Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Etme bulma dünyası!

18 Şubat 1952de NATO üyesi olan TSK’nın Generallerinin yaptığı 12 Eylül 1980 darbesi bu ülkeye yapılan en büyük zulüm ve ihanettir.

Yıl 1984 12 Eylülcü cuntacılar henüz Cezaevlerini sivil idareye devretmemiş, seçimler yapılıp sözde sivil idareye geçilmesine rağmen halen her şey askerden soruluyor.

Bayrampaşa mahpus damındayız Tek Tek ler denilen yarı hücre bir yerdeyiz.

Dev Yol davasından yargılanan adını şuan hatırlayamadığım bir arkadaşla bir binbaşı yan tarafımdaki hücrede konuşuyorlar. Binbaşı kapının dışında, mahkûm ise hücrede, aralarında onları ayıran parmaklıklar konuşmalarını engellemiyor. Binbaşı, hiddetli mahkûm ise, idare eden bir ses tonuyla. Binbaşı kafasına göre cezaevi kuralları koymuş. “Sabah saat 5 de kalkılacak. Sayım verilecek. Asker standardında spor yapılacak. Çeşitli dualar, Gençliğe hitabe, İstiklal marşının tüm kıtları vs daha birçok marş ezberlenecek.”

Binbaşı devam ediyor; “Dediğim her şeyi emir kabul etmez yapmazsanız derinize tuz basar bağırta bağırta sizi gebertirim.”

Adını hatırlayamadığım arkadaşta diyor ki; “Bizi öldürerek ülkeyi kurtaracaksanız hemen öldürün. Mesele yurtseverlik ise Atatürkçülük ise; Atatürkçülük te memleketi sevmekse, bu memleketi biz sizden daha çok seviyoruz. Siz bize işkence yapıyorsun biz ise Emperyalizme karşı savaşıyoruz. Demek ki biz sizden daha çok yurtseveriz daha çok Atatürkçüyüz, ancak siz ne Atatürkçüsünüz nede yurtsever, siz sadece size kimin verdiği meçhul emirleri yerine getiren cuntacılarsınız!”

Sonra olan oldu, herkes cuntacılarla sermayenin aralarına kara kedi girdi sandı. Ancak hiçte öyle değildi.

28 Şubat için 1000 yıl dediler 1 yıl bile sürmedi, ancak 12 Eylül ANAP, DYP ve AKP ile 32 yıldır devam ediyor. AKP ile önce restleştiler, birer adım çekildiler, karşılıklı gardlarını aldılar, sonra birbirlerine sarılıp kanka oldular...

Şimdi Bayrampaşa yıkıldı yerine Silivri açıldı. Değişen ne oldu?

Bilirsiniz Türk milletinin sürekli asker millet olması anlatılır ve bundan büyük bir haz alınır. ancak askerdeki yediğimiz dayakları da şakayla karışık anlatmaktan geri durmayız. Adı disiplin olan itaate alıştırılmak amaçlı eğitimlerde bile fiziki ve psikoşiddet vardır. Bu şiddet askerlik şubesinde başlar. Bunuda Türk Vatandaşı olan her erkek bilir. 25 veya 26 yıl evvel Fatih Askerlik şubesine gittiğimde başıma gelmişti; Bir subay adımı soyadımı soran mülakatta masaya çok yaklaştım diye beni öyle bir azarlamıştı ki tepki verip te bir yıl evvel çıktığım cezaevine geri dönmemek için kendimi zor tutmuştum.

Bakınız Türk halkı hem asker millet olmakla övünüyor hem askerde yediği dayağı mizansenleştirerek “bir şey yok canım, burası ana kucağı değil ya asker ocağı” diyerek mahzunlaştırıyor.

Evet, geleceği bugünden hesaplamayan toplumlar ne yazık ki bu tür handikaplar yaşayacaktır. Her erkeğin askerlik yaptığı bir ülkede vereceğiniz itibar sizin düştüğünüz kötü anda yanınızda olacak bir itibar olmalıdır.

NATO üyesi olan TSK’nın Generallerinin Silivri veya başka bir yerde bu halktan katkı beklemeleri yapma etme dünyası dediğimiz durumla örtüşmektedir.

Evet, Natocu Amerikanistlerle Kemalistler bakalım bu savaşı nereye kadar götürecek kim kazanacak ilerde göreceğiz.

12 Eylülde mahpus damlarında çürümeye terk edilen devrimci gençler bugünün orta yaşlı aydınları oldular. 12 Eylülde solun üzerinden silindir gibi geçen sol’a en ufak yaşam hakkı tanımayan Generaller ne hazindir ki şuan aydınlardan umut bekler olmuş. Ne yazık ki o gençlerden çokta az olsa birkaç kişi bugün bu Generalleri savunur durumdalar, hemde bunu akıllarınca “solculuk” adına yapıyorlar. Şunu kimse unutmasın ki; Solcularında yurtları vardır, tüm dünya solcuları yurtseverdir, yurtlarını koruyan gözeten askerlerini de çok severler! Ancak üzerlerinden silindir gibi geçen henüz 12 Eylül faşizminin kirinden arınmamış Generalleri savunarak ne solculuk olur nede yurtseverlik!

Sonsöz olarak, her şeye rağmen doğru olan, mazlumun yanında yer almaktır. Silivri’deki tüm davaların mahkemelerinin nasıl görüldüğü göz önündedir. Balyoz sonucuna Eski Genelkurmay Başkanı dahi tepki koydu. Orduda yapılanların emir komuta hiyerarşisi doğrultusunda yapıldığını bilmeyen yok. Emre itaatsizlikten mi ceza alsın, yoksa emri yerine getirdi diye mi? Bunları göz önünde bulundurduğumuzda burada yargılamadan çok hesaplaşmanın olduğu kesin! Bunların tamamını göz önünde bulundurduğumuzda; Solcu mazlumun yanındadır, ancak davanın gerçek sahipleri gibi eylemde değil sadece söylemde destek olur(!)


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi