Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

GEL DE BU ÜLKEYİ SEVME-3-

GEL DE BU ÜLKEYİ SEVME-3-

Geçen 2 hafta, hangi konuya el atsanız göğsünüz kabarır gurur ve mutluluktan uçarsınız. Yer yüzü zenginliklerimiz, yer altı zenginliklerimiz tüm dünyayı kıskandırır. Bir de bu ülkeyi yönetenler için böyle söyleyebilsem, Türkiye Dünya Lideri olur demiştik. Kısa bir hatırlatma yapalım. Önce Bor madenimiz, sonra toryum madenimiz, daha sonra feomidyum, şimdi de Osminyum dedik. Hepsinin en zengini TÜRKİYE. Osminyum dünyada en çok bulunduğu yer  TÜRKİYE. Tahmin edilen rezerv  127.000 Ton. Maddi değeri 9 Trilyon USDolar. Bu da, Türkiye’nin iç ve dış borcunun 40 katı demiştik.

Ve yeryüzü zenginliğimiz, “BİYOLOJİK ZENGİNLİĞİMİZDEN” söz etmeye başlamıştık ve Tüm Avrupa Kıtasında 12000 canlı türü varken Türkiye’de 9000 canlı türü yaşar, bunun da 3000 kadarı endemiktir yani sadece Türkiye’de vardır. Deyip Anadolu’nun oluşumundaki yeryüzü şekillenmesinin ve buzul çağlarının biyolojik çeşitliliği nasıl etkilediğini ve bu sebeple nasıl biyolojik çeşitlik kazandığını anlatmıştık. Bu gün konumuza Anadolu’muzun bitki coğrafyası ile son vereceğiz.

ANADOLU’MUZUN BİTKİ COĞRAFYASI
Bitki coğrafyası bitki türlerinin dünyadaki dağılış biçimleri ile coğrafi özellikler arasındaki ilişkileri araştıran bilim dalıdır. Türkiye’deki canlıların dağılışlarını anlamamız için önemli ipuçları vermektedir. Bu bilim dalına göre dünya 37 ayrı “flora bölgesine” ayrılmıştır. Bu sınıflamaya göre 3 farklı bitki coğrafyası bölgesi Türkiye sınırları içindedir. Türkiye gibi dünyanın çok küçük bir bölümünü kaplayan bir alanda 3 ayrı bölgenin bulunması çok önemli bir durumdur. Bitkiler besin zincirinin ilk basamağını oluşturduğu ve hayvan türlerinin dağılışı da büyük ölçüde bitkilere bağlı olduğu için bitki coğrafyasından aldığımız bu bilgiler Türkiye’deki hayvanların çeşitliliği bakımından önemlidir. Türkiye’deki bitki coğrafyası bölgeleri şunlardır. İran-Turan Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Avrupa-Sibirya Bölgesi. Bu buluşmanın gerçeğe yansımasını şöyle örnekleyebiliriz: Sinop’tan güneye doğru yürüyen biri, yol boyunca ilk önce Fransa’dan Sibirya’ya kadar uzanan bir coğrafyanın doğal özelliklerini görecektir. Orta Karadeniz’deki dağları aşıp Orta Anadolu düzlüğüne yaklaştıkça üstünde yürüdüğü topraklar İran’ın ve Çin’in doğal manzarasında bir alana dönüşecektir. Orta Anadolu düzlüğünü geçip Toros Dağları’nın kuzey yamaçlarını aştıktan sonra ise bu kişi İspanya’dan Filistin’e uzanan Akdeniz bitki coğrafyasının topraklarına ayak basmış olacaktır. Başka bir deyişle kahramanımızın rotası, Kuzey Afrika’dan Sibirya’ya ve Çin’e kadar uzanan bir bölgenin biyolojik çeşitliliğinden parçalar taşımaktadır. Gerçekten de yeryüzündeki çok az coğrafyada böylesine farklı bir deneyimi yaşamak mümkündür.

Endemizm Küçük bir kıta olarak da tanımlanabilecek olan Anadolu’nun benzersiz bir kara parçası olmasını sağlayan diğer bir nokta ise topoğrafya ve iklimindeki çeşitliliğidir. Sıradağların volkanların, kapalı havza göllerinin, taşkın ovalarının, karstik platoların, denizlerin ve büyüklü küçüklü pek çok nehrin birbirlerine olan yakınlıkları, farklı iklimlerin aynı zaman dilimi içinde yan yana görülebilmesine neden olmaktadır. Bu çeşitlilik doğal yaşam çeşitliliğidir. Biyolojik çeşitliliğin zenginliğini getirmektedir.

Evet Sevgili Okurlarımız. Türkiye’miz işte böyle bir vatan. Parsel parsel satılamaz. Yeryüzü ve yer altı zenginlikleri iyi yönetildiği takdirde bağımsızlığı yok edilemez.
Sağlıklı kalmanız dileklerimle konuya son veriyoruz.      

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi