El salla

Hiç sevmem sonbaharı. Hüznünü bir yere koy, yaklaşan kış mevsiminin de habercisidir üstelik.

Hiç sevmem ben soğuğu. 

Ah! Bir kuş olsaydım, kış gelince hiç durmaz, sıcak ülkelere göç ederdim. 

Neyse ki, arada ılık havalar var hala. İdare edeceğiz artık.
Beş-altı saatlik bir yolculuğum var. Neyse ki uçakmış, otobüsmüş uğraşmayacağım. 

Bu defa araba ile gideceğim. Sonbahardayız, yavaş yavaş yapraklar sarıyor.

Tarlalara bakıp, şehrin patırtısından, gürültüsünden uzaklaşacağım nihayet. 

Yorgunluk olmuyor değil ama istediğim yerde durup, çay, kahve içmek, yolda istediğin müziği dinleyip, 
bangır bangır şarkılara eşlik etmeyi seviyorum. 

Mesela; Pink Floyd ; The Wall, Dire Straits; Brothers in Arms …
 
Bir de şu radara yakalanma korkusu olmasa!

İstanbul’da zaten trafik yoğunluğundan gidemiyoruz, bomboş yollar da bari biraz rahat edebilseydik.

                                          ***

Yoldaki büyük sorunlardan biri de, tertemiz bir tuvalet bulmak. Allahtan, benzin istasyonları bu işi çözdü,. 

Bir gece önce çok iyi uyuyamamıştım. Zaten ne zaman uzun bir yolculuğa çıkacak olsam uyku düzenim 
bozulur ama yol beni kendime getirir. Şarkılar sağolsun. 

Çıktık yola…

Aradan biraz zaman geçince, bir yerde mola vereyim diye düşünerek, en yakındaki tesiste durdum. 

Bir şeyler yiyip, içip yola devam edeceğim. Önce bir lavaboyu kullanayım dedim. 

Yüzüm uykusuzluktan biraz soluktu.  Ellerimi yıkarken, başımı kaldırıp aynaya baktım. 

Bir de göreyim?

Ayna’da;  “Vayy canına, bugün harika görünüyorsun” diye bir yazı yazıyor. 

Hadi yaa!  Gerçekten mi?   Nasıl sevindim, nasıl mutlu oldum anlatamam. 

Ne kadar iyi düşünmüşler valla.  Erkekler tuvaletindeki aynaya da yazmışlar mıdır acaba? 

Tühh! Merak ettim, keşke baksaydım. Belki onlarda daha başka bir şey yazıyordur. 

Biraz makyaj mı yapsam acaba? Ben de ona gülümsedim. Sağol arkadaş, yazı bile olsa güzel.  

Biz kadınları, bazı erkekler çok saftirik bulur, en küçük bir iltifata dayanamayız, hele bir de 
mum ışığında yemek yiyip, bir çiçek hediye edilse affedemeyeceğimiz şey yok diye alay ederler. 

Yalan da değil hani.  Kadınları kandırıp, gönlünü hoş etmek çok kolay. 

Eeee, neden bu kadar mutsuz kadın var o zaman?

Demek ki, sadece konuşuyorlar, ne yapmaları gerektiğini biliyorlar ama yapmıyorlar. 

Kopar bir demet papatya git evine işte, çok mu zor yani?

       ***
Hadi kadınları şimdilik bir kenara koyayım, tuvalet meselesini yazayım size.
 
Şu tuvaletlerde otomatik, hareketle yanan ışıklar var ya, onlara alışamadım ben. 

Beni onlara el sallarken görseniz, gülmekten kırılırsınız. Ben bile kendi kendime gülüyorum. 

Bir sür sonra” tık” diye sönüyor ya hani hareketi algılamayınca.  Başlıyorum el sallamaya. 

Eee,  yine yanmıyor?!  Bu defa, iki elimi birden sallamaya başlıyorum.  

Ne kadar komik görünüyorum kim bilir?  

Başka insanlarda vardır mutlaka ışığa el sallayan, ama hiç kimse komik duruma düşmemek için söylemiyor. 

Yani en azından ben duymadım. 

Lütfen rica ediyorum, varsa itiraf etsin, kendimi çok yalnız hissediyorum. 

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi