Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

Ermeni Patriği Narses’in Fitneliğini Utanmadan Savunuyorlar - (2)




NE acıdır ki dönüp dolaşıp halâ sözde Ermeni soykırımı söylemlerine
takılıp duruyoruz. Bu takılmayı bi türlü halledemeyen Batı, “Acaba ne
yaparsam Türkiye’yi cezalandırarak ortadan bölerim?” düşüncesiyle
bugün de devam ediyor. Yani fitneci politikası Batı’nın tam politikası
olmuş durumda.
Ama esas fitnecinin Ermeni Patriği Narses olduğunu kim hatırlıyor?..
Bize sorarsanız kimse hatırlamıyor. Hatırlamadığı gibi, “100 yıllık
acı yaşandı” diyerek sürekli Türkiye’yi suçlamaya hazırlanıyorlar.
Birinin ortaya çıkıp da medeni dediğimiz Batı’ya şu soruyu sormuyor:
– “Ermeni Patriği Narses kimdir?”
Daha doğrusu Türk halkı, bu ismi biliyor mu?..
Veya, “Sözde Ermeni meselesi nereden ortaya çıktı?.. Bunu ortaya
atanların esas kimler olduğunu, veya bu meseleyi pişirip önümüze koyan
gücün kim olduğunu biliyor muyuz?” diye kendimize sorduk mu?..
Hadi bir soralım bakalım...
Narses kimdir?..
Narses, Ermeni Patriğidir. Ve bu kişi, Ayastefanos Antlaşması ardından
Rus Prensi Nikola’ya “Ermenilerin isteklerinden oluşan bir listeyi”
vermesiyle başlar. Bunun adı Osmanlı’yı (yani Türkiye’yi) parçalama
politikasıdır.
Bugün kimileri emperyalistler için şöyle der: “Parçala, böl ve yönet.”
Biz ise bunun böyle olmadığını söylüyoruz. Yani bu söylem bugün şu
şekli almıştır: “Fitne sokarak böl, parçala, sahip ol.” Bu tezleri
savunan dünün emperyalistleri, yine bugünün aynı emperyalistleri değil
mi?..
 Biz gelelim Narses’e.
Narses, Rus Prensi Nikola’ya Ermeni istekler listesini sunduktan sonra
Ruslar, bunu fırsat bilerek Osmanlı topraklarını ele geçirmek ister.
Haliyle Rusya’ya sınır olan Türkiye’mizin Kuzey Kafkasya bölümü ve
Doğu Anadolu topraklarımız iştahlarını kabartır. Böylece ihanet nifakı
Osmanlı Ermenisinin beynine aşılanır.
İstanbul’da ayaklanmalar meydana gelir. ilk ayaklanmayı 1895 yılında
Babıali’ye yürüyüşle yapmak isterler. Tabii Trabzon’daki Ermeni
grupları da bu ayaklanmaya destek olmak isterler. Haliyle ayaklanmalar
bastırılır.
Daha doğrusu Osmanlı’yla 600 yıl birlikte yaşayan, hatta o dönemlerde
Dışişleri Bakanlığı’nda görevli olan Ermeni vatandaşlarımız yavaş
yavaş tuzaklara düşmeye başladılar. Ayrıca 1876 (Birinci Meşrutiyet
Meclisi’nde) ve 1908’de de (İkinci Meşrutiyet Meclisi’nde)
görevliydiler. Yani milletvekilliği yaptılar. Bu 1914 yılına kadar
sürdü. Bugün karşımıza çıkıp da, “Osmanlı (veya Türkler) Ermenileri
tarih boyu ezmiş, yok etmiştir” diyemez.
Neden mi?..
Alın size Ermenilerin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde üstlendikleri
görevlere bir bakın:
22 tane bakan vardı... 33 tane milletvekili... 7 tane büyükelçi... 11
adet konsolos... 29 da paşa varken, 11 tane de profesör bulunmaktaydı.
Bunlar Osmanlı İmparatorluğu döneminde görev yapan Ermeni
vatandaşlardı.
Şimdi ortaya çıkıp da kimse, “Ermenilere kıyım yapılıyor. Azınlıklar
yok edilmek isteniyor” diyemez. Diyenler bugün halâ var ise (Ki var),
onlara buradan şu soruyu sormak gerekmez mi?..
–“Bir ülkede, hele o ülke imparatorlukla yönetiliyorsa, o ülke de
İslam ülkesi olduğu halde; nasıl olur da devlet yönetiminde bu kadar
önemli yerlere Ermeni vatandaşlarımız getirilir?..”
Hiç bunlar düşünüldü mü?..

ADANA ERMENİLERİNİN OSMANLIYA KARŞI AYAKLANMASI VE PİSKOPOSUN SİLAH
YARDIMI ALMASI...

Ayrıca, Osmanlı, kendisini sırtından vuran Ermeni ayaklanmalarına
karşı bu tehcir kararını almış ve mecburen de uygulamıştır. Çünkü
tehcir kararı, Anadolu’da ve özellikle İstanbul’da meydana gelen
Ermeni ayaklanmalarına karşı, ülkemizi teröre boğmasından dolayı
alınmıştır. Özellikle Adana Ermenileri, bağımsız Klikya Ermenistanı’nı
kurmak için piskopos Museg’ten destek aldıkları da vardır.
Bu, neyin desteğiydi?..
Tabii ki ayaklanmada Osmanlı’ya karşı kullanacağı silah desteğiydi. Bu
silahlar da haliyle Avrupa’dan temin edilmişti.
Bir de buna Narses’in fitneciliğiyle 31 Ekim 1914 tarihinde Rus
ordularının Doğu Anadolu’yu işgal etmesini eklerseniz, varın siz
tahmin edin Osmanlı’nın içinde bulunduğu zor durumu ve şartları.
Neden mi?..
Çünkü Ruslar Anadolu’ya saldırdığında onlara en büyük yardımı (600 yıl
birlikte yaşadığı) Osmanlı Ermenileri yapmıştı. Bu yardımlar Kars’ta,
Erzurum’da, Van ve Muş’ta katliama dönüştü. O bölgede ne kadar
Müslüman Türk yaşıyorsa, binlercesi Doğu Anadolu’dan Batı Anadolu’ya
göç etmeye başlamıştı. BUNLAR NE ÇABUK UNUTULDU?
Tehcir kararı, öyle durup dururken alınmış keyfi bir karar değildir.
Olamaz da zaten. Hatta, daha da önemlisi, Osmanlı’ya karşı ayaklanmak
ve Anadolu’yu parçalamak için harekete geçen Ermeniler, Rusların ve
Avrupalıların da desteğiyle Hınçak ve Taşnak örgütlerini kurmuşlardı.
Tehcir kararını mecburen alan Osmanlı, o dönemde savaş olmayan tek
bölgenin de Suriye toprakları olduğu düşünüldüğünde rotanın (yine o
toprakların Osmanlı’ya ait olduğunu) kabul etmek gerekmez mi?..
Daha doğrusu, ilk kez Başbakanlık Osmanlı arşivlerinden çıkartılan
belgelerde 1. Dünya Savaşı sırasında Ermeni katliamını yaşamamak için
Doğu Anadolu’dan kaçarak Anadolu’nun iç kısımlarına iltica eden
Müslüman sayısının 1 milyon 236 bin olduğu gerçeği vardır. Bu, tarih
kitaplarında ve arşivlerimizde yazıyor. Şimdi burada, “Osmanlı Ermeni
katliamı yapmıştır” iddiasında bulunanlar, katliamı yapan bir ulusun
Doğu Anadolu’dan neden kaçtığını hiç düşünmezler mi?..
Bir de buna, hariciye nazırından tutun diğer Osmanlı bakanlıklarına
kadar çeşitli görevlerde bulunmuş Ermeni vatandaşlarımızı
eklerseniz... Ermenilerin Osmanlı idaresinde geniş imkanlara sahip
olmalarını nasıl inkâr edebilirler?..

BRUCE FEİN: ERMENİLER 2 MİLYON OSMANLI’YI GÖZLERİNİ KIRPMADAN ÖLDÜRDÜ!..

Birkaç gün önce Amerika’nın eski başkanlarından Reagan’ın hukuk
danışmanı Bruce Fein, şu çok önemli açıklamayı yapmıştı:
–“Osmanlı İmparatorluğu’nun azınlıklara karşı (müthiş) sayılabilecek
bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi
dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde
sürdürdü. Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve
Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında
olduğu bir gerçek.
Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla
kanıtlandı. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir. Osmanlı
da kendisini savundu. Özellikle ABD’de yaşayan Ermeniler, soykırım
yalanı ile büyük getiri sağlıyor. ABD yönetimi de büyük paralar
döndüğü için Ermenileri karşısına almak istemiyor. Ermeniler ısrarla
kendi arşivlerini açmıyor. Çünkü yıllardır soykırım yalanı ile dönen
getirimi kaybetmek istemiyorlar. Arşivler açıldığı anda gerçek ortaya
çıkacak."
Anadolu üzerinde oynanan oyunlar, bugün Türk - Kürt anlaşmazlığını
ortaya atarak sözde Ermeni meselesinin başka bir versiyonunu
gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Yani, “Türkiye’yi nasıl parçalarız?”
çalışmasını inatla ve terbiyesizce ortaya koymaktan da hiç
utanmıyorlar.
Bundan sonraki yazımız da, Kürdistan, Ermenistan, Kuzey Irak ve
Türkiye’deki Kürtlerin nasıl oyuna getirilmek istendiğini yazacağız.
Tabii ayrıca bir iddia da ortaya atmış olacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi