Gündüzlerde geceler kadar karanlık olsaydı hepimiz kaybolurduk. 

Cehennem korkusu bu kadar benliğimizde olmasaydı hepimiz günahkar olurduk.

Alkol, sigara vs. öldürücü olmasaydı hepimiz alkolik olurduk.

Aşk herkesin hakkını verdiği kutsal bir duygu olabilseydi, hepimiz aşık, ozan, mecnun olurduk.

Açlık olmasaydı tokluğu bilemezdik.

Yokluk olmasaydı varlığın kıymetini bilemezdik.

Sanat ve sanatçılar olmasaydı renklenemezdik.

yaşımız olmasa yaşlanamazdık.

Fırıncı olmasa ekmek yiyemez, çeşmeler olmasa su içemez, annemiz olmasa doğamaz, yaradınımız nefes vermese yaşayamazdık.

Ömür bu zincir kadar uzun ve kalabalık ancak yaşamak hep anlık.

Nesef almak ve vermek an meselesi. Sevmek an meselesi, gülmek an meselesi, ağlamak an meselesi...

Mesele yaşamak değil yeğen, mesele güzel yaşamak.

Kısa tatiller büyük mutluluklar verir.

Dağların, göllerin, yeşillerin, mavilerin arasından döne-kıvrıla ulaştık zaytin ılıcasına.

Ben Kahramanmaraşın bu kadar güzel olduğunu bilmezdim. Özellikle yollarının...

Evet eğimli, bol virajlı, dağlı tepeli ancak ürkütücü değil bilakis çok keyfli.. Ayak değen her yerden su fışkırıyor sanki. Göller huzur saçıyor dinginlikleri ile...

Şelaler, göller, çeşmeler, barajlar...

Benim gibi su terapisine inanlar ve yeşile aşık olanlar için inanılmaz bir kaçış yeri. 

Kısa bir yolculuk uzun anılar yazdırıyor hayat defterimize. Ömür çizgimizin bir çizgisi de bu yolla çizliyor.

Yeni fotoğraflar ekliyoruz albümümze, enerjisi yüksek günler... Kısa anlatıyorum ama biz uzun uzun gördük oraları, döngel mağaralarını, ılıcasını, sıcak suylarını ve sular üzerine kurulmuş sedirleri ile piknik alanları.

Küçük kaçamaklarınız için büyük tavsiye sizlere.