HER YER TUZAK

Erdoğan meydanlarda,”durmak yok,yola devam”diye haykırırken meğer ortağı Gülen’e sesleniyormuş.Çünkü o sıralar ortaklık çok iyi gidiyor,akıl almaz işlere imzalar atılıyordu.Teknik imkan ve insan kaynağı tarikattan,siyasi destek iktidardan sağlanarak kumpaslar kuruluyor,Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kurumları çökertiliyor,emperyalist kuşatmaya karşı koyacak yurtseverler üretilen delillerle  mahkum edilip zindanlara tıkılıyordu.Her yer tuzak,her yer kumpastı.

KAVGA BAŞLIYOR

Devran değişti.Topluma hükmetmede ve mal bölüşümünde anlaşmazlık çıkınca ortaklık bozuldu,kılıçlar çekildi.İşlenen tüm suçlar,yapılan bütün hukuksuzluklar,hırsızlıklar ortaya döküldü.”Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının yerini beddualar,küfürler aldı.Eli öpülmek için kuyruğa girilen tarikat lideri sahte Peygamber oldu;onunla iş tutansa Firavun…

11 yıllık tarikat-hükümet birlikteliği unutularak,”devlet içinde devlet”ten söz edilmeye başlandı.Rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ve dahi tüm kötülükler,devlete nereden ve nasıl sızdığı anlaşılamayan bu çetenin üstüne atıldı.Sanki Türkiye’yi tek başına bu çete yönetiyormuş gibi bir algı yaratılarak,hükümet mağdur edebiyatına sığındı.

Oysa tarikatın değil 11 yılı,40 yıllık geçmişi biliniyordu.İktidar onunla,bu geçmişi bilerek işbirliği yapmıştı.Onun devlet içindeki elemanlarından yararlanmak istedi.Bu nedenle tarikatın devlette büyümesine göz yumdu.Kumpaslar kurmasına yardım etti.Ordu’ya sızmış tarikat mensuplarının TSK’den atılmaları için 2002’den beri MGK’lerde alınan kararlara hükümetçe hep karşı şerh konuldu.Buna karşın ordudan ihraç edilen tarikatçılara sahip çıkıldı.Hepsi kamuya ve AKP’li belediyelere yerleştirildi.

HALİÇ’TEKİ SİMONLAR

Hanefi Avcı,AKP Hükümeti döneminde emniyete ve yargıya yerleştirilmiş olan tarikatın sahte deliller üreterek yurtseverleri nasıl tuzağa düşürdüğünü,”Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabında gözler  önüne serdiği halde hükümet bunları görmezden gelerek  çeteyle ortaklığını sürdürdü.Hanefi Avcı’yı da 15 yıl cezaya çarptırdı.Çeteyle el ele vererek devleti çökertti.

Nihayet devlet içinde büyüttüğü,semirttiği bu yapıyla,mal bölüşümünde anlaşmazlığa düşünce kavga başladı.Hükümetin 2 numaralı adamı,”biz varsak siz varsınız” diyerek tarikata barış çağrısı yapsa da sulh sağlanamadı.Kavga topluma,hükümetten habersiz olarak devlete sızdığı söylenen bir çeteye karşı,hükümetin verdiği kavga olarak sunulmaya çalışıldı. Ama gerçek öyle değil.Hükümet,”ben bu çeteyi devletten temizleyeceğim.Türlü hilelerle zindanlara tıktığı insanları da özgürlüklerine kavuşturacağım”diyorsa da inandırıcı olamıyor.Çünkü bu kavganın,ortalığa saçılmış olan rüşvet ve yolsuzlukları örtme çabası olduğuna inanılıyor.Psikolojik sınır hükümet aleyhine aşılmış görünüyor.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi