Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

Emine Ülker Tarhan, Batum ve İnce, CHP’yi Sırtlamalı!..



CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi o kadar sıkıntılı ve o kadar üzüntülü geçti
ki... Sormayın gitsin. Bugün halâ cumhurbaşkanlığı seçimi için
“Başarılıyız” diyen varsa, ya aklından bir sorunu vardır... Ya da
siyasetin ince sanatından habersiz yaşıyordur.
Başka ne denilebilir ki?..
Düşünün, Köşk seçimi yapılıyor ve kaybediş de sandıkların sonucu
açıklandığında anında hissediliyor. Daha doğrusu CHP’ye gönül veren ve
sandığa da oyunu yansıtanlar, adeta hezimete uğruyor. Sandığa
gömülüyor.
Ama CHP liderine bakarsanız, ne yenilgisiymiş... Yenildik diyenler
dünyanın en büyük hatasını işliyormuş gibi... Yaptığı açıklamaya bakar
mısınız:
– “Seçimin galibi Erdoğan değil. Devlet mekanizmasına karşı büyük bir
cesaretle yarıştıkları için (seçimin galibi) İhsanoğlu ile
Demirtaş’tır.”
Hadi buyrun.
İnsan böyle manasız bir söz söyler mi?..
Neden mi manasız?
Alın size diğer örneği... Kılıçdaroğlu’nun şu demecini de okuyunca, o
zaman anlayacaksınız manasız olup olmadığını...
– “Tatilciler, boykotcular ve diğer sandığa gitmeyen kesimler (biz
buna küskünler diyelim) olmasaydı, yüzde 51 oy oranını bulamayacaktı
ve seçim ikinci tura kalacaktı. Bugün seçim olsa yine CHP’nin adayı
olarak İhsanoğlu’nu gösterirdim. Türk siyaseti Sayın İhsanoğlu gibi
tertemiz bir ismi kazanmıştır.”
CHP liderinin verdiği bu iki demecin birbirine ne kadar zıt olduğunu
düşünebiliyor musunuz?..
Açıklayalım:
BİRİNCİ DEMECE YANIT: Kılıçdaroğlu, “Seçimin galibi Erdoğan değil.
Çünkü devletin imkanlarını kullandı” demekte. Devlet imkanlarını
kullanarak kazandı dediğin kişiye karşı tatilciler oy vermeye
gitseydi, kazanacağınızı nereden biliyordunuz?..
İKİNCİ DEMECE YANIT: Yine Kılıçdaroğlu, “Tatilciler ve boykotcular
tatil yapmasaydı kazanırdık” diyor. Yahu tatilciler gitmese, oy
vereceklerini nereden biliyorsun?
Neden mi?..
Tatilciler “Oy vermeyeceğim” dediği için tatillerini yapmaya gitti.
“Oy vermem gerekiyor” deseydi, işte o zaman tatile gitmezlerdi.
Ayrıca...
Ya tatilciler sizi protesto etmek için oyunu Erdoğan’a verseydi?..
O zaman ne diyecektiniz?..
Ne diyeceğinizi asla bilemezdiniz. Çünkü Ekmeleddin’i protesto etmek
isteyen seçmen, tatilini yaptı ve bu gidişatın yanlışlığını da size
açık ve net şekilde göstermiş oldu.
Demek ki kabahat tatilciler ve Köşk adayını protesto edenler de değil,
tanınmamış bir kişiyi aniden milletin karşısına “Sürpriz” diye
çıkarandaymış.
Bunun başka bir izahı olamaz.

EMİNE ÜLKER TARHAN’IN BASIN AÇIKLAMASI: “O MAKAMDAN ÇEKİL”

Tarhan’ın önceki günkü basın açıklamasında yaptığı konuşma gayet açık
ve netti. Köşk seçimi için yapılan seçimin yanlışlığını ve dışarda
kalan CHP’li halkın sesini şu ifadelerle dile getirdi:
– “Birdenbire bir aday zuhur etmişken, bu şahsın kim olduğunu
sorgulamamıza bile izin verilmedi. CHP’de sol şeridi boşaltanlar şimdi
mutlu mudur?
CHP, Gezi ruhundan, Atatürk’ten uzaklaşmış ve seçimi kaybetmiştir.
Seçim sonuçları için başarılı demek CHP tabanının aklıyla alay
etmektir.
Bu muhalefet anlayışında artık sona gelinmiştir. CHP başkası gibi
olmaya çalıştı ve kaybetti. Artık ya kendini kandırmaya devam edecek
ya da yeni bir yol çizecektir. Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi, seçmeni
suçlamaktan vazgeçip makamdan çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu
göstermelidir.”
Tarhan’ın bu sözleri tatilcilerin ve protestocuların sesi olma
yönünden çok kıymetlidir.
Neden mi?..
Tatilciler ve aday’ı protesto edenlerin isteklerine ve düşüncelerine
kulak verilseydi, o zaman tatilciler nasıl Gezi olaylarında yağmur
çamur dinlemeden yollara çıktıysa... Aynı şekilde tatillerine gitseler
bile onların sandığa gitmelerindeki kutsal görevlerini hatırlatmak
daha anlamlı olacaktı. Hatta tatile giden de - gitmeyen de,
“Atatürk’ün Askerleriyiz” diyerek sandığa dört elle sarılacaktı.
Daha doğrusu Kılıçdaroğlu, tatile gidenlere karşı öylesine sorumlu
davranacaktı ki, değil tatile gitmeyi... Tatil kelimesini dahi
ağızlarına almayacaklarını gözleri ve kulaklarıyla şahit olacaktı.
Tatilcilere ve protestoculara karşı böylesine duyarlı ve hisli bir
yaklaşım yapıldı mı?..
Hayır.
Ne yapıldı?..
Şu yapıldı: “Sandığa tıpış tıpış gideceksiniz.”
Al sana tıpış tıpışı. Ne tatillerini senin baskın yüzünden heder
ettiler... Ne de tıpış tıpış emrivaki sözünü görev olarak algıladılar.
Aksine tıpış tıpış gidenler, istemeden oylarını verenler oldu.
Kime karşı?..
Sizin inadınızın sandığa yansıdığı halde CHP gibi büyük bir partiyi
düşündükleri için, demokrasiye karşı.
Yoksa bu sandığa gidenler de gönülleriyle gitmiş değil.

MUHARREM İNCE: “ORTADA BÜYÜK BİR HEZİMET VAR. ÇARE SAĞDA DEĞİL”

Grup Başkanvekili Muharrem İnce de, Köşk seçiminden sonra
Kılıçdaroğlu’nun sarfettiği sözlere oldukça sert yanıt vererek
kurultay yapılması yönünde bir çıkış yaptı. İnce de CHP’nin yaptığı
hataların dayanılmaz olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
– “Ortada büyük bir hezimet var. Halâ susmak ve başarılıyız demek
yakışmıyor. Bu durumu kabullenemeyiz, geçiştiremeyiz. Atatürk’ü terk
eden, emeği önemsemeyen, kuruluş felsefesinden uzaklaşan, solu yok
sayıp, çareyi sağda arayanlar CHP’de başarılı olamaz.”
Maalesef İnce’nin her sözü doğru. Düşünün, Kılıçdaroğlu yurt dışına
gidiyor (Köln’e). Alevi grupları dahi kendisine, “Bizden oy alamazsın”
diye net cevap veriyor. Ama yine de inadım inat diyerek Ekmeleddin’in
peşinden koşuyor.

KILIÇDAROĞLU, GENEL BAŞKANLIKTA DA İNADI BIRAKIP İSTİFA ETMELİ VE
KURULTAYA GİDİLMELİ...

Tüm bu olup bitenden sonra...
Ekmeleddin olayı sonrası hezimetten sonra...
Atatürk’ün bağımsızlık politikasından çıktıktan sonra...
Gezi olaylarının ruhundan uzaklaşıldıktan sonra...
Parti içi demokrasinin bitirilmesinden sonra...
Baskıcı politikayla çatıya önem verdikten sonra...
Suçu tatilcilere atıp sıyrılmak istendikten sonra...
Bu anlayıştaki CHP’den ne bağ olur, ne de bostan. Olsa olsa, sağ
partinin kolayca merdiven çıkması için basamak görevi olur. Bugün
bunların hepsini yaşıyoruz.

KILIÇDAROĞLU’NUN BİR YANILGISI DAHA VAR... TATİLE ÇIKANLAR BİR TEK
CHP’LİLER Mİ?.. MHP’LİLER Mİ?..

Kılıçdaroğlu yenilgiyi üzerinden atmak için sürekli “Tatilciler
yüzünden seçimi kaybettik” diyor. Bu sözlere karşı Kılıçdaroğlu’na
şunu sormamız gerekiyor:
– “Yahu, tatile çıkan bir tek CHP’li ve MHP’liler midir?.. Bu
tatilciler içinde (Ki, bu sayı 13 milyon olarak telafuz ediliyor) hiç
mi AKP’li yok?..
Hiç mi BDP’li yok?..”
CHP derhal kurultay kararı almalıdır. Bu kararı almada kolaylığı
sağlayan kişi de yine Kılıçdaroğlu olmalıdır. Tabandan imza toplanarak
kurultaya gidilmesinde meydana gelen vakit kaybının gereksizliğini
düşünerek Kılıçdaroğlu istifasını vermeli ve bu olayı
hızlandırmalıdır.
Ayrıca...
Bir ara Mustafa Sarıgül’ün “Efendim, Sarıgül genel başkanlığa gelmek
istiyor duyumu alınıyor. Bu konuda ne diyorsunuz?” diye sorulduğunda,
Kılıçdaroğlu’nun verdiği cevap şu olmuştu:
– “CHP’de herkes genel başkan adayı olabilir. Sonuçta hukuk dediğimiz
bir kavram var. Bizim bir tüzüğümüz var. Kim, nasıl genel başkanlığa
aday olur, belli. Kurultaya gideriz, biri seçilir, biri kaybeder ama
kaybedenin; seçilenin elini kaldırmasını isterim. Biz demokratik
ülkede olması gereken kuralları hukuku işleteceğiz. Yoksa birisi geldi
aday oldu biz onu engelleyelim, böyle bir düşünce yok, eski
hastalıklardan partiyi kurtaracağız.”
Kılıçdaroğlu, bu açıklamanın aynısını şimdi de vermesi beklenmekte.
Daha doğrusu, “Tabandan imzalar toplansın ve kurultaya gideriz”
lafının arkasına sığınmamak gerekiyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in de “12 partiyle girdiğimiz
seçimi kaybettiğimiz halde kazandık” gibisinden verdiği demeçler ise,
tam bir çocukça ve dalga geçer gibi.
Düşünün tam 12 yılda yapılan 9 adet seçimin hepsinde mağlubiyetle
çıkmış bir CHP’nin yöneticileri halktan özür dileyeceklerine...
“Tatilciler suçludur” diyerek yine halka sorumluluk yüklemekte.
O zaman size sormazlar mı, “Bu seçimleri kaybetmenin sorumlusu olarak
tatilcileri görüyorsunuz... O halde söyler misiniz Ekmeleddin’i bu
tatilciler mi seçti de kaybettiniz?..”
Bu soruyu CHP liderleri ve yöneticileri iyi düşünmeli ve kendi
kendilerine sormalılar.
Ama şu andan itibaren ne bunlara gerek var. Ne de söylemeye. Artık CHP
yolun sonuna geldi de geçiyor bile. Bir an önce kurultaya gidilemli ve
yeni CHP, yeni yüzlerle yoluna devam etmeli. Bağımsızlığa sosyal
demokrat anlayışla imza atmalı.
Son olarak şu çok bilmiş CHP’li üst yöneticilere şunu hatırlatalım:
“Beyler, Ekmeleddin ‘AKP’liler benim dostum. Tayyip benim dostum. Gül
benim dostum. Özal benim dostum. Türkeş benim dostum. Onların hepsi
benim arkadaşım” derken, acaba bir Ecevit’ten... Bir Erdal
İnönü’den... Bir İsmail Cem’den neden bahsetmez?..
İşte sizin dikkat edemediğiniz ve bu sözlerden rahatsız bile
olmadığınız açıklamalardan tatilci CHP’liler rahatsız olmuştur.
Duyarsızlığınız yüzünden CHP’yi sosyal demokrat anlayıştan
uzaklaştırıp sağa kaymasına neden olan bir çatıya esir olmanız,
bugünün yaşanmasına neden olmuştur.
Anlayana...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi