Bir yerlerde oturmuş birkaç arkadaş sohbet ediyoruz, İçimizde apolitik olan arkadaşımız “yerel seçimler yaklaşırken henüz kendini partililerine anlatamayan siyasiler topluma kendini nasıl anlatacak” diye güzel bir soru attı ortalık yere. Yorumu bunun neresine yapalım, aslında yorum yapamamakta bir yorum olabilirmiydi? 

Neyse biz yinede sorunun cevabını arayalım. Bir kere “yapacağım” denilene halkın inanması gerek.

Halka “anlatanların” halktan kabul görmesi gerek.

Özelliklede kadroları halkın onaylaması gerek, belki buna benzer daha başka çok şey.

Bir kere tüm partilerde anladığım kadarı ile “lidersiz bir anlatım” düşünülmüyor!

Öyleyse önce Sayın liderlerin kendisinin halka anlatılması kabul ettirilmesi lazım ki daha sonra diğer konular anlatılabilsin.

Bence her dönem olduğu gibi tartışmadan çıkar elde edenler, tartışmanın getirisini bekleyenler, bulanık suda balık avlamak adına “anlatılmasını da anlaşılmasını da engelleyerek” istikbal bekliyorlar.

Anladığım kadarı ile her şey mükemmel yapılıyor ama halka anlatılmasında sanki bir yerlerde bir sorun var anlayışı hâkim, bu doğru değil, bu daha çok yanlışa götürür.

Anlatmak mı eksik yoksa yapmak “yerine getirmek mi” eksik! Aslolan bu soruya cevap bulmak olmalı!

O kadar geç kalınmış ama bir türlü küllenmemiş, tedavisizlikten kabuk bağlamamış konular var ki zamanında yapılması gerekirken yapılmayan.

Yapmış olmak için öyle yapılınca da göstermelik yapmayacaksın.

Çok yerde konuşulan tüm partilerin AR-GE si, Profesyonel propaganda birimi neden yok! Her şeyin çok kolaya olduğu bilgisayar toplumunda her birime özel görev yerine gelişi güzel propaganda neden niçin yaptırılır.

Bunlar çok önemli olmasına rağmen neden eksik kaldı bu güne kadar?

Ben söyleyeyim kimi partilerde beldelerde ilçelerde dahi o kadar çok insan bir şekilde dışlandı, uzaklaştırıldı veya küstürüldü ki bu gün evlerinde oturuyor camlarından dışarıdaki çocukları seyrediyorlar.

Bu âlemde hısım akrabanız geniş değilse, tek başınıza iseniz isterseniz ateşi sönmezmiş cevher veya iyi bir ustanın hünerli ellerinden çıkmış mücevher kısacası alemi cihan olun bir çok kitle partisinde delege dahi olamazsınız.

İç içe geçmiş ahbap çavuş ilişkileri, oturmamış üyelik sorumluluğu, aidat ödeme alışkanlığı olmayan üyeler, daha bunları disiplinize edemezseniz neyi kimle kime anlatacaksınız ki.

Gerçek anlamda seçilmiş olmak ne demek bilirmisiniz?

Bu çok önemli ve çok emek ister kolay değil kendini anlatmak kabul görmek, ama olunca oluyor bakın Birçok milletvekili gibi bu gün ilahlaştırılan karizma olanlar bile atamayla milletvekili oldu, öyle değilmi?

Hemen hemen tüm partilerin İstanbul dâhil tüm Büyükşehirlerde İl başkanları da atamayla olmadı mı? Önce makama ata otursun koltuğa, sonra gerisi kolaydır zaten, genel merkezler arkanda durunca yetiyor.

Anlatsanıza bunlara rağmen nasıl AR-GE den, Profesyonellikten bahsedeceksiniz!

Ama sırası değil! Öyle değilmi seçime gidiyoruz, Sus pus olmak lazım, yukarıya biat etmek lazım, yoksa ağabeylerimiz geleceğimizle ilgilenmez biteriz öyle değilmi?

Dünya döndükçe siyaset oldukça zaman zaman sürekli zaten seçim yokmu?

Aslında baştan beri yanlış yapınca sonrası da yanlış olmaz mı?

Olmaz diyorsanız ne diyelim ki, hep siz haklısınız, umarım seçimde siz haklı çıkarsınız, gerçi “ben-biz haklı çıksam-çıksak” ne olacak ki?

Demokrasicilik oyununa devam edeceğiz nasılsa olan şimdiki kurşun askerlere olacak!

Sonra yeni kurşun askerler çıkarılacak ortaya, sil baştan örgütler teşkilatlar yukarıdakileri rahat ettirmek adına yine birbirini kıracak, kırdırılacak!

Yukarıda bir yerde birileride yıllardır olduğu gibi yine bir şekilde sıcacık koltuğunda oturup yerinde kalacak yola devam diyecek!

Rejim tehlikesi de var nasılsa!

Devam arkadaşlar devam.

Göstermelik olmaz gerçekten bu dediklerinizi yapacaksınız başka türlüsü olmaz, olmuyor da zaten ah bir anlatabilsek bir anlasanız...