Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

HAYRETTİN KARACA’NIN İSYANI

HAYRETTİN KARACA’NIN İSYANI

ÇEVRECİLER İSYANDA HAYRETTİN KARACA’NIN İSYANI                   

Anayasa Mahkemesi Başkanlığına;                                                                      

Sayın Başkan ve Değerli Üyeler, sade bir yurttaş olarak, Yüce Mahkemenizce, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nu değiştiren 5751 sayılı Kanun hakkında açılmış bulunan iptal davasının reddine karar verildiğini derin üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına olan içten inancım nedeniyle, her şeyden önce Mahkemenizce verilmiş bulunan bu karara saygı duyduğumu bildirmek isterim. Ne var ki, iptali reddedilen Kanun’un ardında nelerin yattığını ve bu kararın “ulusal bağımsızlık ve ülke toprak varlığının korunması” bakımından doğuracağı vahim sonuçları sizlere bildirmeyi de kaçınılamaz bir yurttaşlık görevi addediyorum. Bu düşüncelerle hoşgörünüze sığınarak aldığınız kararı eleştirmek isterim. Sayın Başkan ve Değerli Üyeler, kamuoyunda “Cargill Yasası” diye bilinen ve iptalini reddettiğiniz Kanun’un, kararınızda sözü edildiği üzere “tarım arazisi niteliğini kaybetmiş arazilere yasal statü kazandırmak ve meydana gelmiş mağduriyetleri gidermek” gibi bir genel amacı hiç olmamıştır. Bu konu, Kanun öncesi dönemde özel bir yönetmelikle düzenlenmiş olduğundan, Kanun’un yürürlüğü öncesinde gerçekleştirilmiş yatırımlara dönük bir yaptırım getirmesi de söz konusu değildir. Aslında bu Kanun’un, gerekli izinleri almadan, hukuka aykırı olarak, verimli tarım arazisine tarım dışı yatırım yapan ve bu yatırım hakkında verilen kesinleşmiş çok sayıda mahkeme kararını bile dinlemeyen, kısaca hukuku ve Türkiye devletini hiçe sayarak çalışmasına devam eden Cargill isimli, çok uluslu firmanın yararlarını korumaktan başka hiçbir amacı olmamıştır. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu “izin almadan tarım arazisine yatırım yapanlara altı ay içinde başvuru ve belli bir bedel ödenmesi halinde yasal statü sağlanacağını” öngörmüştür. Ancak Kanun’un bu olanağına rağmen Cargill firması, yatırımı hakkında açılmış idari davaların kendi yararına sonuçlanacağını düşünmüş ve bu madde gereği başvuruda bulunmayı ve maddi bir bedel ödemeyi gerekli görmemiştir. Ne var ki, davalar firma aleyhine sonuçlanıp, yatırımın ortadan kaldırılması gündeme gelince, Cargill açısından durum kritik hale gelmiştir. Bu durumda, Cargill firmasının yatırımını kollamak amacıyla dolmuş bulunan altı aylık başvuru süresini “firma menfaatince” uzatmak için yeni bir Kanun çıkarmak icap etmiştir. O günlerde Başbakanımız Amerika’dadır. Resmi görüşmeler sırasında Başkan Bush’un Sayın Başbakan’dan “Cargill’in sorununun çözülmesini rica ettiğini” hepimiz biliyoruz.

Sayın Başkan ve Değerli Anayasa Mahkemesi Üyeleri, alınmış kararınızda karşı oy veren sayın üyenizin gerekçesinde de sözünü ettiği “Başbakanlık toplantısı” bu amaçla yapılmıştır. Anılan toplantıya birçok Bakanlığın yetkilisi yanında Cargill temsilcisinin de

katıldığı resmi yazıda açıkça belirtilmiştir. Bu toplantıdan sonra da Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına Başbakanlık adına gönderilen resmi yazıda açık olarak Cargill’in sorununun çözümü için yeni Kanun çıkarılması emredilmiştir. Duyarlı bir vatandaş olarak, Başbakanlığımızın bu yabancı firmanın bir ofisiymiş gibi kullanılması ve dahi kanuna aykırı olarak işgal ettiği verimli tarım arazimiz üzerideki yatırımının adeta kılıfına uydurulmaya çalışılarak kotarılma gayreti şahsımı ziyadesiyle üzmüştür. Sayın Başkan ve Değerli Üyeler, iptalini reddettiğiniz Kanun’un ardından ülkemizin esasen yetersiz olan verimli tarım arazilerinin korunmasının çok daha zorlaşacağını belirtmek ve yanı sıra bu kararınızın Cumhuriyetimizin “ulusal egemenliğin korunması” temel ilkesi açısından da bir tenakuz yarattığını yüksek dikkatlerinize sunmak isterim. Saygılarımla.

Hayrettin KARACA Vatandaşlık No:21935010056 Samanlı Köyü - Yalova

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASININ İSYANI: 17 Ağustos 2011 tarihli 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile çok büyük tartışmalara neden olan “Tabiat ve biyoçeşitlilik Yasa Taslağı” içerisinde üstün kamu yararı alanlar için olan tehlikeli kararların hepsini tartışmaya mahal vermeksizin yürürlüğe soktular. Çevre Ve Orman Bakanlığı görevleri hakkında Yeni bir kararname daha çıktı. 3 Haziran 2011 tarihinde Çevre Orman ve Şehircilik Bakanlığı adlı bir bakanlık kuruldu, bir ay sonra 644 sayılı KHK ile 4 Temmuz 2011 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Su ve Orman Bakanlığı olacaktı biz yanlış yaptık  dediler. Daha 3 Haziran‘ın mürekkebi kurumamıştı, üstelik aradan daha iki ay bile geçmeden yeniden değiştirildi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın görev ve yetkileri genişletildi. 17Ağustos 2011 tarihli 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile çok büyük tartışmalara neden olan "Tabiat ve Biyoçeşitlilik Yasa Taslağı" içerisinde üstün kamu yararı var diyecekleri alanlar için tartışmaya mahal vermeksizin yürürlüğe soktular. Artık Sayın Bakanın bu kamu yararınadır dediği mahalde istediğini yapabilecek. 2B Orman Vasfını Kaybetmiş alanların satılması İSYANI,  HES’lerle derelerin satılması İSYANI, KAZ Dağlarının yağmalanması İSYANI, Bakalım daha nelere şahit olacağız. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.


 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi