Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Gezi yazıları


Gezi parkı sürecinde yeğenimin bir iş kazası sonucu vefat etmesi sonucu sadece İstanbul’dan üç gün ayrı kaldık. Bir günde rahatsızlığımız nedeniyle gidemedik, geri kalan günlerin tamamında bazı günler biraz az biraz çok olmak üzere hemen her gün 6 saat bazen 10-12 saat son seferimizde ise iki gün bir gece uykusuz olarak Taksimdeydik.

Olayları çıplak gözle izleme imkânımız oldu. Birçok çadıra konuk olduk. Çadırlardaki eylemcileri ziyarete gelen katkı sunan yüz binleri gördük.

Yemek yapanlar, çörek, kek getiren anneleri izleme imkânımız oldu.

Komşu teyzeler elleriyle börek yapıp getiriyorlardı. Samimiydi bunlar, beklentileri yoktu insan yerine konuldukları bir yönetim talebinden başka.

Birde fotomodellik için gelenler vardı. Belliydi giyim kuşamından vede hareketlerindeki tutarsızlıktan.

İşte onlar yokmu onlar! Tek ayaküstünde kırk yalan söyleyip bukalemun gibi renkten renge giren sahtekârlar. İşte onlardı aslında her yeri kirletenler. İşte onların içinden sıyrılıp gelen hangi parti olursa olsun makama gelince “ali kıran baş kesen” oluyorlar.

Bakın o günlerde onlara neler demişiz;

Eyy siyasetten nemalanan simsarlar, ihaleciler, hortumcular, arsızlar bilumum eksik malzemeli delege ağaları, lütfen direnişin sembolü olan gezi parkına en azından bu direniş bitene kadar uğramayın.

Son birkaç gündür ortalığa çıkmaya başladınız. Sosyal medyada boy boy fotoğraflarınızı yayınlamaya başladınız.

Kollarınızda Rolex saatler, Sırtınızda altın kaplama düğmeli Blezır ceketler, ayaklarınızda 700-800 TL lik ayakkabılar ile sırıtıyorsunuz o toz toprak içindeki parkta.

Sizi gidi fırsat düşkünü fotomodeller sizi, merak etmeyin biz sizi biliyoruz hemde çok iyi tanıyoruz…

***

Dört kişi görünce konuşmak için Portakal sandığını kürsü yapanlar.

İlçe toplantılarında cav cav konuşanlar.

Her koltuğa aday olanlar.

Belediye Başkanlığına aday olupta meclis üyeliğine tav olanlar.

Pantolon olmayınca entari giyenler!

Ballı ihaleleri kapanlar.

Büfe, çay bahçesi, yol, kaldırım, elektrik ihalesi alanlar.

Kızlarını oğullarını belediye müteahhitlerinden işe sokanlar. Çalışmadan maaş alanlar…

Adamlarını makama taşıyanlar.

Koltuksuz bir bok olamayanlar neredesiniz?

Toplumsal her olayda, 1 Mayısta, 6 Mayısta, 2 Temmuzda kalbi tutan, nefes darlığı olan siz değilmisiniz?

Peki, şimdi nerdesiniz?

Karılarınızın eteğinin altına mı saklandınız?

Taksim yatıştı, artık ortaya çıkarsınız...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi