Eğriye eğri, doğruya doğru!
Bu kadar mı olur arkadaş.
Daha üç gün önce bir yazımda Büyükçekmece'de son günlerin tartışma konusu Albatros diye bildiğimiz alanın da yakında icradan satılma ihtimali olduğunu yazmıştım.
Bugün ise gerçekten de o alanın icradan satılacağı bilgisi geldi.
Olacak şey değil.
Duyan da sanki kurgu yaptığımızı falan düşünecek.
İster misiniz yarın alanı icradan sudan ucuza alacak kişi ile benim aramda bir bağ kurmaya kalksınlar!
*
Üstelik bugünkü yazımda aslında 'eğriye eğri, doğruya doğru' diyerek öz eleştiri yapmaya çalışacaktım.
Gazetem İstanbul yazı işlerini eleştirecektim.
Ekip arkadaşlarımıza uyarılarda bulunacaktım.
Bir okur gözü ile gazetemizi yorumlayacaktım.
Olsun.
Her ne kadar Albatros'un icradan satışı da aynı güne denk gelse de her iki konuyu da bu yazıda işlemeye çalışacağım.
*
Şu Albatros'u aradan çıkaralım sonra diğer konumuza geçelim.
Yaklaşık 30 dönümlük alan için ilk satış 15 Mayıs 2016'da saat 14.30'da.
İlk gün satış gerçekleşmez ise ikinci satış yüzde 50 ucuzuna 10 Haziran 2016'da aynı saatte.
Düşünün işte bir tarafta Büyükçekmece halkının direnerek ağacımıza, yeşilimize, hatıralarımıza dokunmayın, Albatros'a kıymayın diyerek yıllardır hayatları pahasına eylem yaparak korunan alan.
Diğer taraftan sudan ucuz fiyata, icra yoluyla kimin veya kimlerin eline geçerek yarın inşaat yığını edinmeye çalışılan alan.
Olacak iş değil.
Büyükçekmece Belediyesi'nin SSK ve hazineye ait yaklaşık 120 milyon lira eden borçlarına karşılık icra yoluyla satışa taşınan alan ile ilgili ayrıntıları bugünkü gazetemizden takip edebilirsiniz...
*
Gelelim diğer konumuza.
Geçtiğimiz gün gazetemizde 'Tomurcuk patladı' başlığı ile verilen haber ne Gazetem İstanbul karakterine yakıştı, ne bu gazeteye emek veren ekibe, ne de bu gazeteye umut bağlayan okurlara yakıştı.
Haber tam anlamıyla pireyi deve yapan bir mantıkla kurgulanmış, çok geniş içeriği olmayan, çok fazla bilgi ve belge taşımayan, sadece bir kare fotoğraftan yola çıkarak basit bir şekilde okurlara sunulan, normalde iç sayfalarda belki de sadece bir resim altı haber kadar yer tutması gerekirken gazetenin manşetine taşındı.
*
Haberi gördüğüm an belki devamı var diye gazetenin iç sayfalarını evirdim çevirdim ama maalesef haber o kadarcıkmış.
Hemen Genel Yayın Yönetmenimiz Ekrem Hacıhasanoğlu ile bu durumu kısaca paylaştım ama gerisini bu yazıya saklayarak kısa kestim.
*
Sevgili arkadaşlar; bugün kim ne derse desin, Gazetem İstanbul son bir yıldır bir inanılmazı başararak yoluna İstanbul'un tek kent gazetesi olarak devam ediyor.
Yaklaşık 7-8 bin adet baskı yaparak, 16 sayfa, YAY-SAT tarafından bütün İstanbul'a dağılan, sadece bölgemizin değil bütün İstanbul'un tanıdığı köşe yazarlarına yer veren, 8-10 muhabir ile sahada haber peşinde koşan, haber merkezinde de keza öyle, meslektaşlarımızın en iyilerini bulundurmaya çalışan, web sitesi ile Türkiye'nin en iyileri ile yarışa tutunan, yaygın gazetelere referans olarak her gün haber veren bir gazete iken.
'Tomurcuk patladı' tarzındaki haberler hiçbir şekilde ne bu yapıya, ne bu ekibe, ne de bu ruha yakışmaz.
*
Bırakın bu haberimizden sonra sağda solda ağzını bozarak bol keseden sallayanları.
Bizim muhatabımız onlar değil, okurlarımızdır, saygınlığımızdır, işini hakkı ile yapan veya yapmaya çalışan meslektaşlarımızdır.
Bu haberi azıcık gazetecilikten anlayan kim okursa okusun, farklı düşünmez.
Evet bu bir hatadır.
Bu hata hepimize aittir.
Saygıdeğer okurlar bir daha benzer haberler ile karşınıza gelmemeye çalışacağız.
*
Çöp ihalesini kim ne şartlarla aldı?
Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak ile ihaleyi alan firma arasında bir bağ var mı?
Avcılar gerçekten İstanbul'un en temiz ilçesi mi yoksa en kirli ilçesi mi?
Çöp ihalesi İstanbul'un en pahalı ihalesi mi?
Bunlar ayrı şey.
Bütün bunlara rağmen biz haberimizi, objektif, tarafsız, açıklayıcı, belgeli, anlaşılır ve güncel sunmalıyız.
*
Evet Avcılar Belediyesi iyi yönetilmiyor.
Evet Avcılar Belediyesi’nin çöp ihalesi çok pahalıya mal oldu.
Evet bu çöp ihalesinde birçok spekülasyonlar yaşandı.
Ama; bunlara rağmen bir kare fotoğraftan yola çıkarak Avcılar'ı pislik götürüyor demek doğru değil.
*
Afedersin demeyi bilmeliyiz.
Pardon demeyi öğrenmeliyiz.
Özür dilemek erdemini taşımalıyız.
Kısaca eğriye eğri, doğruya doğru derken.
Kendi eğrilerimizi de görmezden gelmemeliyiz.
Kendi kusurunu göremeyen başkalarının kusuruna laf söyleyemez...