Mehmet Mert

Mehmet Mert

Erdoğan kan kaybediyor....

Erdoğan kan kaybediyor....

 AK Parti kurucularından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zaman zaman ters düşüyorlardı.

Son olarak da çözüm süreci konusunda 'HDP'nin talep ettiği10 madde çok ağır' diyen Erdoğan'a, 'Bu ülkede bir hükümet var, o sizi ilgilendirmez' çıkışı yapan Bülent Arınç bombayı patlattı.

Bu bombadan sonra ne olacaktı. Erdoğan yalakaları Arınç'a saldıracaktı.

Beklenen saldırı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'ten geldi.

Gökçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında, Paralel Yapı iddialarını dile getirerek "Seni istemiyoruz Bülent Arınç, istifa et" dedi.

 

 

***

 

 

İşte bu sözlerin ardından Bülent Arınç açtı ağzını yumdu gözünü ve bakın neler dedi:

Ahmet Hakan denen kişi benimle ilgili bir yazı yazmış, onu kendisine delil olarak kabul ediyor. Son geldiği noktayı çok eleştirmiş bir insanım. Ama biliyorum ki sayın Hakan, Gökçek'ten çok daha haysiyetlidir, çok daha namusludur.

Şu anda hükümet sözcüsüyüm, benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Ben bugüne kadar bu koltuğa zamkla yapışmış bir insan değilim. Onun istediği noktaya ben çoktan gelmişimdir. Ben cam gibi bir adamım. Kimsenin adamı değilim, kimsenin çantasını taşımadım. Ahmet Hakan denen kişi benimle ilgili bir yazı yazmış, onu kendisine delil olarak kabul ediyor. Son geldiği noktayı çok eleştirmiş bir insanım. Ama biliyorum ki sayın Hakan, Gökçek'ten çok daha haysiyetlidir, çok daha namusludur.

 

***

 

Arınç'ın bu çıkışı, 7 Haziran seçimlerine yeniden tek başına iktidar olmak, ülkeye başkanlık sistemini getirmek için en az 400 milletvekili hedefleyen AK Parti'de ciddi kriz yaratacaktır.

Kimi der Arınç artık emekli olacak diye aldırış etmeden konuşuyor.

Kimi der Arınç eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yapılan haksızlığı kabullenmedi.

Kimi der Arınç hala Fethullah Gülen ile görüşüyor.

Sebebi ne olursa olsun bu tartışma seçimlere yaklaşık 2 ay kala iktidar partisine ciddi zarar verecektir.

 

***

 

Daha önce benzer tartışmalar dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile dönemin başbakanı Mesut Yılmaz ve  dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile dönemin başbakanı Tansu Çiller arasında da yaşanmıştı.

Bu tartışmalar ANAP ve DYP’nin sonunu hazırlamıştı.

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan Yardımcısı Arınç ile benzer diyaloga girdi.

Erdoğan kısa süreli cumhurbaşkanlığı döneminde; Çözüm süreci, Merkez Bankası ve MİT müsteşarı Hakan Fidan olayında hükümet ile ters düştü.

Bu durumlara Başbakan Davutoğlu sessiz kalırken hükümet sözcüsü Arınç aslında bir anlamda Davutoğlu'nun ve Ak Parti'nin hislerine tercüman oluyordu.

 

***

 

Sonuçta bu tartışma da gösteriyor ki; Recep Tayyip Erdoğan kan kaybediyor.
AK Parti büyüsü yavaş yavaş bozuluyor.

Ya Davutoğlu büyük bir gayret göstererek partiyi tekrar iktidara taşıyacak.

Veya kan kaybeden, biraz yıpranan, biraz gözden düşen  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimlere ve hükümetin (AK PARTİ'nin) almış olduğu kararlara karşı çıktığı sürece bu durum, 13 yıldır tek başına iktidarı elinde bulunduran AK Parti'ye zarar vermeye devam eder.

Hal böyle olunca ise AK Parti'nin durumu da daha önceki siyasi partilerimizden ANAP ve DYP'ninkinden farklı olmaz.

 

 

 

 

Çapan'a kumpas!

 

 

2014'deki yerel seçimlerde CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı olan Çetin Çapan 29 Mart'taki ön seçimlerde oy kullanmak için üye kontrolünü yapmaya gittiğinde bir de ne görsün.

Üye listesinde adı yok.

Sadece kendisinin değil, kardeşi Zerki Çapan ve Zeki Çapan'ın kızı Gülay Çapan'ın da parti üyeliğinden çıkarıldığını gören Çetin Çapan hemen telefona sarılarak parti yetkililerini arıyor.

Yetkililer böyle bir şeyin olmaması gerektiğini söylese de ortada ciddi bir kriz vardır.

Bir parti daha bir sene önce ilçe belediye başkan adaylığını yapan ve parti oylarını ciddi oranda artıran adayı neden üyelikten çıkarabilir ki.

 

***

 

Gazete İstanbul'a konuşan CHP Esenyurt İlçe Başkanı Ali Gökmen ihraç ve disiplin işleminin söz konusu olmadığını, teknik bir hatadan bu olayın kaynaklandığına inandıklarını açıklarken.

Sözlerine şöyle devam etmiş: Partimizin Belediye Başkanı adayıdır. Tüzüğümüz açıktır. İhraç işlemi için yapılması gerekenler işlemler bellidir. Ne ilçe başkanlığımız, ne İstanbul İl başkanlığımızın bu konuda bir girişimi yoktur. Gerek İl Başkanlığı'na gerekse Genel Merkez'e konuyla ilgili başvuruda bulunduk. Cevap bekliyoruz. Üyelik yazımında bir teknik eksiklikten kaynaklanmış olabilir. İhraç söz konusu değildir...

 

***

 

Benim kişisel düşüncem birileri sahte imza veya dilekçe ile böyle bir girişimde bulunmuştur.

Bu dilekçeyi alan yönetim adı geçen kişilere sorma gereği duymadan dilekçeleri işleme koymuştur.

Burada amaç Çetin Çapan'ın olası milletvekili adaylığını engellemektir.

Ancak görüldüğü üzere bu kumpas tutmadı, tutmaz.

Zira Çetin Çapan veya Dr. Gürbüz Çapan CHP'de sıradan üye olmamakla beraber gerek medyatik özellikleri, gerek eski belediye başkanı veya başkan adayı olmaları sebebiyle parti üst yetkilileri ile kısa sürede bu sorunu çözeceklerdir.

 

 

 

 

 

 

GÜNÜN SÖZÜ: Önemli olan başınıza ne geldiği değil, bu gelenle ne yaptığınızdır.

 

twitter.com/MehmetMert1

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi