CHP'li 66 Belediyenin 500 projesinin sergilendiği ‘Sosyal Demokrat Belediyeler Proje ve Hizmet Toplantısı’ geçen hafta İstanbul’da yapıldı.
Bu toplantıda İstanbullu belediyeler hangi projeden bahsediliyor anlama güçlüğü çekiyorum. İstanbul’daki CHP’li 12 Belediyenin, gözle görülür hangi icraatları var?
Hiç birisi Dikili belediyesi gibi veya benzeri göze batan bir uygulama yapmış mı?
Dikili Belediyesi bakın neler yapmış; suyu 10 tondan az harcayandan para almamış, belediye otobüsleri ücretsiz yapmış, muayene ücreti 1 TL olmuş, parası olmayandan hiç para alınmamış, ekmek dahada ucuza satılmış. Kısacası bu belediye sınırları dâhilinde cebe değil halka hizmet edilmiş!
Bir örnek; İstanbul’da 12 CHP’li belediye var.
Bu demektir ki 12 tane Belediye başkanı var.
Çok ilginçtir ki bahsi geçen 12 Belediye Başkanının toplamından bir tane Büyükşehir Belediye başkanı adayı çıkartılamıyor!
Çünkü “ben bu işi yaparım” diyecek, ufku geniş vizyon sahibi” bir tanecik bile İlçe Belediye Başkanı yok.
Demek ki “bunlar sadece kendi mahallelerinde çelik çomak oynamaya devam etmek istiyorlar!”
Durum bu kadar vahimken ben şahsen bu Belediye Başkanlarına acabalarım dâhilinde yaklaşırım.
Büyükçekmece’nin Belediye başkanı Hasan Akgün; Ben “aday adayı” değil, “adayım” diyor!
Avcılar’ınki keza Büyükçekmece’ninkinden farksız, sorgusuz sualsiz adaymış!
Siyasi terbiye; hak getire.
Ön seçim olacaksa; üyeye saygısızlık etmişler; umurlarında değil.
Yok, atama olacaksa; PM’den destekli, MYK’dan tasdikli, Genel Başkandan mühürlü olacağını bilmez gibi Genel Merkeze kazan kaldırdıklarını rahmetli Bekri Mustafa bile görüyor(!)
Bakın Bekri demişken aklımıza gelen bir Bekrinameyi anlatalım.
“Dördüncü Murat her zamanki gibi tebdili kıyafet dolaşırken, çamurlar içine bulanmış bir adamın yerlerde yattığını görür ve yerden kaldırmak ister. Bekri Mustafa’dan başkası olmayan sarhoş, padişaha kenara çekilmesini söyler. Küstahlığın büyüklüğü karşısında donakalan dördüncü Murat, kimliğini açıklar ve nasıl olup da bir hükümdara böyle hakaret ettiğini sorunca; “ben bekri Mustafa’yım, eğer İstanbul’u satmak istersen, ben padişah olurum, sen de bekri Mustafa” der.
İstanbul’u satın almak için nereden para bulacağını soran padişaha, merak etmemesini, isterse onun oğlunu bile satın alabileceğini söyler.
Saraya götürülen sarhoş bir kaç saat sonra ayılınca padişah onu huzuruna çağırır, İstanbul’u satın almak için paraları çıkarmasını söyler. Bekri Mustafa yanında taşıdığı şarap testisini padişaha uzatır, testidekini bitirirse değil İstanbul’u, bütün evreni satın alabileceğini söyler”.
Bekri Mustafa’nın sarhoşken aldığı İstanbul’un bazı ilçelerini bu Başkanlar ayıkken hayalliyorlar.
Belli ki bu iki Başkan halüsinasyon görüyor.
Bilmiyorlar ki; Mehmet Sevigen’li, Mehmet Ali Özpolat’lı o eski CHP, çoktan yerini yeni bir CHP’ye bıraktı(!)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.