HASTAHANELER HASTA EDİYOR

 AKP devlet eliyle kalkınmadan yana olmadığı,kalkınmayı özel sektöre havale ettiği için 12 yıldır ülkede istihdam edici,üretici bir yatırım yapmadı.Yapmadığı gibi,80 yılda Cumhuriyetin yaptıklarını  da sattı.Değeri 55 milyon dolar olduğu SPK’ca belirlenen Balıkesir Seka,yandaşa bir buçuk milyon dolara peşkeş çekildi.Petkim,Tüpraş,Tpao,Telekom,Tekel ve daha birçok KİT de öyle oldu.Halkın alın teri bu iktisadi kuruluşları haraç mezat ele geçiren rantiyeciler de bunları kısa süre içinde ya büyük karlarla sattılar ya da AVM’ye çevirdiler.Bunun sonucu olarak 12 yılda ülke ekonomik olarak zayıfladı,iç-dış borç arttı,işsizlik büyüdü.

AKP,küresel güçlerin ülkemize dayattığı bu yıkım politikalarını uygularken,ele geçirdiği medya gücüyle milleti manipule etti.AVM’leri ve yüksek binaları öne çıkararak halkı,ülkenin zenginleşmekte olduğu yalanıyla uyuttu.Hastanelere gidemeyen insanlara,”sağlıkta devrim yaptık” masalını anlattı.Oysa son 12 yılda en trajik durum sağlık alanında yaşandı,yaşanıyor.AKP dönemiyle birlikte yurttaş sağlık ocağı’na 2TL;devlet hastanesine 8TL;özel hastaneye 15TL;telefonla randevuya 4TL;her reçeteye 3TL;farklı ilaca 1TL;tetkikler için de yüzlerce lira ödüyor.

BÜYÜKÇEKMECE DEVLET HASTANESİ

Bu genel perspektifi özele indirgeyerek,yıllardır övünçle telaffuz edilip duran “sağlıkta devrim”i, İstanbul Büyükçekmece  Devlet Hastanesi örneğiyle somutlayalım:

Bu hastane bir yıldır kapalıydı.Restore edilip yeniden açıldı.İlçe halkı Zannetti ki hastane yeni bir anlayışla yeniden düzenlenecek ve modern bir niteliğe kavuşacak.Her branştan doktor atanarak tüm poliklinikler faaliyete geçecek.Çalışan insan sayısı artırılacak,hastanede yaşanan sıkışıklık sona erecek.

Ne gezer.Değişen pek bir şey olmadı hastanede.Poliklinik sayısı artmadı.Olmayan branşlarda doktor atanmadı.Hizmet anlayışı değişmedi.Hastaların ve hasta yakınlarının bekletildiği koltuklar bile yenilenmedi.Hastaneye girenleri yönlendirecek bir yazı ve işaret yok.Tuvaletler temiz değil.İçeride askı yok.Tetkik için bırakılan idrar kapları tuvaletler önünde ve açıkta.Kan alma odasına giren hastaların eşyalarını asabilecekleri  ne bir yer var ne askı...Koridorlara konan masalara oturtulan görevlilerin ne iş için orada bulundukları belli değil.Bunlara soru soranlar cevap alamıyor,çoğu kez azarlanıyor.Tetkik yaptıran hastalara çıktı verilmiyor.Bunun nedeni sorulduğunda ya,”yazıcıda kağıt yok” deniyor ya da “sistem bozuk” cevabı veriliyor.Bu yüzden hastanede gereksiz tartışmalar  yaşanıyor.

Hastanedeki fiziki olumsuzluklara ve yönetim eksikliklerine rağmen burada hastalara çare olmak için çırpınan iyi niyetli,gayretli,işini senen,güler yüzlü doktorlar da var.Üroloji doktoru sayın Mehmet Pehlivanoğlu gibi…Çalışanların çoğu  da gayretli ama onları yönlendirecek,verimli,yararlı çalışmalarını sağlayacak yöneticiye ihtiyaç var gibi görünüyor.Ne demiş atalarımız:”Bin işçi,bir başçı.”

Büyükçekmece Devlet Hastanesi’nde mevcut yönetim ve yönetim anlayışı değişirse,doktorundan hasta bakıcısına herkese halkla ilişkiler konusunda hizmetiçi eğitim verilirse ve buranın dünya kenti İstanbul’un bir  parçası olduğu düşünülürse, bu hastane en kısa zamanda adına yakışan  “büyük”lüğe kavuşacak,şifa dağıtan bir merkez olacaktır.
 
 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi