PKK’nin yayın organı Fırat Tv’nin bildirdiğine göre Öcalan,Kandil’deki örgüt elebaşlarına ve örgütün Avrupa temsilcilerine gönderdiği mektupta,Erdoğan’nın temsilcisi MİT’le vardığı mutabakat gereği önümüzdeki süreçte örgüt lehine ne tür gelişmeler olacağını,bu gelişmeler olurken örgütün nasıl hareket etmesi gerektiğini anlatmış. Yani PKK’nin lideri olarak Hükümetin gözetiminde İmralı’dan, örgüt için belirlediği taktik ve stratejiyi,yine hükümetin belirlediği adamlar aracılığıyla örgüte  ulaştırmış.Diyor ki mektubunda Öcalan;

1-Öncelikle benim özgür olmam sağlanacak,tüm PKK ve KCK’liler serbest bırakılacaklar,2-Karşılıklı ateşkes ilan edilecek,3-Misakı milli güncellenecek yani Kürdistan’la TC arasındaki sınır yeniden belirlenecek,4-Kürtler’in varlığı ve özgürlüğü güvence altına alınmadan silah bırakılmayacak,5-Anayasa değişecek,AKP’nin istediği Başkanlık sistemi desteklenebilecek fakat bu Amerikan tipi Başkanlık olacak.Seçim Yasası değişecek,baraj düşürülecek,6-rejim değişecek.

Öcalan örgüte,zaman içinde  bunların olacağını duyurarak,vereceği emirlere uyulmasını istiyor.Olacaklar konusunda hükümetle anlaştığını ima ederek  örgüte vaatlerde bulunuyor. Öcalan’ın İmralı’da Erdoğan’ın gönderdiği BDP’li aracılarla yaptığı görüşmelerin basına sızdırılışından sonra,Öcalan’ın adeta teslim aldığı siyasilerle  yalaka medya; ”bu görüşmelerde Öcalan’ın bölünme istediğine dair tek bir laf yok” diyerek günlerce köşelerinde  yalanlar yazarak,emirlerine hasredilen televizyonlarda cahilce konuşmalar yaparak halkı kandırmaya,ülkenin bölünmesini gözlerden kaçırmaya çabaladılar. Oysa Öcalan,bilerek sızdırılan görüşme metninde belirtildiği gibi,”bölünme”lafını kullanmadan,bölünme isteğini  şu cümlelerle ifade ediyordu:

”Erdoğan’ın Başkanlık önerisini destekleyebiliriz ama bu Amerikan tipi Başkanlık olursa…” Amerikan tipi Başkanlık,eyalet sistemi ve ”federasyon” demekti.Satılmış medya,ya Amerikan tipi Başkanlığın “federasyon” olduğunu bilmiyordu ya da kısmen örtülü olan bu cümlenin içindeki “federasyon” isteğini fark edemiyordu.

Öcalan Kürtler adına federasyon istediğini yalnız İmralı’daki konuşmasında değil,Kandil’e ve örgütün Avrupa kanadına gönderdiği mektubunda da belirtiyordu.”Kürtler’le misakı milli güncelleştirilecek, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı uygulanacak yani sınırları,bayrağı ve ayrı bütçesi olan yerel yönetimler kurulacak” diyordu.Her şeyin birden  olmayacağını,şu anda dayatılırsa alerji doğuracağını da ekliyordu.

Öcalan, “bölünme” sözünü kullanmadan bölünmeden söz ediyordu ama bunu anlamayan ya da anlamak istemeyen  satılmış kalemler,Öcalan’ın bölünme istemediği yalanını işlemeyi görev bildiler.Onlara BDP’liler de katılarak ağız birliği içinde milleti manipule etmeyi sürdürdüler.Bunu hala yapıyorlar.Mektup ve mektupta eşkıya başının neler yazdığı ortada iken basın ve BDP güruhu “bölünme ve ayrılık istenmiyor” demeye devam ediyorlar.

Ülkemizin emperyalistler arasında taksimini öngören “Sevr Anlaşması”nı  da Damat Feritler,Ali Kemaller  ve hempaları da böyle savunmuşlardı.Adına barış süreci denen bu ihanet siyaseti,işte bu medyayla,bilgi düzeyi ve vatan aşkı bu kadar olan yalaka kalemlerle bu şekilde götürülüyor.AKP’nin istediği medya bu.Ülkede olup bitenleri gören,halka anlatan yazarlar bu nedenle medyadan uzaklaştırılıyor.Bu nedenle yazmaları istenmiyor.Yazanlar da bu nedenle içeri tıkılıyor.

Terör bitsin,bitirilsin ama teröristin önünde diz çökülerek değil…