Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Dip yapan gazetecilik!

Bu güne kadar mesleğimizi eleştiren onlarca yazımız oldu. Çok yazdık, çok söyledik. Sağır sultan duydu ne yazık ki adı gazeteci olan umarsız meslek düşkünleri duymadı, görmedi. Sanırım bundan sonrası dahada zor olacak!

Bayram öncesi olaylar peş peşe geldi. İlk olay Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kurban Bayramı'nı geçirdiği seçim bölgesi Batman'da, elini öpen çocuklar ve kendisini takip eden gazetecilerle bayramlaşarak, 5'er lira harçlık vermesiydi! Bakan Şimşek, gazetecilere verdiği harçlıktan sonra, “Bu parayı harcamayın, hatıra olarak saklayın” demesini bir latife olarak kabul edelim. Ancak son iki olay akıllara durgunluk verecek cinstendi! İşin ilginç yanı ise; bu durum siyasiler tarafından değil, bizzat gazetecilerin kendi kendilerine vurmasıydı!

Bakın neler olmuş?

Varan 1; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ataşehir Mimar Sinan Camii'nde bayram namazını kıldıktan sonra muhabirle bayramlaşması sırasında TGRT Haber muhabiri Sultan Akten'in “Annemizle babamızla bayramlaşamadan sizin yanınıza geldik, harçlığımızı da istiyoruz” demesi üzerine, Başbakan Erdoğan muhabir ile bayramlaştıktan sonra cebinden çıkardığı 200 lirayı TGRT muhabire uzattı. Başbakan Erdoğan, “Aranızda paylaşın” demeyi de ihmal etmeyerek, harçlık isteyenleri dahada aşağılayarak noktayı koydu!

Varan 2; AKP Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş, Bayramlaşma töreninin ardından belediye çıkışı otomobiline bindiği sırada bir gazeteci tarafından Erdoğan’ın bayram namazı sonrası bir basın mensubuna bayram harçlığı vermesinin hatırlamasının ardından aracından inen Fuat Köktaş, bayramlaşma törenini takip eden gazetecilere 40’ar lira bayram harçlığı dağıttı.

Son zamanların itibarı en düşük mesleği haline gelen, saygınlıkta dip yapan gazeteciliğe bayram harçlığı isteyerek Fatiha okuyan bu gazeteciler ne yazık ki gazeteci sıfatıyla anılmaktadır.

Burada başka bir ilginçlik hali ise Başbakanın dahi şaşırma haliydi!

Evet, böyle bir durum karşısında Başbakan bile şaşkınlığını gizleyecek mimikleri yapamadı. Şaşkındı, çünkü her şeyin olduğu bu ülkede böyle bir seviyesizlikle karşılaşabileceğini aklının ucuna dahi getirmiyordu!

Nihayetinde karşısındaki skandal durumu kavrayarak “Aranızda paylaşın” diyerek, “işte siz busunuz” anlamını yüklemeyi de unutmadı!

Evet, en sonunda “gazetecilerin gözleri önünde gazetecileri yerin dibine sokan bir fütursuzluk karşısında Başbakanın bile dumura uğradığı anı yakalayan da yine gazeteciler olmuştu!”

Bir kötü yan ise, “bu haysiyetsiz durumu, sempatik bir eyleme dönüştürmeye çalışan gazete manşetleri!”

Bir ülke düşününki düşündüklerini yazan çizen onlarca gazeteci mahpushanelerde yatıyor. Yine aynı ülkede böyle bir durum oluyor!

Bu ülkede neredeyse gazetecilere münhasır özel cezaevi açılacak, ancak böyle fütursuzluk yapanlara da “gazeteci” diyen bir kuru kalabalık var. Bunlara işveren adı gazete olan bir sürü paçavranın patronu var!

Bu konuyla ilgili ÇGD bir açıklama yaptı. Bu açıklamanın her yerde göz önde bulunarak unutulmaması adına bizde köşemize taşıdık. ÇGD’nin açıklaması aşağıdadır…

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu açıklaması:

TGRT muhabirinin Başbakan’a “Devlet Baba” demesi ve ondan bayram harçlığı dilenmesi, yaptığı mesleğin gerekleriyle hiç tanışmamış olduğunu göstermektedir. Başbakan’ın verdiği “harçlığı” alan gazeteci, mezarı kazılan gazetecilik mesleğinin mezar taşı olmuştur.

Onlarca meslektaşı düşünceleri nedeniyle cezaevlerindeyken, bine yakın öğrenci hapishanelere tıkılmışken, ülkede uluslararası komplolarla savaş çığırtkanlığı yapılıyorken, görevleri başındaki gazeteciler polis şiddetinin en kötüsüne maruz kalıyorken bir gazeteci Başbakan’dan bayram harçlığı alıyorsa, bunun adı cehalet, bunun adı rezalet, bunun adı mesleğe ihanettir.

Bu olayın haberini “harçlığı kaptı”, “gazeteciden Başbakan’a bayram sürprizi” gibi ifadelerle veren basın kuruluşları da bu rezaletin ortağıdır.

Basın tarihine “Abdülhamit dönemini aratan” bir dönem olarak geçecek olan AKP iktidarı döneminin yarattığı gazetecilik budur. Bu gazeteciliğin bizim mesleğimizle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dünyanın en saygın mesleği iktidarların ayakları altında olması yetmiyormuş gibi kendini o ayakların altına gönüllülükle atan gazetecilerin varlığı, mücadelemizin kimlere rağmen sürmesi gerektiğini de göstermiştir.

Meslektaşlarımızı da bu ilkeler etrafında örgütlenmeye; iktidarın ve iktidarın gazetecilerinin saldırılarına karşı mesleklerini, haklarını savunmaya çağırıyoruz.

Hem söz konusu muhabiri hem de Başbakan’ı bu kabul edilemez tavırları nedeniyle esefle kınıyoruz. Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak, öldürülen mesleğimizin evrensel ilkelerini savunmaya devam edeceğimizi bir kez de bu vesileyle tekrarlıyoruz.

 

twitter.com/HasanHinisli

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi