İlyas Öztekin

İlyas Öztekin

GIDA GÜVENLİĞİ VE BİO EMPERYALİZM

GIDA GÜVENLİĞİ VE BİO EMPERYALİZM


Birkaç gündür haberlerde izliyorsunuzdur. Ülkemizde yetiştirilen biber kabak armut üzüm ve greyfurt gibi meyve ve sebzelerin Avrupa’da yapılan tahlillerinde yüksek oranda zehir çıkmış. 
Son on yılda Türkiye her çeşit emperyalizmin at oynattığı bir ülke haline geldi. Dünyada sinsice ve hızla yayılan bio emperyalizm çoktan içimizde. En büyük sorunumuz olan terör doğrudan öldürüyor. Bio emperyalizmin ürünü gıda terörü ise ölümü zamana yayıp insanları süründürüyor. Daha çok ürün daha çok para kazanma aç gözlülüğü ile kabak tadındaki karpuzlar, içinden ağaç çıkan domatesler, kesildikten birkaç gün sonra buzdolabında büyüyen salatalıklar kiremit tozu ile güçlendirilmiş(!) biberler ve bunlara benzer frankeştayn gıdaların cenneti haline geldik. 

Bio emperyalizm batının ve İsrail’in elinde kalan GDO’lu tohum ve tarım ürünlerine pazar bulmak için verdikleri mücadelenin adıdır. Tarımsal desteğin kaldırılması devlet politikasının parçası olunca, kendine yeten ülkemiz dışarıdan buğday sebze ve çeşitli tarım ürünlerini ithal eder hale düştü. İhracatımız ithalatımızı karşılayamaz durumdadır. Geleneksel tarım ürünlerinden vazgeçilmesi dışa bağımlılığımızı artırdı ve bizi, tohumda tekel olan İsrail gibi ülkelerin insafına terk etti. Bu gün İsrail’den bir gram altından daha pahalı onlarca tohum alıyoruz. Bağımlılık bununla bitmiyor. İlaçla gübreyle devam ediyor. Emperyalist soygunun vazgeçilmez kuralları işliyor. 

Son elli yılda daha iyi bir yaşam ve yeterli gıda ile beslenme adına yola çıkan bilim adamları üretimi artırmak kısa sürede ürün elde etmek için binlerce tarım ürününün ve hayvanların genleriyle oynamış farklı cins ve türler elde etmişlerdir. Yeni üretilen bu gıdalar çok hızlı reklam kampanyaları ile tüketiciye ulaşmaktadır. Bu değişime ve dönüşüme ayak uyduramayan özellikle bizim gibi ülkelerde kontrol mekanizması yeterince kurulamadığı için insan sağlığı tehdit altındadır. Radyasyonlu çaylara, zehirli varillere, kent lağımlarının akıtıldığı denizlere ve derelere alışık olan milletimiz kendi sağlığını düşünmediği gibi gelecek nesillerin yaşar kalmaları içinde kılını kıpırdatmıyor. İnsan sağlığını açıkça tehdit eden gıda terörünü göremiyor. Bu ürünlerin tüketiminde belirli oranların üstüne çıkılması, başta kanser vakaları olmak üzere çeşitli yeni ve tanımlanamayan hastalıklara sebep olmaktadır. Son on yılda artan kanser vakalarının ana nedenlerinden biride budur. Ayrıca insanların genlerinde yaptığı değişikliklerle psikolojik rahatsızlıklara kişilik bozukluklarına hatta organ mutasyonu cinsiyet ve üreme yetersizlikleri gibi vahim sonuçlar doğurduğu da söylenmektedir. Her alandaki duyarsızlık vurdumduymazlık bana bir şey olmaz mantığı bu milletin geleceğini karartmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İlyas Öztekin Arşivi