BEYLİKDÜZÜ’NÜN GEÇMİŞİ VE BİR GARİP ATATÜRK ANITI
Beylikdüzü geçmişte birçok yolsuzluk ve skandallarla anılmış olsa da ülkemizde ki hızlı ve dengeli kentleşmenin en önemli örneklerinden biridir.
5-10 yıl önce B.çekmeceye giderken yol kenarına sıralanmış selvi ağaçlarının çevrelediği bakir boş alanlar vardı. Burası B.çekmeceye bağlı Kavaklı köyünün sınırları içindeydi.O zaman B.çekmece belediye başkanı olan Ali Cebi’nin girişimi ile yapı kooperatifleri kuruldu.Kooperatifler belediyeden bağımsızmış gibi görünse de aslında belediyenin kontrol ve organizasyonunda faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.Bu kooperatiflerin oluşturduğu üst birliklerin belediye ile organik bağları vardı.İnşaat aşamalarında arsa dağıtımı imar planları rant paylaşımı ve yapılan yolsuzluklar konusunda sayfalar dolusu kitaplar yazılmış yıllarca devam eden mahkemeler ve yargılamalarla bir çok belediye başkanı kooperatif ve üst birlik yöneticisi çeşitli mahkumiyetlere çarptırılmıştır.Tüm olumsuzluklara rağmen hızla devam eden yapılaşma sonucu bu gün yüksek çok katlı binalardan meydana gelen çağdaş yaşanabilir bir kent ortaya çıkmıştır.Yapılaşma sürecinde yüzlerce siyasetçi memur bürokrat yargı mensubu esnaf sivil toplum kuruluşu mensubu ucuz konut edinebilmek için kooperatif üyesi olmuş,ancak bunların bir kısmı da üst birlik ve kooperatif yöneticileri gibi yolsuzluklara karışmış kimi yargılanıp ceza almış kimi millet vicdanında aklanmasa da mahkemelerce aklanmıştır.İstanbul da gece kondusu olmayan 5-10 yıl içinde nüfusu 300-400 bine çıkan Beylikdüzü’nün ilk belediyesi kavaklı adıyla kurulan belediye teşkilatıdır.O günden bu güne kadar resmi kutlamalar eski j.karakolu karşısındaki Atatürk anıtı önünde yapılırdı.Anıt ve çevresi halen bakımsız ve terk edilmiş durumdadır.Bu gün resmi törenler belediye bahçesindeki küçük bir Atatürk büstü önünde yapılmaktadır.Ülkemizin küçük bir kasabasında bile tören yapılacak bir Atatürk anıtının olduğu bilinirken Türkiye’nin en büyük ve sayıca çok fazla alışveriş merkezinin bulunduğu böyle çağdaş bir kentte belediyenin bahçesindeki küçük bir Atatürk büstünün önünde resmi tören yapılması Beylikdüzüne yakışmıyor.Bir kaç yıl içinde büyük camiler ve devasa alışveriş merkezleri yapılan bir kentte Atatürk heykeli dikmek zor ve yüksek maliyetli bir iş mi yoksa belli bir amacın ve niyetin sonucumudur.Katillerin canilerin salıverilip düşünenlerin üretenlerin yazanların çizenlerin içeri tıkıldığı sanatın içine tükürenlerin heykele ucube diyenlerin baş tacı edildiği,demokrasi söylemi ile demokrasinin yok edilmeye çalışıldığı,ABD’nin kucağındaki şeyhin iradesiyle ülke yönetmekte olanların bundan daha farklı şeyler yapmasını beklemek olanaksızdır.Unutulmasın ki bu gün yaşananlar daha başlangıçtır.Benzer yol ve yöntem uygulanarak yörüngesi değiştirilen komşu İran örneği hafızalarda yenidir.Bu günleri arayacağız.Özellikle Kadınların kendi iradeleri ile nelere alet olduklarını anladıklarında vakit çok geç olacaktır.
Anadolu da bir köy düşünün köyün ortak mülkiyeti olan meraların talan edildiği,muhtara yandaş ve yalakalığın saygın işler arasına girdiği köylünün mahremiyetinin hiçe sayılarak yatak odasındaki fısıltılarının dinlendiği bekçilerin tüfeğinin alındığı köy korucularının muhafız yapıldığı ihtiyar heyeti üyelerinin yalnızca muhtarın istediği kararları aldığı neticede taşların bağlanıp köpeklerin salıverildiği bu köyde dirlik düzenlikten birlik beraberlikten söz edilebilir mi?
