Beterin beteri ve mağduriyet!

 Düşünebiliyor musunuz, modern bir ülke görünümünde olan Türkiye Cumhuriyeti son 40-50 yılında kimlere teslim edilmiş.
Mağduriyet diz boyu.
Kimi canından olmuş.
Kimi hak ettiği halde -önceden soruları bilenler olduğu için- istediği okullara girememiş.
Kimi rutbesinden olmuş.
Kimi boş yere hapis yatmış.
Kimi işinden olmuş.
Kimi daha nelerinden olmuş da bu mağduriyetlerin çoğunu yeni öğreniyoruz.
*
Mesela son yıllarda suikasta kurban giden gazeteci, siyasetçi, asker, valilere şöyle bir bakarsak; Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, Turgut Özal, Muhsin Yazıoğlu, Eşref Bitlis, Kazım Çillioğlu, Bahriye Üçok, Musa Anter, Hrant Dink... bugün bu kaybettiklerimizin katillerini artık başka yerde aramaya gerek yok sanırım.
*
Yılmaz Özdil'in dediği gibi; 1043 okul kapatıldı.
109 yurt kapatıldı.
15 üniversite kapatıldı.
1577 dekan açığa alındı.
22 bin öğretmen açığa alındı.
2005'ten bu yana, her sınavda şaibe var.
Kaç milyon çocuğun geleceği çalındı?
Kaç milyon insanın hayatı çalındı?
Kaç milyon yurttaşın kader çizgisi hileyle değiştirildi?
*
Bekir Coşkun'un dediği gibi;
Türkiye İran gibi, Mısır gibi, Irak gibi, Libya gibi olmadıysa, bir dinci takımın eline teslim edilmediyse. Cumhuriyete dua edelim.
Sokaktaki o insanlara; bu özgüveni, bu bilinci ve bu hakkı veren de Cumhuriyettir.
Fırsat bu fırsat, Cumhuriyet'in vazgeçilmezleri; hukuku, demokrasiyi yıkmaya kalkmayalım.
*
Nihayet dün Taksim'de güzel bir görüntü oluştu.
CHP'nin düzenlediği ’Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ birçok açıdan mesaj verecek görüntülere sahne odu.
CHP başından beri darbeye karşı olduğunu bu mitingle bir kez daha vuguladı.
AK Parti'liler bu mitinge destek vererek 'şimdi siyaset yapmanın zamanı değil' dedi.
İBB CHP'lilere de ücretsiz ulaşım hizmeti vererek mitinge katılım gösterenlerin yüreğine su serpti.
Keşke MHP ve HDP'de bu mitinge birer destek heyeti gönderseydi diyebiliriz ama olsun.
Buna da şükür.
*
Kısaca değerli dostlar bizim demokrasiden başka, cumhuriyetten başka, hukuktan başka dostumuz yok.
Düşünebiliyor musunuz ya darbe kalkışması başarılı olsaydı ne olacaktı?
Ben bu satırları yazabilecek miydim?
Sizler rahatlıkla ve huzurla okuyabilecek miydiniz?
Sokaklar bu kadar insanla dolu olmasına rağmen bu kadar güvenli olacak mıydı?
*
"Beterin beteri var" sözünün anlamını hepimiz biliyoruz.
Bu kadar üzüntü verici durumlar ortaya çıkmasına rağmen el birliği ile yaralarımızı sarmayı başarmalıyız.
Güzel ülkemizin başına daha kötü şeyler gelmesine engel olmalıyız.
30-40 yıldır aslında duyuyorduk, okuyorduk, belki inanmıyorduk ama yine de acaba diye iç geçiriyorduk.
İşte o yazılan çizilenlerin daha beteri gerçekleşti.
Asker kendi yurttaşına kurşun sıktı.
Yaver hain çıktı.
Pilot hain çıktı.
General hain çıktı.
Daha ne olsun!
*
Bu saatten sonra yapılması ve söylenmesi gereken tek şey var.
Hala yaşıyoruz, hala Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayakta, daha beterlerini yaşamadık diye şükretmek.
Bir daha benzerlerini yaşamayalım diye, olanlardan ders çıkarmak, tedbir almak, tarafsız bir hukuka güvenmek, güvenilir bir hukukun önünü açmak.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi; Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak uyanır...
Uyumamak, gözünü kulağını tüm algılarını sonuna kadar açmak.
Daima ve daime doğrunun, iyinin, adaletin, cumhuriyetin, demokrasinin peşinden gitmek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi