Mevzubahis diğer bir değimle söz konusu ve ya adından söz edilen.

Bu kelimeyi bu günlerde çok duyacaksınız.

Çünkü televizyon ekranlarında; ‘Mehmet Mert ile Mevzubahis’ başlıyor.

Ekranımızın bu seferki adı Kanal 9.

Yayınımız; uydu, d samrt ve internetten.

Günümüz Salı ve Perşembe akşamları.

Belki ilk başta haftada birgün olabilir ama sonra haftada iki akşam ve Pazar öylen.

Kısaca daha önce HABERDAR’da okuduğunuz beğendiğiniz bazen belki uyuz olduğunuz yazılarımız, haberlerimiz, söyleşilerimiz bu defa ekranlarda karşınızda olacak.

Tamam daha önce de izlediniz tabi.

HABER MASASI (Trakya TV’de), MERTÇE SÖYLEŞİLER (Gerçek TV’de) ve bu defa MEVZUBAHİS!...

* * *

 Bu ismi bulmak kolay olmadı.

Günlerce; facbook, twitter gibi sosyal ağlar dışında, eşe dosta, gazeteci televizyoncu tanıdıklara danışarak yeni programımın ismi ne olsun diye sordum.

Yaklaşık 30-40 isim önerenler oldu.

Sağolsunlar hoş fena isimler değiller,  bir yerlere not aldım gerekirse ileride başka türlü değerlendiririm.

Ama bir ara aklıma şu MEVZUBAHİS geldi ve dedim ki neden olmasın.

Evet şimdiden MEVZUBAHİS’e konuk olmak isteyen dostlar irtibata geçebilirler.

Tabi adından söz edilmeye değecek konular olmalı. Tamam konuklarda öyle ama öncelikle konu önemli.

Bu konuyu yaklaşık iki saat tek başımıza değil, gazeteciler, uzmanlar, konunun muhatapları, çözüm  noktasında bulunan yetkililer ile konuşacağız.

Arada bir MEVZUBAHİS sokaklara meydanlara da inecek.

Halka mikrofon uzatacak, telefon ile danışacak kısaca ekran çoğu zaman halkın sesi olacak.

Hadi bakalım bu kadar MEVZUBAHİS yeter!

* * *

CHP ve iktidar!

CHP Beylikdüzü iyi organize olarak güzel bir dayanışma yemeyi yaptı.

Uzun yıllardır bu kadar uzun süre bir siyasi yemekte kalmamıştım.

Saat onbir oldu ben yine Fuat Saka dinliyor rakımı yudumluyordum.

Fakat salonda şöyle bir az da olsa gergin hava vardı.

Birileri oraya sanki neoluyoruz tavrı takılmaya gelmişti.

Tabi bu durumun en büyük sebebi şu son ‘Tavsiye Kararı’ olabilirdi.

Ne yani bu karar niçin alındı?

Genel seçime iki ay kala örgütler başsız kalmasın diye.

Eeee. Şimdi ne oldu. Altı ay başsız kalacak örgütler. Mesela bir Silivri’yi ele alsak. Kıran kırana geçen bir kongrede Selami Değirmenci seçimleri almadı mı? Hem de CHP’li belediye başkanına rağmen. Şimdi aynı Değirmenci istifa ediyor partim beni vekil adayı yapsın diye.

Ya aday olamazsa ne olacak?

Üstelik parti ön seçim kararı almamışken! Doğrusu ben Değirmenci olsam çıkarım ortaya ve ‘Beni örgütüm bu göreve getirdi, örgütüm isterse vekil de olurum, örgütümü başı boş koymamak için ve partim ön seçim kararı almadığı için görevimin başındayım’ diye haykırırım.

Yaklaşık 45 il başkanı, yüzlerce ilçe başkanı istifa ediyor bu gün.

Sonra da gelsin şunun adamı bunun adamı?

Olacak şey değil.

CHP bunlardan kurtulmalı!

Tabi bir de kendisini parti üstü güçte gören aklı evveller var CHP’de.
Ben şunun adamıyım, ben bunun akrabasıyım, ben onun arkadaşıyım ona söylersem sana şunu yapar diye ortalıkta dolaşan işsiz, güçsüz partili diye geçinenler var.

Ne bu kardeşim. Sen CHP misin yoksa sülale derneği misin?

Bir tarafta CHP için hayatını ortaya koyan (Mesela CHP Beylikdüzü yemeğinde böyleleri de vardı), iktidar olmaya ant içen, yemin eden ve bütün bunları her hangi bir karşılık beklemeden yapan partililer.

Diğer tarafta ise şu aklı evveller!

CHP iktidar olmak istiyorsa bu iki tip partiliyi bir birinden ayırmalı.

Ya şunun adamı, bunun yakını adamlarına prim vererek sülale partisi olarak kalacak ya da GERÇEK HALKIN PARTİSİ olarak tek başına iktidar olacak!