Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Diplomalı yönetici!


Yıllar önceydi; Oğlum birkaç arkadaşıyla birlikte özel ders aldığı öğretmeninden ders almak istemediğinde.

Sormuştum; “Oğlum, neden ders almak istemiyorsun?”

Oğlum; Baba, öğretmenimiz bir gün evvel bize öğrettiğini ertesi gün sınavda soruyor, biz hepimiz yüksek not alıyoruz, ders almayan arkadaşlarımız ise düşük not alıyorlar, içimizde sınıfın en tembel öğrencisi var şimdi tüm notları pekiyi. Dediğinde bu eğitim sisteminin yanlışlığını bir kez daha anlamıştım.

Bir ülkede eğitimi siyasi erk belirlerse o ülkede bilimsel eğitimden bahsetmek hayalcilik olur. Hükümet olan her partinin değiştirebileceği kolaylıkta olan milli eğitim tedrisatı ne yazık ki kurumsallaşamamış birçok ülke için kanayan bir yaradır!

Bir hükümet gelir bilime dayalı, diğeri gelir hurafeye açık eğitim sistemini milli tedrisatın içine boca ederse o eğitimden bir ucube doğar. O ülkeye de muz cumhuriyeti denilir!

Dedektiflerin en zor çözdüğü cinayetlerin sanıklarının ne yazık ki eğitimi yüksek olan katillerden oluştuğunu sanırım basın aracılığıyla öğrenmeyen kalmamıştır…

Almanya’da bir Lise Müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş.
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur. Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”

Eğitim kendini kanıtlamış bilimsel doğru olanın öğretilmesiyle ancak eğitim olur. Aksi durumda bir köpeğe öğretilen; yat, kalk, otur vs vs bu tür itaat amaçlı alışkanlık yaratma olur.

Kurulmuş, kurgulanmış robot bir nesil istemiyorsak; hem eğiteni hem eğitileni içine alan doğrunun peşinde olan önüne gelenin değiştirmeyeceği bir eğitim stratejisi oluşturulmalıdır.

Eğitim stratejileri ulusal bazda olduğu gibi kurumsal bazda da olmalıdır.

Bu kurumsallık siyasi partilerin kendi iç bünyeleri için çok daha önemli olup siyasi partiler yasası içine alınarak; Seçme seçilme hakkı içinde olmalıdır. Kısacası delege olmaktan tutunda Genel Başkan olmaya kadar olan makama aday olanlar muhakkak eğitim sürecinden geçirilerek “diplomalı yönetici” olmalıdır!

Son zamanlarda eğitimde atak yapan CHP’de ise durum eskiye nazaran biraz daha dikkate alınmış. CHP eğitim konusunda oldukça meşakkatli bir yoldan geçti. Sanırım bunun mahsulünü de alacak ancak; CHP Parti okulundan yetişen eğitmenler; “en azından bir süreliğine partide ikinci bir görevi olmayan üyelerden seçilmeli. İl, ilçe yöneticileri, Belediye meclis üyeleri kendi mevcut görevlerine daha fazla vakit ayırmaları açısından eğitmen yapılmamalı” iye fikir beyanında bulunduk, ancak bilmediğimiz nedenlerden dolayı bazılarına göre ise ‘hak ihlali’ olmasın diye, “pek dikkate alınmadı(!)”

Bu konuda ısrarlıyız; mevcut durumda hem eğitmen hem yönetici, hem eğitmen hem belediye meclis üyesi gibi çoklu görevi olmamalı. Olurlarsa-ki mevcut durumda birçok il ve ilçede yöneticiliği/meclis üyeliğini bile yerine getiremezken böyle bir görev sadece katılımcıya unvan verip etiket sahibi yapacaktır! (üye eğitimine başladıktan bir süre sonra çoklu göreve geçilebilinir).

Başka bir açıdan ise; bir görevi var iken diğer görevlere soyunması başka bir üyenin alacağı görevin önüne geçmek olarak algılanmalı. Mevcut dâhilinde var ise görevlerden birini tercih etmeli.

Alternatif kişiler varsa, yukarıda söylediğimiz kategoride olanlar kesinlikle eğitmen yapılmamalıdır. Aksi durum üyeler içinde; “yeter yahu her yerde bu kişiler, bunlardan başkaları yokmu” homurdanmasına neden olacaktır-ki şuana kadar bana bu konuyla ilgili onlarca şikâyet geldi.

Yanlış anlaşılmamak adına tekrar ediyoruz; Mevcut durum itibariyle İl, İlçe yöneticiliği ile meclis üyeleri eğitmen eğitimi almamalı sadece üye eğitimi almalıdır!

Sanırım bize iletilen bu soruna “önce eğitim” diyen parti okulu yetkilileri bir çözüm bulurlar…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi