Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

El, elin eşeğini ıslık çalarak ararmış!

Eşekler köydeki semerciden çok şikâyetçilermiş. Semerci hiç iyi semer yapamıyormuş. Eşeklerin sırtları kanlı yaralarla doluymuş. Eşekler toplanıp yeni bir semercinin gelmesi için dua etmişler.

Hikâye bu ya duaları da kabul olmuş ve gerçekten köye yeni bir semerci gelmiş.  Ne var ki bu semerci de eşekleri rahatlatacak semerler yapamıyormuş, yaralar azalacakken artmaya başlamış.

Eşekler yine toplanıp, köye yeni bir semerci gelmesi için dua etmişler. Ve gerçekten mevcut semerci köyden ayrılmış, yerine başka bir semerci gelmiş.

Eşekler her semerci değişikliğinde olduğu gibi yine çok sevinmişler. Ama çok zaman geçmeden yeni semercinin de çok farklı olmadığını, semerlerin gittikçe daha da kalitesizleştiğini, yaralarının ise kötüleştiğini görmüşler.

Semerci gitmiş, semerci gelmiş. Her seferinde eşekler yeni semerci gelmesi için dua etmişler. Bu hikâye kaç semerci değişene kadar böyle devam etmiş bilmiyorum.

Nihayet bir gün eşekler toplanıp, “eski semerciden kurtulmak için değil de eşeklikten kurtulmak için dua etmeye başlamışlar.”

Komşu komşunun eşeğini ıslık çalarak ararmış.

Köy yerinde Mehmet Efendi maydanozları, dereotu, roka, kıvırcık, nane gibi hani bizim yeşillik dediğimiz salata yapmaya veya masada ortaya koyduğumuz yardımcı çeşidimiz vardır ya onları bir gün önceden toplamış bir güzel demet yapıp hazırlamış ertesi gün şehre pazara inip satacak. Topladığı parayla da evine yağ şeker çay gibi zorunlu ihtiyaçlarını alıp geri dönecek.

Mehmet Efendi sabah erkenden kalkar ahıra inip eşeğini tek tekerlekli arabasına koşacaktır, Oda ne akşam bağladığı yerde eşek yoktur. Telaşlanır eşeğin kayboluşuna mı yansın bir gün evvelinden hazırladığı yeşilliklere mi yansın.

Şayet yeşillikleri bugün Pazar yetiştirmezse bir dahaki Pazar bir hafta sonradır, yeşillikler en fazla iki gün dayanır sonra çöpe gider.

Telaşla komşulara sorar, her sorduğu eşeği görmemiştir, bilmemektedir.

Neyse üç beş komşu başlarlar eşeği aramaya. O dere senin bu dere benim bakmadık yer bırakmazlar, Islık çalarak eşeği arayan komşuları Mehmet efendinin telaşına bir anlam veremezler ve derler ki; yaaa memet altı üstü bir eşek bırak kederlenmeyi alırsın bir tane daha sonunda ölüm yok ya!

Mehmet efendide bilir altı üstü bir eşektir ama onu bu aralar eşek değil sıpa bile alacak durumu yoktur, içinden kendi duyacağı bir tonda; “El, elin eşeğini ıslık çalarak ararmış”. Deyiverir…

Bizce bu söz böylece dilimize yerleşir. Bu yazdıklarımız sadece bizim tahminimiz olup kendimiz uydurup kendimiz yazdık. Başka anlamı varsa onuda bilen yazsın biz öğrenelim!

Günün sözü; “El, elin eşeğini ıslık çalarak ararmış”.Anonim…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi