Bu çelişkiyi parti bünyesinde bir arada  tutmakla neyin amaçlandığını kitlelere açıklayamayanlar,bulanık suda balık avlamaya çalışanlardır.Emekçiler adına siyaset yapıyor görüntüsü vermeye çalışanlardır.Hem partinin tüzüğünde ve programında Atatürkçülüğe,sosyal demokrasiye vurgu yapacaksın,öte yandan Atatürk’e ve Atatürkçülüğe saldırılara karşı direnmeyeceksin;sosyal demokrasinin evrensel değerlerine sahip çıkmayacaksın.Toplumda emeğiyle geçinenlerle politik bağ kurmayacak, her kesime göz kırpacaksın;sonra da işçiden,köylüden,emekliden oy bekleyeceksin.

CHP ya merkez sağa oturmalı ve ona uygun politikalar geliştirmeli ya da emekten yana demokratik kitle partisi olmalıdır.Tüzüğünü, programını,söylemini de buna göre belirlemelidir.Tüzüğü,programı başka;pratikte başka parti görüntüsü vermemelidir.Olduğu gibi görünmeli,göründüğü gibi olmalıdır.Ne olduğunu açıkça ve çekinmeden dillendirmelidir.Toplumsal sorunlara değgin çözüm önerilerini korkmadan söylemelidir.

CHP emekten yana demokratik bir kitle partisi olacaksa her kesimden,her düşünceden insana kapılarını açabilir.Herkesin orada siyaset yapmasına olanak sağlayabilir ama tüzüğüne  ve programına uyulması koşuluyla…

Partinin üyeleri arasında farklı düşüncelerde insanların olması,demokratik kitle partilerinin doğası gereğidir.Ama partinin yönetim organlarında partinin dünya görüşüne,tüzük ve programına aykırı davrananlar olmamalıdır.Parti Meclisi’nde,partinin Merkez Yönetim  Kurulu’nda görüş ve söylem ayrılıkları asla bulunmamalıdır.Ayrı politikaları savunan,farklı siyasete inanan insanlar pragmatik mülahazalarla,kafa kol ilişkileriyle ve sair düşüncelerle   partinin yönetim kademelerine getirilmemelidir.Partide eylem,söylem birliği olmalı;doğrultu tutarlılığı bulunmalıdır.Herhangi bir konuda Genel Başkanın başka,Genel Başkan Yardımcısının başka,milletvekilinin başka türlü demeç vermesi tabanda hayret ve şaşkınlık yaratıyor.