M.Kemal’in 1922’de yıktığı saltanat,80 yıl sonra yeniden kuruldu.12 yıldır AKP bu ülkede saltanat sürüyor.En tepedeki,milletten toplanan vergilerle 1.5 katrilyona kendine 1000 odalı saray yaptırdı.Osmanlı’ya özenerek AOÇ arazisine yüksek yargının durdurma kararına rağmen kaçak olarak yaptırılan bu saray Kremlin Sarayı’ndan 12,Elisee Saryı’ndan 27,Dolmabahçe Sarayı’ndan 5 kat daha büyük.Buna ek olarak İstanbul’da Boğaz’da Osmanlı’dan kalma 3 köşk de restore edilerek kendisine  tahsis edildi.Ayrıca 5 uçağı,3 helikopteri,10 zırhlı aracı,yüzlerce de koruması var.

Bu lüks,bu şatafat ülkenin itibarını gösteriyormuş.Eğer bir ülkenin itibarını altın yaldızlı saraylar,pahalı uçaklar gösterseydi,özel uçağı ABD Başkanının uçağından iki kat daha pahalı olan Suudi Kralının itibarı ABD Başkanının itibarından yüksek olurdu.Bir ülkenin itibarını borçla yaptırdığı pahalı saraylar değil insanının refah düzeyi, bilime katkısı,teknolojideki seviyesi,insan haklarına verdiği önem gösterir.Siz eğer bu alanlarda geriyseniz, lafla dünyayı kandıramazsınız.Sizi ciddiye almazlar.

AKP, Cumhuriyet’in 80 yılda var ettiği  birikimleri “özelleştirme” adı altında 12 yılda satıp savdı.Tek bir sanayi kuruluşu kurmadı.Satıştan elde ettiği paraları bir mirasyedi gibi oy uğruna harcadı,israf etti.Şimdi sıra otoyolları,köprüleri satmaya geldi.Önümüzdeki seçimlere,bu satıştan elde edilecek paralarla yaratılacak olan sahte bollukla girilecek.

AKP,ne kamu kurumlarını satarken kanun kural tanıdı ne de bu satıştan elde ettiği paraları halkın yararına kullandı.Onun devri iktidarında halk yoksullaştı,işsizlik arttı,özgürlükler kısıtlandı.Bunlar olurken AKP oligarşisi,Osmanlı’nın son dönemindeki gibi israfa,gösterişe yöneldi.Maden işçisine öğle yemeği bile verilmezken saraylar,köşkler yaptırıldı,yandaş zengin edildi.Cumhurbaşkanlığı bütçesi 99 kat artırılarak eski parayla 397 trilyona bağlandı.Yani sarayda yaşayacakların günlük harcamasına bütçeden  1 trilyon 87 milyar ayrıldı.Bir günlük harcamasına… 

Osmanlı Padişahları Boğaz’daki altın kaplamalı köşk ve sarayları Osmanlı’nın yıkılış sürecinde Avrupa ülkelerinden borç para alarak yaptırmıştı.1819’da yapılan Alay Köşkü,1832’de yapılan Beylerbeyi Sarayı,1835’te yapılan Dolmabahçe Sarayı ve 1871’de yapılan Çırağan Sarayı bunlardan  bazılarıdır. Bu sarayları yaptırmak için Avrupa’dan borç alan Osmanlı,borçlarını ödeyemez duruma düşünce iflas etti.Alacaklı ülkeler paralarını tahsil için”Düyun-u Umumiye”denen genel borçlar kurumunu kurarak,borçlarına karşılık hem bu saraylara hem de Osmanlı’nın tüm mallarına  el koydu.Osmanlı devleti vergi toplayamaz,para basamaz,memuruna maaş ödeyemez duruma düştü.Osmanlı adına para basmak ve memurların maaşlarını ödemek için İngiliz-Fransızlar,Osmanlı Bankası’nı kurdular.

Bu,devletin iflasıydı.Bu ekonomik iflasın ardından siyasi iflas geldi.Osmanlı ülkesi önce bölüşüldü sonra işgal edildi.Bu işgalden Türk milleti,M.Kemal’in öncülüğünde başlattığı Milli Mücadele’yle kurtuldu,istilacıları kovdu.Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti,Osmanlı’nın  İstilacılara  olan tüm borçlarını üstlendi.Büyük bir kalkınma hamlesi başlattı.Yollar,limanlar,fabrikalar yaptı.12 yıldır AKP’nin sata sata bitiremediği,sattıklarıyla gösterişli saraylar yaptırdığı  ve kalanları da satacağını açıkladığı  kuruluşlar,bu kuruluşlardır.

Birinci saltanata son verildi.İkincisi de yıkılacak!