23 Eylül 2012 tarihli yazımızı bir daha yayınlama ihtiyacı hissettik. Bakın yaklaşık16 ay evvel ne demişiz…

Bu aralar birçok gazeteci TV yorumcusu; AKP gidici diye yazmaya başladılar!

Biz yaklaşık bir yıl evvel, yani14 Kasım 2011 tarihli yazımızı üç gün evvel bir kez daha yayınladık...

Bakınız o yazarların bir kısmı bir yıl evvel karanlık tablolar çizerken biz o günden bugünü görüp ne demişiz; “Evet, bu hükümetin ustalık dönemi işaretlerini vermeye başladı. Van’da çadır bekleyen depremzedelere acil yardım olarak “biber gazı” vekile “dayak”. Gazete, dergi, radyo, TV’lere ekonomik yaptırım sonucu iflaslar veya satmak zorunda bırakışılar. İşadamlarının el pençe sükût ile suspus edilmesi inanın sonun başlangıcıdır. Bu hükümetin ancak ki ancak dış yardımsız geçireceği son birkaç yılın başlangıcındayız. Hiç merak etmeyin karanlık tünelin sonu gün ışığı olacaktır.”

Malumunuz, AKP’nin siyasi hayatımıza rejimle çatışmaya geldiği mevcuda aykırı olduğu kesin. Bu durumu çocuklar biliyorken yetişkin insanların bilmemesi bu ülke halkının duyarlılığı açısından oldukça düşündürücüdür!

Evet, AKP gidici, artık yol göründü!

Kuruluş yıllarında CHP, 1950-60 arası DP, 1960 - 2002 arasında 42 yıl “iktidar” Müesses Nizamın olmasına rağmen, 2002-2007 arasında Kemalistler ile Amerikanistler arasında korkunç bir “iktidar” kavgası olmuştur. 2002 de hükümet olan AKP 2007 Seçimlerine kadar sadece “Hükümet” olabilmiştir, lakin 2007 den sonra hem “hükümet” hemde “iktidar” olmuştur. Ancak bu ikramiyeyi har vurup harman savuran AKP sadece bir kısmını yazabileceğimiz(!) nedenlerden dolayı önümüzdeki birkaç yıl içinde iktidarını muhakkak yitirecektir. O birkaç yıl ise bu ülke halkı için zor yıllar olacaktır!

AKP’nin 2023 projesi kesinlikle yatmıştır. Bir dahaki seçimlerde AKP eski gücünü çok arayacaktır. Belki 276 Milletvekilini bulup ta tek başına bile iktidar olamayabilir.

AKP artık mağdur rolünün oyuncusu değil. AKP artık türban ile mazlumu da oynayamıyor.
Bu güne kadar dini referanslarla sağlamlaştırdığı iktidarını mazlum halkı kandırarak yürütemeyeceği anlaşılmıştır, bunu hem halk hemde Başbakan çok iyi biliyor.
Genel Kurmay Başkanını bile terör örgütü üyesi diye içeri alabiliyorsa demek ki bundan sonra asker ve darbe korkusuyla mağduru oynayıp oy alamayacaktır!

AKP karşıtı tüm muhalif siyasiler, patronlar, gazeteciler, internet dünyası, Sosyal ağlar, öğrenciler, öğretmenler, sendikalar, işçiler, memurlar, bürokratlar; bundan sonra çok daha fazla baskıya maruz kalacaktır. Hatta ve hatta “ yasama ve yargı” bu güne kadar görülmediği kadar “yürütmenin” baskısıyla karşı karşıya kalacaktır!

 “İşgalci giderken şehri yakarmış!”

AKP’de iktidardan giderken siyaset, medya ve iş dünyasına misket bombası atılmış gibi talan edecektir! Hazır olun.

Bu demektir ki; daha fazla baskı daha fazla Silivri! Hazır olun.

Dün asker ve gazetecileri içeri tıkan zihniyet artık muhalif aydınların tamamına bodoslama dalacaktır. Hazır olun.

Bu güne kadar düzenle çatışık olan sosyalist aydınlara pek dokunmayan eller yukarı kalkacaktır, yukarıda yumruk olup aydınların başına inmesi işten bile değil. Hazır olun.

Sanatçılara olan göstermelik hoşgörü yerini; kapatma ve sansürlere, hatta uzun metrajlı film ve dizi filmlerin senaryoların ön denetlenmesine kadar vardırılabilinir. Grup yoruma yapılan tazyik başlangıçtır. Hazır olun.

İşadamlarını yanına çeken “hoşgörü hali” yerini tamamen “bariz kayırmacılığa” bırakacaktır. Barıştık süsü verilen Aydın Doğan tipindeki işadamlarıyla çatışma halinin devam ettiği barışıklığın o anı kurtarmak olduğu ayan beyan belli olacaktır. Göreceksiniz.

Peki, AKP’nin gideceği nerden belli?

İlk olarak düne kadar destek veren kalemlerin çoğu sustu, destek vermiyor, hatta eleştirenler hatta ve hatta suçlamaya başlayanlar bile var! Güvenme!

Zaman yazarı Şahin Alpay bir yazısında 'olumsuz gidişata' dikkat çekip hükümeti eleştirdi. Alpay, 'Başbakan 'en büyük medya patronu' oldu. Demedi mi? Dikkate al!

*Cemaatlerle özellikle “Hizmet” (Fethullah Gülen) cemaati ile soğukluk had safhada. Önemse!

Cumhurbaşkanlığı makamı paylaşımı için Abdullah Gül ile çelişkilerine ne demeli? Bu çelişki görüldüğünden de derin. Önemse(!)

Uluslararası Basın kartelleri düne kadar leyde yaptıkları haberler birden aleyhe döndü. Dikkate al!

TÜSİAD yeniden celallendi. Önemse(!)

Ya Suriye meselesine ne demeli? Kendi ülkesinde her gün onlarca ölüm varken başka ülkenin içişlerine karışması Türkiye’yi Uluslar arası arenada en çok zorlayacak ve yıllarca karşısına çıkartılacak muammalı karanlık bir durum. Çok çok dikkate alınmalı!

Son günlerde gelen asker cenazelerindeki artış istihbarat zafiyetini gösteriyor, buda demektir ki istihbaratı veren uluslar arası kaynak istihbaratı kesti! Dikkate al!

AKP’nin en büyük destekçisi ABD’den sonra Arap sermayesidir. Bu özelleştirmeler sırasında Türkiye’ye en çok Arap sermayesi gelmiştir. Araplar özelleştirmeden kayırılarak faydalanmışlardır. Arap sermayesi kesildiği anda AKP’nin yapacağı hiçbir şey kalmayacaktır. Arap Sermayesinin kesilmesi için ise ABD’nin düğmeye basması yeterlidir!

En önemlisi ise, Başbakanın dozu artan hiddetinden belli, bu hiddet; “aradığı, beklediği, umduğu” desteği alamayan bir  “tek adamın”  hiddetidir. Bunu dahada çok dikkate alın(!)

AKP’nin gideceği kesin, ancak bu gidiş “dikey mi”(ani düşüş), yoksa “yatay mı” (sürece yayılmış düşüş) olacak şimdilik pek kendini belli etmiyor. Lakin tüm desteklerini yitiren bir iktidar dikey düşüş yaşar(!) Halk desteğini yitirse dahi, sermaye desteği halen var ise; sürece yayılı yatay düşüş olur.

Son söz; Bizce, AKP birden düşüşe geçmeyecek, sürece yayılı yatay düşüş ile “iktidar”dan olacaktır. Önümüzdeki Genel Seçimlerde 276 milletvekilini bulamayabilir veya çok zor bulur, hatta her devrin partisi MHP ile koalisyon dahi yaparak ancak zar zor hükümet olabilir lakin artık “iktidar” olamaz, muktedir hiç olamaz. Kısacası; AKP’nin 2023 projesi suya düşmüştür.

Bu ülkede Hükümet olmak doğaldır, ancak iktidar olmak çok zordur…

*Bakınız 16 ay evvel cemaatle olan duruma tam isabet etmişiz; Cemaatlerle özellikle “Hizmet” (Fethullah Gülen) cemaati ile soğukluk had safhada. Önemse!

Günün sözü “İşgalci giderken şehri yakarmış!”