Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

CHP, HDP ve İstanbul

Siyaset “fırsatların değerlendirilmesi” sanatımıdır, yoksa “erdem olup, halka hakka hizmetimidir?”

Bu soruya verilecek olan cevabın ikincisi olduğu konusunda pek yanılmayacağız. En azından büyük çoğunluk ikincisi diyecektir!

Ancak!

Evet, ancak diyoruz, siyaset bu ülkede “fırsatı değerlendirme sanatı olarak yapılmış ve yapılmaya devam edecektir.”

İstanbul ölçeğinde yıllardır iki partili yapılan siyaset kapışmasından CHP’nin yaşadığı muallâklık konusunu iyi değerlendiren HDP İstanbul için benim bu güne kadar sürekli bir “muamma olarak gördüğüm, sırrı kendinden menkul bir film ile ülkenin en ünlüsü olarak ‘acaba’ kuşkusunu üzerinde toplayan” Sırrı Süreyya Önder’i aday yapacağım kartını oynayarak İstanbul’da birkaç ilçe alabilirmiyim fırsatçılığı içine girmiştir!

Aynı HDP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde etkili bir başkan yardımcılığı ile Esenler, Sultangazi, Maltepe ve Kartal ilçe belediye başkanlıklarına göz kırpıyor, hatta içi gidiyor!

SODEV Başkanı Erol Kızılelma bakınız ne diyor; Her siyasi partinin hakkıdır seçime girmek. Saygı duymak gerekir. Ama siyaset yapmak şov yapmaktan ibaret değildir, biraz sorumluluk da gerektirir. Sırrı Süreyya Önder'in CHP hakkında söyledikleri, CHP'ye kaybettirmek için aday olma isteği sorumsuzluğun ta kendisidir. Sonunda kazananın da kim olacağı görülecektir. Tabi kazandıranın da...

Ne yazık ki CHP’de kısa bir süre olan belirsizlik, HDP’yi pazarlık masasında geçici bir süre söz sahibi yapmıştır. HDP bu işten en karlı nasıl çıkarım fırsatçılığının peşindedir.

Her ne kadar “Bağımsız Milletvekili” çıkartacak sayıda seçmeni olsa bile parti çatısı altında İstanbul’da gireceği bir seçimde 50 tane meclis üyesi dahi çıkartması zor olan HDP, 12 Eylül öncesi Necmettin Erbakan’ın MSP’si gibi anahtar parti olmaya soyunmuştur.

HDP’nin bu tavrı aldığı oportünist kültüre bağlıdır. BDP veya HDP kök kültürünün Marksizm’le başlayan yolculuğu ne yazık ki ABD’den medet umar duruma gelmiştir. Bu duruma Marksistler “döneklik, işbirlikçiliği hatta karşı devrimcilik” demektedir.

Sosyalist Enternasyonal üyesi CHP, siyaseti “fırsatların değerlendirilmesi” sanatı olarak ele alırsa, yapacağı birkaç akıllı hamle ile isterse HDP’yi bu soyunuk haliyle cıscıbır ortada bırakabilir. Ancak biz bundan yana olmayıp HDP’nin AKP’ye payanda olmayacağı bir duruma çekilmesi tarafıyız. Bunuda HDP’den çok CHP kurmayları belirleyecek konumdadır!

Gezi parkı bileşenlerinin tamamı olmasa da en azından bir kısmı ile ittifak yapan bir CHP İstanbul’u alacak konuma gelir. Yok, tersi olursa; CHP’nin alabileceği ilçe sayısı her şeye rağmen düşmez, aksine azda olsa artar. Ancak İstanbul Büyükşehir belediyesini almaya yetmez! Yeterli olması için ise, meclisteki Gezi parkı bileşenlerinin en azından bir kısmından muhakkak destek almalıdır. İnandırıcı ikna edici bir yol haritası çizebilirse de AKP seçmeni de dâhil her kesimden oy alabilmesi işten bile değil.

Evet, CHP yeter ki inansın. İnanması için ise ilk iş kendi içindeki çok sesliliği akort etmesi lazım. “Akort için ise; yerel seçimlerdeki aday listelerini tüm koşullar göz önüne alınarak hakkaniyete ve vicdanlara uygun olması gerekir” diye düşünüyoruz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi