HANİ ATANMIŞLAR DEĞİL SEÇİLMİŞLERDİ?

Erdoğan’ın söylemleriyle eylemleri birbiriyle sık çelişiyor.Söylediklerini yapmadığı gibi çoğu kez tersini de yapıyor.Bugün ak dediğine yarın kara diyebiliyor.Hep doğruları konuşan insan hiç çelişkiye düşmez.Yalancı,önceki yalanını aklında tutamadığı için son yalanıyla kendini ele verir.
11 yıldır göz önünde olan Erdoğan’ı milletimiz tanıdı.Bir dönem savunduklarını daha sonra yadsımasına hayretle tanık oldu.Ortak Bakanlar Kurulu topladığı,”aile dostum” dediği Esad’ı bir günde diktatör ilan ederek hedef tahtasına oturttu.Meydanlarda “tek dil,tek millet,tek bayrak” diye haykırırken yandaşlarına üç hilalli bayrak asmalarını önerdi;”ülkede tek dili savunarak barış sürecini ilerletemezsin”diyenlere,”ben hiçbir zaman tek dil demedim,bana iftira ediyorlar”dedi.
Erdoğan,bir dönem söylediklerini daha sonra yalanlamayı siyasette yöntem edindiği gibi,olmayanları olmuş gibi göstermeyi de huy edindi.Cami imamının,müftünün,yandaş yazarın “hayır” demelerine karşın,direnişçi gençlerin camide içki içtiklerini,türbanlılara saldırdıklarını ısrarla yineledi.Bunun,insanları bölmek,birbirine düşürmek olduğunu bile bile…
Erdoğan’ın 11 yıldır sıkça kullandığı bir argüman da,”atanmışlar-seçilmişler”konusu.Ne zaman bürokrasiden bir karşı koyuşla karşılaştıysa,”atanmışlar-seçilmişler”mugalatasına sarıldı.Yaşama gayesi ve tek ideali demokrasi olan biriymiş gibi hep“seçilmişler”vurgusu yaptı.Atanmışların,seçilmişlerin üstünde olamayacağını savundu.Çünkü seçilerek gelmişti;demokrasiyle çelişiyor olsa da,ideolojisini uygulamak istiyordu.Bunun için de atanmışlar dediği bürokrasi engelini bir şekilde aşmak istiyordu.
”Atanmışlar-seçilmişler” derken onun demokrasi vurgusu yaptığını zannedenler,bu klişe sözün içeriğini irdelemeden  ona örtülü destek verdiler.Bu destekle Erdoğan,atanmışları sindirerek bürokrasiyi pasifize etti.Böylece ülkede, seçilmişlerin sınırsız ve denetimsiz hakimiyeti sürecine girildi.Fakat Taksim direnişinin bastırılışında bu süreç tersine işletildi.Direnişçileri ezmede seçilmişler değil  atanmışlar kullanıldı.
İstanbul Belediye Başkanı yok sayılarak Vali ve polis şefleri,Başbakandan aldıkları talimatla  İstanbul’da at oynattılar.Taksim halka kapatıldı,orantısız güç kullanılarak gençler ezildi.Polisin  gözleri önünde elleri satırlı milisler,İstanbul’da terör estirdiler.12 genç kör edildi,5 insan öldürüldü,yüzlercesi yaralandı,binlercesi tutuklandı.Tutuklulara kötü muameleler  sürüyor.
Başbakan,İstanbul’un neresine ne yapılacağına bizzat karar verirken,Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün işini üstlenerek Taksim’e çiçek diktirirken,ilin seçilmiş Belediye Başkanı ortaya çıkıp da,”bu il benim.Nereye ne dikileceğine,nerenin yayalaştırılacağına,kent halkıyla ben karar veririm.Yoksa çeker giderim” diyemedi.
Böylece Belediye Başkanının,oturduğu koltuğu dolduramayan ve tek başına karar veremeyen,iradesiz biri olduğu ortaya çıktığı gibi,Başbakan’ın,” demokrasilerde seçilmişler atanmışların önündedir” söyleminde samimi olmadığı da anlaşıldı.Ayrıca Başbakan’ın,özgürlük isteğinden ürktüğü,bu amaçla yapılan kitlesel eylemlerden  korktuğu,demokrat falan olmadığı da görüldü.
Taksim direnişi ne çok şey başardı.Başbakan’ın,gündem belirleme yeteneğini kırması bile bir devrim.
        

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi