Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

DÜNYA SU GÜNÜ VE HES’LER

DÜNYA SU GÜNÜ VE HES’LER


Yıllardır çevre konularında okuyan, yazan biriyim. Mart ayı benim için 12 ayın en önemlisi. Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Orman Günü, Su Günü, Meteoroloji Günü hep Martta. Son yılın en çok konuşulan konusu HES’ler (Hidro Elektrik Santralleri) yakınlarım biliyor. Yıllar önce Elbistan’a çağırıldım. Ceyhan Kurumasın dedik. Sonra Bursa Nilüfer İlçesi Yerel Gündem 21’in tertiplediği 3 gün çalışılan “Türkiye’nin Sulak Alanları” konferansında Üniversitelerin Su Ürünleri Fakülteleri Dekanları, İl Çevre Müdürleri ve bazı STK başkanları oradaydık. Sulak alanları nasıl yok ettiğimizi, DSİ’nin oynadığı roller, alınabilecek tedbirleri konuştuk. Rapor haline getirdik. 2010 Ocak ayında da Rize İkizdere’de 3 Gün 81 İlden temsilciler ve yerel dernekler derelerin kullanım hakkının patronlara verilmesi ve HES’leri konuştuk. 20 Martta AREL Üniversitesinde, 22 Martta Büyükçekmece AKM’de, 23 Martta ÇYDD Genel Merkezinin organize ettiğimiz Kadir Has Üniversitesi Haliç yerleşkesinde HES’lerin ülkemize yararları, zararları konulu 6 Prof. Ve hukukçunun panelinde konuyu irdeleyeceğiz. Bu konuda Anadolu ne diyor? Batman'dan gelen seslerden biri. Batman Çağdaş Gazetesi kurucusu ve yazarı, Arif Aslan, ([email protected]) Ülkemiz genelinde inşa edilmekte olan barajlarla, toplam baraj sayısı 800+ olacak. (Halbuki planlanmış sayı 2000’nin üstünde) Arif Aslan’ı okuyalım.
* Hafta sonu Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’i partisinin divan kurulu toplantısında dinleyince yeni barajları değerlendirmek de bugün düştü.. Milletvekili İçten, konuşuyordu; “Birileri barajlara karşı çıkıyor. Oysa bu barajlar biterse 500 bin kişiye istihdam alanı sağlayacak.” * İçten, hükümetin bir Vekili… Elbette O’nun görüşlerine de saygılıyız. Fakat büyük barajlar bittiğinde de doğanın doğal dengesi alt-üst oluyor. Akarsularda toplanan milyonlarca küp-su bir yerde havasız kalıyor ve o sudaki milyonlarca canlının ölümüne de yol açıyor. Bunu biz değil, akademisyen ve uzmanlar söylüyor…
BATMAN BARAJI BİTTİ NE OLDU?
Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Batman koordinatörü olduğu için sık sık Batman’a gelir, gider. İl Divan kurulu toplantılarında partililer  O’nu pür dikkat dinler. Hafta sonu eski Kültür Merkezi salonunda açış konuşmasını yapıyordu Milletvekili İçten; “Barajlar biterse 500 bin kişiye istihdam alanı yaratılacak. Birileri barajları engellemeye çalışıyor. Biz ise bölgeyi şantiye alanına çeviriyoruz.” Milletvekili İçten’in, sözlerine haberimizde de geniş yer verdik. Tekrarını dillendirmenin gereği yok. Yıl 1986’ydı. Dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal’ın, temelini attığı Batman barajı biteli 15 yıl geçti. O barajın temeli atıldığında Batman-Diyarbakır il sınırındaki Kepolu köyündeydik. Merhum eski parlamenter Mahmut Kepolu da, merhum Özal’a aynen şunları söylüyordu; “Yıllarca Adalet Partisinde parlamenterlik yaptım. Sayın  Başbakanım,. Bu barajı yap, biz bekçiliğini yaparız. Yeter ki baraj olsun. Baraj biterse, buraları cennette dönüşür.” Merhum Kepolu’nun Batman çayı kenarında 80 bin dönüm arazisi var. Çoğu da sulu arazi. Belki de baraj o’nun topraklarına yarayacaktı. Şimdi ne Özal var nede Kepoğlu. İkisi de yaşama veda etti. Batman barajı biteli aradan kaç yıl geçti? Barajda çalışan topu topu 50 ya da 100 personel.  Barajın bitmesiyle birlikte sözde bölge bol enerjiyle buluşacaktı. Baksanıza 2012’de kesintisiz gün yok… Her gün kesintilerin yaşandığı bir bölge olduk. Kesinti rekoru bu bölgede. Baraj otomatik sisteme bağlı. Barajdaki enerji tüm ülkeye yansıyor. Batman barajının pek de getirisi olmadı iki komşu il’e… 
SIRADA ILISU VAR
Ilısu barajı 2014 yılında bitecek. Hasankeyf’in de içinde yer aldığı toplam 212 yerleşim birimi sulara gömülecek. Dicle havzasının bereketli topraklarının çoğu sular altında kalacak. 5 İli kapsayan Ilısu, 300 km’lik bir alanı kapsayacak. Sadece enerji amaçlı bu proje öve öve bitirilemiyor. Oysa bu büyük baraj, pek de hayırlı bir proje değil. 55-60 bin insan yerinden, yurdundan olacak. Birçok il, şimdiden göç aldı bile. Ilısu barajının büyük bölümü tamamlandı. Fakat bu barajda su tutulması ile birlikte bölge iklimi de alt-üst olacak. Barajda su tutulmaya başlandığında şimdi kırsalda görebildiğimiz o 2-3 metre kar yağışına hasret kalacağız. Batman kent merkezinde son yıllarda kar yağmıyor. Nedeni de elbette Batman barajı. İrili-küçüklü barajlar doğadaki dengeyi alt-üst ediyor. Kimse bunun farkında değil. O güzel akan akarsuların önüne devasa beton yığınlarını çektiğinizde bir yerde doğaya da meydan okuyorsunuz. Fakat doğa, aradan yıllar geçse de intikamını alır.
 Tıpkı geçen hafta Adana barajında yaşanan felaket gibi. Akarsuların önüne dikilen o devasa beton yığınları da birer tehlikedir. Barajlar olmadan bu bölgede yaz mevsiminde ‘nem’in ‘n’ si olmazdı. Şimdi 55 dereceye varan sıcaklıklarda bu bölge de tıpkı Çukurova gibi nemli günlerle buluştu. Şu Ilısu barajı biterse, siz o zaman seyredin manzarayı. Yaz geldi mi belki de bu bölge cehenneme dönüşür. 
ZORE ÇAYI YATAĞI DA YOK OLACAK
Bölgedeki tüm akarsuların üzerine birkaç baraj yapıldı, ya da yapılması planlanıyor. Batman, Diyarbakır, Muş illeri arasından geçen mükemmel bir vadi olan Zore çayına da Kayser barajının kurulması planlanıyor. Maya enerji üretim ltd. şirketince kurulması planlanan Kayser barajı o doğa harikası Zore çayı yatağındaki o mükemmel bitki örtüsünü bir yerde bitirecek. Toplam kurulu gücü 55.774 Mwm-50 mwm olacak ve yıllık toplam 139.87 Gwh enerji üretecek bu baraj projesine şimdiden ÇED belgesi alınmış bile. Batman-Diyarbakır il sınırında Yücebağ beldesinin yakınındaki Zore çayına kurulacak baraj 15 ila 20 yerleşim birimini sulara gömecek... Zore çayının yatağında ters laleden tutun da her türlü bitkinin yetişebildiği mükemmel bir alan…. Halen bir çok yerde yetişmeyen her türlü meyve Zore çayı yatağından bölgedeki illere ulaşıyor. Şayet bu baraj da gerçekleşirse bölgede tehlike çanları da çalacak.. Proje inşaatında 120 personel çalışabilecek. Kayser barajının tamamlanması ile 5 personel o tesiste görev alacak..Kısa süreli 120 kişi  bu barajda çalışacak ama sonrasında o havzadaki onlarca köy ve mezrada oturanlar Batman, Diyarbakır ve Muş’a sığınacak. Kısacası barajlar, refah ve mutluluk getirmiyor. Beraberinde göç getiriyor. Ayrılığı götürüyor. Köyünde bir domatesi ve bir kilo sütü ile geçimini sağlayanlar, şehirlerin gettolarında yaşam mücadelesine yenik düşüyor.  Kimsenin yatırımlara karşı çıktığı da yok. Bu projelerle bir de kırsalda yaşayanların sorunlarına da çözüm getirilseydi, sesler de böyle yükselmezdi. Belki projelerle birileri ikna edilebilir ama, doğadaki dengenin alt-üst olmasını nasıl bertaraf edecekler bu projelerin mimarları ve savunucuları? Bu hafta biz de bunları anlatacağız. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi