Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

GAZ PARKI HALKINDIR!


Polisin ortaya alarak dövdüğü, bu dövme sonucu vücudunda sol bacak, sol kol olmak üzere 9 kırığı olan, bir gözünde %36 görme kaybı yaşayan bir genç. Dolmabahçe’de İnönü stadının köşesinde tam 26 polisin(olayı gören arkadaşlarının beyanı) ortaya alıp öldüresiye dövdüğü, daha sonraki operasyonlarda çadırı yakılan, bu çadır yanma esnasında özel eşyaları ile paralarıda yanan, alçılı kol ve ayağından anlaşıldığı üzere polislerin gördüğü her yerde hakaretine mazur kalan, buna rağmen gezi direnişinden vazgeçmeyen Okan Aynalı. Okan, daha 20 yaşında olmasına rağmen Gezi parkında yaralanan, yaralı haliyle parkı terk etmeyen gençlerden biri.

Abdullah Cömert çadırının arkasında Okan’la yaptığımız sohbetten sonra Süha Akıncı’nın yanına uğradım. Akıncıyla yaptığımız sohbetten sonra Hill Otele geçip ihtiyacımı giderdikten sonra İstiklal caddesinin başındaki simitçiye geçip arkadaşlarımı beklemek için bir şeyler alıp üst kata çıktım.

Fotoğraf makinem masanın üzerinde çay simit atıştırırken polis anonslar yapmaya başladı. Anonslar en fazla beş dakika sürdü. O beş dakikada ucunda ölüm olsa o park, o meydan asla boşaltılamazdı.

Gezi parkı direnişçilerinin kendi aralarında aldıkları karar gereği küçük çadırların daha düzenli birkaç büyük çadırda birleştirilmesi için birçok çadırın toplanmaya başlanmasına ve bunun bilinmesine rağmen böyle bir girişimin olması kurnazca planlanmış bir oyunun parçasıydı.

Sonradan anladığımız kadarıyla anonsun sonundaki asıl planın Kazlıçeşme mitingi olduğu anlaşılıyordu.

Evet, Başbakan yarın yapacağı “Benim babam senin babanı döver” mitingindeki toplayacağı kitleye “ben yaparsam böyle yaparım” mesajını veriyordu.

Günlerden Cumartesi olması nedeniyle onlarca bebek arabasıyla getirilmişti gezi parkına.  Destek vermek veya merak ettiği için gelen vatandaşlarla dolmuş taşıyordu Taksim Meydanı ve gezi parkı. Evet, alınan karar gereği Gezi parkındaki çadırlar tek çadıra indirilecek o tek çadırda da nöbetleşerek kalınacaktı.

Simitçiden tam dışarı çıktığımda müdahale meydanın istiklal caddesi tarafına da başlamıştı. TOMA ların sıktığı su ve gazdan göz gözü görmüyor, kimin nereye kaçıştığı belli olmuyordu. En yakınımdaki yer CHP Beyoğlu ilçe binasıydı.

İlçeye girer girmez hemen yönetim kurulunun toplantı salonuna geçip yan camlardan birkaç kare fotoğraf aldım. İlçe Başkanının odası Dr. Şahin Özdemir’inde desteğiyle revire dönüştürüldü.

Gelen yaralılar gaz bombasından çok TOMA ların sıktığı sudan yaralananlardı. Suyun içine katılan kimyasal madde insanlara dayanılmaz bir acı eşliğinde vücutlarını ciğer gibi kıpkırmızı yapmıştı.

Polis, ilçe binasının önüne yığılmış içerdekileri dışarı, dışarıdakileri içeri bırakmıyor ancak bir fırsatını bulan içeri girebiliyordu. İlçede 150 kişi kadar olmuştuk. Venezüella’nın LUCAS TV muhabirleride yanımıza gelmişti. Camlar kapalı olduğu için ter içinde kalmış buna rağmen camları gece saat 2 ye kadar hiç açamadık. Saat 2 den sonra açtığımız camları ise istiklal caddesine ve ara sokaklara atılan gaz bombaları sonucu sık sık yeniden kapatıyorduk.

Gece saat 3 civarı ilçe binasında 35-40 kişi kadar kalmıştık. Ara sıra biz gazeteciler dışarı çıkabiliyor durumu gözlemleyebiliyorduk. İstiklal caddesinde ve ara sokaklarda polisin müdahale etmediği hatta görmezden geldiği eli sopalı gruplar vardı. Bu gruplar kesinlikle sivil polis olmayıp, büyük ihtimalle “polisinde dokunamadığı iktidar yanlısı dokunulmazlardı(!)”

Saat 05 de uluslararası çalışan fotoğrafçı bir arkadaşım ile ilçeden çıkarak Tarlabaşı bulvarından geçip olayların yoğun olduğu Divan oteline geçtik. Divan otelinin önü normale dönmesine rağmen normal hayat için oldukça anormaldi.

Divan otelinin yanındaki kafede kahve içip ayılalım dedik, ancak polisten kaçan gençlere polis küfür edip plastik mermi sıkmaya başlayınca birkaç dakikalığına kafenin dış kısmından içeri girdik.

Oradan çıktıktan sonra Taksim Meydanına girmeyi yeniden denedik, yine olmadı. İstiklal caddesinden Taksime girmek için üçüncü bir hamle yaptık, bu kez olmuştu. İki arkadaş meydana girebilmiştik. Ancak çekilecek fotoğraf konusu olabilecek hiçbir şey kalmamış, sadece boş bir meydan ve meydanda dolaşan polis, gazeteci ve birkaç turistten mütevellit yere sinen gazdan dolayı kuşların bile olmadığı hiçbir özelliği kalmamış sıradan bir taksim sabahı.

Tüm bu olanlardan sonra Gezi parkımı, yoksa gaz parkımı buna siz karar verin!

 

Not; Taksim yazılarımız, zaman zaman devam edecektir…

 

twitter.com/HasanHinisli

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi