Mehmet Mert

Mehmet Mert

Dönme dolap

Dönme dolap

 “Yaşamak dönme dolap gibidir. Nefes almak değildir yaşamak, düşünmek ve hissetmektir yaşamak. Sen gülmeden geçen günlere acı, dönme dolap iner çıkar arkadaş...”
Bu sözler Modern Folk Üçlüsü ve Ayşegül Aldinç'in 1981 yılında Eurovision yarışmasında ülkemizi temsil eden 'dönme dolap' isimli şarkıdan alındı.
Diğer sözleri de şu şekildeydi şarkının;
“Yaşamak oyun değildir arkadaş, dünyaya gelmenin bir bedeli var.
Dost bildiklerin tükenmez arkadaş, sevgi insanalrın hamurunda var.
Yaşamak dönme dolap gibidir, onun da iniş ve çıkışları var.
Talihlidir hep çıkanlar arkadaş, gerçek dost inenlerin yanında var...”
***
Bu sözler her dönem geçerliliğini korusa da 'dönme dolap' bu günlerde çok daha fazla anlam ifade eder oldu.
Zira ben de bu günlerde yaşananları dönme dolaba benzetiyor ve diyorum ki bu ara o dönme dolabın tekerleği azıcık arıza yaşıyor.
Bir duruyor bir ileriliyor.
Dönme dolap durduğunda en tepede olanları nasıl korku ve tedirginlik alıyor ve ayağı yere basanlar daha rahat davranıyorsa şu günlerde de bir bakıyorsunuz o ayağı yere basanlar en tebelerde sallanan koltuklarının üzerinde korku ve tedirginlikler içerisine giriyorlar.
***
Dün ayağı yere basan savcı için 'Onun bu memlekete heykeli dikilmeli' diye alkış tutuluyordu, bugün aynı savcı, hakkında mal varlığına el koyma, yaklaşık 150 yıl ağırlaştırılmış hapis cezası isteme ve tutuklama kararı olduğu için kaçak.
Dün bu savcı gibi adalet dağıtması gerekenlerin hazırladıkları dosyalar ve verdiği kararlar yüzünden, haklarında ağırlaştırılmış hapis cezası bulunan, generraller, gazeteciler, siyasiler bugün el üstünde tutulmaktalar.
Dün bu ülkede yayınlanan en çok okunan gazetelerin sahipleri yazarları, televizyon sahipleri, programcıları bugün ya cezaevlerindeler veya kaçaklar.
Dün hakkında 'muhtar bile olamaz' manşetleri atılan siyaset adamı bugün; başkomutan, reis, Türkiye'nin en az %60'ının desteğini alarak Cumhurbaşkanı görevini sürdürmekte.
***
Bugün dönme dolabın en tepesinde bulunarak tedirginlik yaşayanlar, dün ayakları yere bastığı için çok canlar yaktılar.
Dolayısıyla o yaptıklarının da cezasını 
çekecekler.
Bugün ayağı yere basanlar da hiç unutmamalılar ki 'yaşamak bir dönme dolaptır' sana yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapmayacaksın.
Zaten 7 Ağustos ruhunun en büyük mesajı bu oldu Türkiye'ye.
Kurunun yanında yaşın yanmaması.
Cadı avı başlamasın.
Bir kişi bile haksızlığa uğramasın.
Dün 'ergenekon terör örgütü', 'balyoz darbe planı' diye haksız yere suçlananların başına gelenler, bugün haksız yere suçlananların başına gelmesin.
***
Tabi dönme dolap bu günlerde ağır aksak dönmeye çalışıyor ama dolabın en tepesinde bulunanlar, bu dolabın sağlıklı sistemle işlemeye başlamasıyla onların da ayaklarının yere değeceği ümitlerini taşırken, şu anda ayağı yere basanlar da biliyorlar ki; yine dolap sağlıklı işlerse yukarı çıksak bile orada başımıza bir şey gelmez.
Gelmemeli.
Gelmemesi için uğraş verilmeli.
Gerek Suriye konusunda, gerek PKK ve FETÖ ile mücadelede, gerek Rusya başta olmak üzere bazı sorun yaşanan ülkeler ile girişimlerde hükümet ivedi adımlar atmayı başardı.
Sanki dışarıda daha başarılı işler yapılırken içeride biraz zorlanılıyor.
***
Kolay değil 40-50 yıldır devletin her kademesine sızan bir yapıdan temizlenmek, arınmak.
Hadi devlet kademelerine sızanlar temizlendi.
Ya siyasi partiler bunlardan nasıl temzilenecek?
İşte bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde almasak bile yaşanacak ilk yerel ve genel seçimde almayı umuyoruz.
Şayet kulislerden aldığımız bilgiler bizleri yanıltmaz ise en geç bir yıl içerisinde yerel ve genel seçimler bir arada yaşanacak.
Bu seçimlerin daha önce yaşanan seçimlere oranla çok daha çekişmeli geçeceğini de şimdiden kestirmek zor olmasa gerek.
***
Sözün özü aynen şu; sabredeceğiz, dua edeceğiz, yanlışlara her zamankinden daha fazla ses çıkaracağız, daha fazla uyanık olacağız, daha fazla duyarlı olacağız, daha fazla adil olacağız, daha fazla bilgi sahibi olmak için uğraş vereceğiz ve çok daha yaşanabilir, güçlü bir Türkiye'nin sonsuza kadar yaşamasını hep birlikte sağlayacağız. Çünkü bizim başka vatanımız yok. Bizim başka bayrağımız yok.
Bizim başka çaremiz yok...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi