Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi (İP), Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesine düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve aralarında partinin Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü’nün de bulunduğu dokuz kişi açlık grevine başladı. Emniyetteki işlemleri süren dokuz kişinin ifade vermeyi reddettiği de öğrenildi. Gazetenin Trabzon muhabiri İlyas Gümrükçü’nün ise henüz İstanbul’a getirilmediği kaydedildi. Gözaltındaki kişilerin pazartesi günü adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.
İşçi Partililer, dün gözaltındaki dokuz kişinin tutulduğu Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde eylem yaptı. İP MKK üyesi ve İstanbul İl Sekreteri Osman Bilge Kuruca, son haftalarda ABD ile AKP arasında yapılan gizli görüşmelerde bu saldırının planlandığını öne sürerek “ABD önüne bir numaralı görev olarak Türkiye’nin çökertilmesini koymuştur. Bu amaçla partimize ve Türk ordusuna karşı yeni bir saldırı başlatıldı” dedi. Başbakan’a, “Sizin saldırılarınız bizi güçlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır” diye seslenen Kuruca, “Türkiye tarihi zulüm yaptıkları için yıkılan partilerle doludur. AKP iktidarı bundan korktuğu için saldırıyor. AKP, diktatörlüğünü Beşiktaş terör örgütü kanalıyla yürütüyor. AKP’nin sonu Yüce Divan’da hesap vermektir” dedi.
‘Yasa tanımaz tutum’
Açlık grevinde olan İP Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, avukatı aracılığıyla gönderdiği açıklamada anayasal güvence altında olan İP’e yönelik son polis operasyonunun “iktidarın yasa tanımaz tutumunun son örneği” olduğunu vurguladı.
‘Mehmet, İP üyesi bile değil’
Gözaltına alınan Mehmet Perinçek’in annesi, Aydınlık gazetesi yazarı Şule Perinçek ise oğulları ile birlikte yaşadığı evde yapılan aramanın ayrıntılarını gazetemize anlattı. Perinçek, İstanbul dışında bulunduğu için arama sırasında evde sadece oğulları Can ve Mehmet’in olduğunu belirterek “Mehmet 8 aydır bursla gittiği Moskova’da arşivlerde doktora tezi için araştırma yapıyordu. Ermeni meselesi ve Türk-Sovyet ilişkileri üzerine çalışıyordu. Bütün tez çalışmasını almışlar. 16 yaşındaki oğlum Can’ın Babalar Günü’nde babasına yazdığı mektubu da götürmüşler. Doğu’ya alıp cezaevine gönderdiğim pantolon uzun gelmiş. Doğu da cezaevi terzisine ‘bir rica’ diye başlayan paçaların 2.5 cm. kısaltılmasını istediği bir not yazmış. O not da kirli torbasına karışmış, eve gelmiş. Altında Doğu’nun imzası olduğu için bir şifre olabilir diye düşünüp notu da almışlar” diye konuştu. Anne Perinçek, Mehmet Perinçek’in İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştığını, devlet memurluğunun şartları gereği partiye üye olmadığını, Aydınlık ve Ulusal Kanal ile de ilişkisinin bulunmadığını anlattı.
‘AKP belki vardır diyor’
CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, “Siyasal iktidar, basılmamış kitabı suç saydığı gibi şimdi de ‘belki vardır’ diye yayımlanmamış konuşma bantlarının peşine düşmüştür” dedi. Güler, açıklamasında şunları kaydetti: “Hükümetin ‘ileri demokrasi’ dediği demokrasi dışı uygulaması gereğince, Başbakan’ın, ‘kızıma para gönder’ diye bir işadamına verdiği talimatı ortaya çıkaran televizyon kanalı ile gazetenin çalışanları sorguya çekilmekte, cezaevine gönderilmektedir.”

Aydınlık gazetesi satan gönüllüler de ellerini kelepçeleyip ağızlarını bantlayarak gazetenin önünden Fransız Konsolosluğu’na kadar yürüdü.