EMEP, Yeni Dünya İçin Çağrı Dergisi ve İmece Kadın Dayanışma Sendikası üyesi kadınlar, “Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz bizimdir! Kürtaj hakkımız yasaklanamaz!” diyerek tepkilerini dile getirdiler.
“Kürtaj bizim seçimimiz, cinayet sizin yönteminiz” yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Başbakanın daha önceki dönemlerde yok 3 çocuk, yetmedi 5 çocuk doğurun gibi telkinlerini unutmuş değiliz. Biz kadınlara üretin diyorlar. Durmadan ve durmadan çocuk üretin. Çünkü savaşacak askere, pazara sürülecek ucuz işgücüne ihtiyacımız var. İşsizler ordusu istediğimiz düzeyde değil, emperyalist ülkelerle boy ölçüşebilmek için daha çok emek sömürüsüne ihtiyacımız var; bunun için durmadan doğurun diyorlar. Başbakanın çocuk yapın telkinleri de, kürtajın yasaklanmak istenmesi de bu mantığın ürünüdür.
Bedenimiz üzerinden politika yürütmeye kalkanlar bilmelidirler ki Emperyalist Çıkarları İçin Çocuk Doğurmayacağız!!!
'Kürtajı Yasaklamak Cinayettir!'
Başta keskin bir dille kürtajı yasaklamaktan bahsedenler, gelinen aşamada kürtajın yasal sınırını aşağıya çekmekten söz eder oldular. Dünya ölçeğinde 12 hafta olan yasal kürtaj sınırı, 10 hafta olarak uygulanıyor. Şimdi ise sürenin 4 haftaya indirilmesi planlarından bahsediliyor. Kürtaj süresinin 4 haftaya indirilmesi, kürtajın yasaklanması ile hemen hemen eşdeğerdedir.
Kürtaj biz kadınların can bedeli kazandığımız bir hakkımızdır. Kürtajın yasak olduğu ülkelerde, merdiven altı, sağlıksız kliniklerde kürtaja ya da eskiden kalma yöntemlerle, çamaşır askısı, süpürge sapı, sabun vb. araçlarla kürtajlara bağlı kadın ölümleri üst seviyelerde seyretmektedir. Kürtajın yasaklanmasıyla devlet biz kadınları ölüme yollamak istiyor. Devlet silahını kuşanmış cinayet işlemeye hazırlanıyor.
'Kürtaj değil korunma yöntemi aransın.'
Kürtaj çözüm değildir. Bunu istatistikler söylüyor. Kürtajın önüne geçebilmek için, doğum kontrol yöntemlerinin çeşitlendirilip yaygınlaştırılması, kolay erişilebilir kılınması gerekmektedir. Okullarda cinsel eğitim ve korunma yöntemlerine ilişkin dersler verilmelidir. Korunma yöntemlerinin sadece kadınlar üzerinden değil, erkekler üzerinden de uygulanabilmesi için araçlar ve politikalar geliştirilmelidir”.
