Kibir, kin, nefret ve öfke biriktirmenin telaşıyla insan kalmanın en büyük özelliği olan sevmeyi unutanlar oldu bu ülkede.

Seçimin sonucu ne olursa olsun "Nisan Mayıs" ayları çok şeye gebe!

Bu ülkeden Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal gibi Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ya da Başbakan yardımcılığı yapan siyasi parti genel başkanları, liderler geldi geçti.

Hiç biri mevcut kadar muktedir olmadı.

Hiç biri ülkenin yarısını ötekileştirmedi.

Hiç biri nüfusun yarısı tarafından nefret edilecek kadar sevgisiz bırakılmadı!

Çünkü iktidar zehirlenmesine uğrayan muktedir, kendini ölümsüz sanmaya ve bunun sonucu; bu topraklara gönderilmiş Tanrının seçtiği görevli gibi algılanmasına sebebiyet vermeye başladı.

Evet, bu ülkeden çok siyasi lider geldi geçti. Tamamı vatandaşın yöneticisi olmayı bir şekilde başardı. Başaramayanlarda nüfusun yarısı tarafından şimdiki mevcut olan kadar nefret edilmedi!

Nüfusun yarısı ondan haz almıyor, benim demiyor, saygı duymuyor.

Çünkü onda güç zehirlenmesi var.

O, hak hukuk diyor, ancak mahdumuyla konuştuklarını artık sağır sultan biliyor!

O “biz kefenimizle yola çıktık” diyor, ancak ses kayıtları farklı şeyler söylüyor!

O, ses çıkartan kim olursa olsun işinden aşından edip cezaevlerine tıkıyor.

O, tahammülsüz, herkese çatıyor, vatandaşı kendi tebaası gibi görüyor.

O, kendi halkını sevmiyor.

O “al ananı da git” diyor.

O, Rektörlere “haddinizi bilin, edepsizler!” diyor.

O “Ulemaya sormak lazım!” diyor.

O “sen oy verme, senin oyuna ihtiyacım yok” diyor.

O, Aydınlardan, çağdaş insanlardan haz almıyor.

O, sansürcü, dünyanın en çok rağbet ettiği sadece geri kalmış ülkelerinde olmayan, özgürlüğün adı haline gelen internetteki sosyal ağları yasaklıyor.

O, aydınları, gazetecileri, konuşan herkesi cezaevine tıkıyor.

O, halkı her daim azarlamaya hazır gardını almış halinden vazgeçmiyor!

O, sınır komşularıyla iyi geçinmiyor.

Onun, ses kayıtlarından ne olduğu ne yaptığı ve ne yapmak istediği anlaşılıyor!

O, Allahın da kulun da bildiğini pişkin pişkin gülerek reddediyor!

Evet, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ancak onun istediği gibide olmayacak.

Çünkü bir ülkede nüfusun yarısı sistemi yönetenden memnun değilse hiçbir şey ama hiç bir şey onu orada tutamaz!

Sahi ya, o kim oluyor da bir ülkeye bu kadar eziyet ediyor?

Evet, seçimin sonucu ne olursa olsun "Nisan Mayıs" ayları çok şeye gebe. Her ne olursa olsun bu ülkede çok şey değişecek(!)

Hatırlatma; bu yazı 28.03.2014 tarihinde yani geçen Cuma günü yazıldığı için başlangıçta “Seçimin sonucu ne olursa olsun” dedik. Bu yazı yayınlandığında zaten hepimiz seçimin sonucunu öğrenmiş olacağız...

 twitter.com/HasanHINISLI