Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Diktatörler rahat uyuyamazlar!

Hepimizce malum, beş altı yıl öncesine kadar Türkiye’nin İran’daki gibi İslam devleti haline geleceği endişeleri yazılıp çiziliyordu. Şimdilerde ise bu gidişin arkasında başka amaçların olduğu yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Ülkemiz insanının bu sinsi gerçekle yüzleşmesine sanırım çok az kaldı. Bu sinsi plan tutar mı tutmaz mı? Bu durum artık muhatabı ülke vatandaşının elindeki bir imkân. İster bu imkânı verir, ister elinde tutar!

Türkiye’nin giderek Faşist Nazi Almanya’sına benzemesi absürt ve kötü niyetli bir yaklaşım olarak algılanmamalı, aksine çok yakınımızdaki bu tehlike sebep ve sonuçlarıyla derinlemesine irdelenerek gerekli tedbirler alınmalıdır...

“Dezenformasyon” Amerikalılar tarafından çok iyi bilinen ve uygulaması kolay olan bir yöntemdir. Yalan söyle, bir daha yalan söyle, yine yalan söyle ve artık merak etme, sonunda herkes bu yalanın artık bir gerçek olduğuna inanır.

Ülkemiz iktidarına baktığımızda direkt Amerikalı politikacılardan çekilmiş kopya yöntemlerle hız kesmeden halk kandırılıyor. İşsizlik, pahalılık, ödenemeyen faturaları unutturmak için dağıtılan poşet kömür gibi sadakanın adı, sosyal yardım olmuş. TOKİ gibi kandırmacalar ve kredilerle borca mahkûm edilip sosyalleşemeyen, sosyalleşemediği için düşünce özgürlüğü olmayan, yandaş medyanın pompaladığı yalan haberlerle yetinen, sessiz kalan, seçeceğini dahi bilmeyen köleleşirken bile ses çıkartmayan, dayak yerken dahi korkudan bağıramayan insan topluluğu, yani güruh(!)

İnsanlar güruh haline getiren bir sistem onlara seçimle getireceği diktatörleri dayatır. Bu dayatma sonucu diktatörleri büyük bir oy ile iktidara getiren halk ne yazık ki bir daha onu geri götüremez. Çünkü o diktatörü halk getirmemiş sadece gelmesi için emperyalistlerin kirli politik taktiklerine alet edilmiştir!

Her şeye ve tüm bunlara rağmen hiçbir diktatör yatağında rahat değildir. Çünkü iktidarda kalmak için ne kadar kötülük yaptığını kendisi herkesten daha çok bilmektedir. Ölüm korkusunu bu denli yoğun yaşamasıda hep bundandır.

Tarihe baktığımızda diktatörlerin nerdeyse hepsi normal ölümle ölmemişler. Kimisi intihar etmiş kimisini öldürülmüş, kimisi ise idam edilmiştir!

Şöyle bir göz atalım ve bakalım bazı ünlü diktatörlerin sonu nasıl olmuş!

Anastasio Somoza Debayle, Nikaragua Diktatörü Somoza, Arjantin Devrimci Halk Ordusu (ERP) adlı sol bir örgüt tarafından Paraguay’da infaz edildi.

Mısırlı Enver Sedat, stadyum’da bir gösteri sırasında tören kıtasını selamlarken infaz edildi.

Yine Mısırlı başka bir diktatör Hüsnü Mübarek, Mısır halkına yaptıklarından dolayı bu yaşında ve hasta yatağında kafes içinde yargılanıyor.

Pakistan'da, “seçimle” yönetime gelen diktatörlerden Ziya ül Hak 1988'de ABD büyükelçisinin ve kurmaylarının da içinde bulunduğu uçağı düşürülerek öldürüldü.

Almanyalı Hitler, eşi Eva Hitler ile birlikte yer altı sığınağında intihar etti.

İtalyan Mussolini, kaçarken partizanlar tarafından yakalandı, infaz edildi ve ayağından milono’da bir meyhanede asıldı.

Nazi Almanya’sının propaganda bakanı Goebbels altı çocuğunu zehirleyerek öldürdü, sonra eşini öldürüp, en sonda da kendi kafasına kurşun sıkarak intihar etti.

Ferdinand Marcos ülkesi Filipinlerden kaçarak pis canını zor kurtardı.

Iraklı diktatör Saddam Hüseyin, saç sakal içinde bir delikte bulundu, idam edildi.

Libya halkını refaha kavuşturan 42 yıllık diktatör Muammer Kaddafi.  Emperyal dış destekli kışkırtmalar sonucu bir kanalizasyon da yakalanan Kaddafi, refaha kavuşturduğu halkının içinden çıkan isyancılar tarafından linç edilerek öldürüldü.

Evet, dünyada tüm diktatörlerin sonu trajedi olmuştur. Umarım sonu hüsranla biten bu diktatörlerden “güç bende” diyen “diktatörlük özentileri” haberdardır. Unutmasınlar ki ABD’nin en güvenilir müttefiki yıllarca İran’a karşı desteklediği Saddam Hüseyin’di ve onuda kullanabildiği kadar kullandı, çıkarları değişince, ABD onu gözden çıkardı. Saddam bunu fark ettiğinde çoktan iş işten geçmişti. Sonuç; Emperyalistlerin güdümlü mahkemesi tarafından yargılandı ve idam edildi…

Sonsöz; Bugün elinize keser veren işverenleriniz, yarın o keserle kendi tabutunuza çivi çaktıracaklardır, bunu asla unutmayın!

Günün sözü; Diktatörler rahat uyuyamazlar, çünkü onlar hep korkulu rüya görürler…hh.

18.04.2012


twitter.com/HasanHinisli

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi