile ölüp de arkasında büyük kitle bırakan.

Kendisine inanan kalabalıklar bırakan.

Yürekler bırakan.

Çok küçük bir leke bırakmadan bu dünyadan göçüp giden çok çok az insanımız, az değerimiz oldu.

*

İşte o değerlerden birisi olan Tarık Akan dün kendisine ve inandığı değerlere yakışır bir şeklide uğurlandı son yolculuğuna.

Eğilmedi bükülmedi, yeri geldi film çekmesi engellendi, direndi işsizliye, yine güce ve güçlüye boyun eğmedi gitti taksicilik yaptı.

Filmlerinde toplumsal mesajlar verdi.

Güneydoğu'daki yaşamsal sorunları işledi.

Türkiye'deki ikiyüzlülükleri işledi.

Sömürüleri işledi.

Adam kayırmacılığı işledi.

Siyasi yozlaşmayı işledi.

*

Barış dedi, kardeşlik dedi, hep birlikte kenetlenerek yaşamak dedi.

Kahrolsun emperyalizm dedi.

Kahrosun küresel işbirlikçileri dedi.

Cumhuriyet dedi.

Mustafa Kemal Atatürk dedi.

Laiklik dedi.

Büyük ve güçlü Türkiye dedi.

Ve bütün bunları söylerken ne yazık ki o 1.92 boyundaki dev adam karaciğerine inen kanser virüsüne yenilerek yaşama veda etti.

Ve onun arkasından en güzel cümleyi kızı söyledi; 'Tarık Akan'ı kaybetmedik, Türkiye Tarık Akan'ı kazandı'...

Işıklar içinde uyu, melekler yoldaşın olsun, vatanın cennet olsun Tarık Akan.

*

İlyas Öztekin bizleri üzdü

Emekli olup Büyükçekmece'ye yerleşmişti. Ben de HABERDAR'ı yeni kurmuştum. Senin gazetede haftalık yazı yazmak istiyorum dedi. Tam 15 sene her hafta cuma günleri el yazısı ile A-4'e yazdığı yazıları üşenmedi gazeteye getirdi. Yazılarında cumhuriyet değerlerini işledi. Ezilenlerin hakkını işledi.

Ne yazık ki kalbi onu taşıyamadı ve erken bir yaşta aramızdan ayrıldı.

Çok iyi bir insan çok güzel adam gibi adamdı.

Vatanın cennet olsun İlyas Abi. Bizleri çok üzdü gidişin.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi