YARSAV'dan yasa tasarına eleştiri

YARSAV'dan yasa tasarına eleştiri
YARSAV Yönetim Kurulunca, Yargıtay ve Danıştayın üye sayılarını artıran ve çalışma usullerini değiştiren yasa tasarısı eleştirilerek, geri çekilmesi istendi.

YARSAV Yönetim Kurulunun yazılı açıklamasında, ''Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'' adı altındaki yeni düzenlemenin, ''yargıyı ele geçirme operasyonunun önemli bir halkası'' olduğu ileri sürüldü.

Yüksek yargıda daire ve üye sayısının artırılmasına yönelik çalışmaların eleştirildiği açıklamada, sorunun çözümünde; yüksek mahkemelerin ağır yükünü üstlenen, dosyaları inceleyen, rapora bağlayan ve karara hazırlayan tetkik hakimlerinin sayısının artırılmasının önemine işaret edildi.

Açıklamada, ''Bir taraftan adalete erişimi kolaylaştırmaktan, hızlandırmaktan bahsederken bazı bölgelerde AB fonları ile tamamlanmış bölge adliye binalarına Adalet Bakanlığının idari birimlerinin taşınması da amacın yargıdaki yapısal sorunları çözmek olmadığının kanıtıdır. Yargının hızlandırılması, Adli Tıp, Adli Kolluk sorunları, kanıt toplama sürecinin uzunluğu, Yargıtay ve Bölge İdare Mahkemelerinin temyiz sınırını artırma, tek yargıçlı kararların kapsamının genişletilmesi, alternatif çözüm yollarının geliştirilmesi yönünde de hiçbir adım atılmamıştır'' denildi.

Taslaktaki, Yargıtay'da ihdas edilen üye kadrolarına seçim yapılmasından itibaren on beş gün içinde Birinci Başkanlık Kurulunun yeniden belirlenmesine ilişkin düzenleme de eleştirilerek, ''Getirilmek istenilen düzenleme ile görülmekte olan davaların yeniden yapılacak iş bölümü sonunda oluşturulan dairelere gönderilmesi ise artık amaçların meşrulaştırılmasına bile gerek duyulmadığının en çarpıcı ifadesidir'' sözlerine yer verildi.

Tasarıda, müfettişlerin yetkilerini kullanırken yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve verdikleri her türlü karardan ötürü devlet aleyhine ne zaman ve ne şekilde dava açılabileceğinin belirsiz bırakıldığı da ileri sürülen açıklamada, bunun yargıç ve savcıların yargısal fonksiyonları üzerinde ağır baskı yaratabilecek bir müfettişin her tür haksız eyleminin karşılıksız kalacağı sonucunu doğuracağı iddia edildi.

Davaların uzun sürmesi göz önüne alındığında, tazminata ilişkin davanın, asıl davanın kesinleşmesi koşuluna bağlanması da eleştirilerek, bunun keyfi tutuklamalar gibi gerektiğinde cezaya dönüşebilecek nitelikteki yöntem ihlallerini özendirme tehlikesi yaratabileceği savunuldu.

Açıklamada, ''Tasarının tüm çabalarımıza rağmen, ıslah ve tashih edilebilmesi mümkün değildir. Geri çekilmelidir'' denildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.