Aydınlık gazetesi son dönemde önemli bir sıçrama yaparak tirajını artırdı.Fakat ben bu başarının devam edeceğinden kuşkuluyum.Çünkü gazete,dışa dönük mücadelesini zaman zaman unutarak yanlış hedeflere ateşediyor.Bu,timsahın yavrusunu yemesi gibi bir şey.
Laik Cumhuriyet ölüm-kalım savaşı verirken,ülkemiz kan kaybederken Aydınlık’ın, aynı cephedekilere ateş etmesi anlaşılır gibi değil.Bu,ne yaptığını bilmemek değilse eğer,kendi gücünü kırmak,hedefi çoğaltmak,karşıtarafa dolaylı destek vermek değil midir?

İşbirlikçiler ve onların yayın organlarıyla kalemşorleri dururken Aydınlık’ın, Cumhuriyet’i ve Sözcü’yü hedef almasını;Çölaşan,Sarıgül ve Kılıçdaroğlu’yla uğraşmasını,Melike Demirağ gibi sanatçıları dışlamaya kalkışmasını anlamak zor.Bunu dar grupçulukla,siyasi değerlendirme farklılığıyla,eleştiri hakkıyla,yazar-çizerlikle,izanla,hiçbir şeyle izah etmek mümkün değil.
Ben yurtsever,demokrat bir gazeteciyim.Aydınlık’ın çoğu tahlillerini isabetli buluyorum;önemsiyorum.Fakat son zamanlardaki şık olmayan kimi çıkışlarını yanlış,rahatsız edici,üzücü,moral bozucu buluyorum.Bu sert çıkışların benim gibi binlerce yurtseveri rahatsız ettiğini biliyorum.Konuyla ilgili olarak görüştüğüm birçok yurtseverden şunları duydum:

”Biz nasıl ki İP’in gelişmesini hatta Meclise girmesini istiyor,ona saygı besliyorsak,aynı şeyi de onlardan bekliyoruz. Kavga,sosyalist solun genlerinde vardır ama Perinçek önderliğindeki sol bunu aşmış görünüyordu.Yanılmak ve son günlerde sergilenen sevgisizliği asla görmek istemiyoruz.”Atatürkçülük’te birleşme” çağrısının retorikten ibaret olduğunu düşünmek istemiyoruz.Cumhuriyetimiz karşısındaki tehlike alt edildi de mi sıra,iç hesaplaşmaya geldi? Bu,yenilgiye davetiye çıkarmak değil midir? Bu,cephedeki komutanın,disiplinsizlik gösteren efradını kurşuna dizmesi değil midir? Yer altı ve yerüstü zenginlik kaynaklarıyla ülkeyi satanları göz ardı etmek değil midir? Bu,körlük değil midir?”
Ben ve benim gibi binlerce yurtsever,verdiği yürekli mücadeleyle kendini kanıtlamış olan Perinçek’in,sorumluluk alanında cereyan eden bu yanlışlıklara izin vermeyeceğine inanmak istiyoruz.Onun,içinde bulunduğu tecrit durumunu istismar edenlerin uyarılarak,yurtseverler arasındaki birlik ve dayanışmanın daha da güçlendirilmesinin sağlanmasını diliyoruz.

Ülkemiz çok acı günlerden geçiyor.Bu geçiş sürecinde iş kazalarına,komplekslere,sen-ben kavgalarına,kırılmalara yer verilmemesine özen gösterilmesini istiyoruz.Çünkü“söz konusu vatansa gerisi teferruattır.”
Sevgi dolu,barışçı,güzel günlere…