Eğer dünün hükümet ortağı olan cemaat paralel devlete dönüşmüşse,o paralelin diğer unsuru da AKP’dir.Çünkü bir şey tek başına paralel olmaz.Paralellikten söz edebilmek için karşılıklı iki şeyin yüz yüze,yan yana  olması gerek.İşte o iki şeyden birincisi cemaatse diğeri de AKP’dir.

Türkiye düzleminde bu iki paralel öge,kendiliklerinden  var olmadı.İkisini bir araya getirip Türkiye’nin başına ABD oturttu.ABD’nin direktifleriyle ülkenin milli ordusunu dağıtan,üniter yapısını bozan,milli birliğini sarsan AKP-Cemaat ortaklığı,çıkar çatışması yüzünden on yıl sonra bozuldu.Ortaklar birbirine girdiler,kirli çamaşırlarını ortalığa serdiler.Biri diğerini emniyeti ve yargıyı ele geçirip orduya kumpas kurmakla suçlarken,paralelin diğer unsuru da on yıllık suç ortağını hırsızlıkla,kamu malını çalmakla suçladı.Suçlamakla kalmadı,suçlarını açığa çıkardı.

PARALELİN AKP KANADI

Paralel yapının legal kanadı,on yıldır birlikte büyük işler kotardığı ortağını kanunsuz işler yapmakla,milli orduya kumpas kurmakla suçlarken,kendisi de suça yöneldi.Yasaları hiçe sayarak yargının çalışmasını engelledi.Savcıların operasyon yapma görevi verdiği polisleri ve cemaatin emrinde olduğunu bildiği binlerce polis müdürünü görevden aldı.Mahkeme kararlarını yok sayarak ifadeye çağrılan yakınlarını sakladı.Daha da vahimi,kuvvetler ayrılığını çiğneyerek yargıyı kendine bağlamaya kalkıştı.Rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının süreceğinden korktuğu için parti devleti kurmaya soyundu.

Yani paralel unsurun hükümet kanadı,dış güçlerin maşası olmakla ve gözü dönmüşlükle suçladığı ikizinin yaptıklarının benzerlerini yapmaya yöneldi.Devleti işlemez hale getirdi.Genel Kurmay Başkanı,çağrıldığı mahkemeye giderken,yolsuzlukla suçlanan iktidar yakınları,mahkeme çağrılarını yok saydı.

PARALEL YAPILARDAN KURTULMAK

Devlet organlarını kendi aralarında parselleyen bu iki paralel unsurun savaştığı alan devlet olduğu için,zararı devlet ve halk görüyor.Halkımız,devleti savaş alanına çevirerek kurumları işlemez hale getiren,ülkede adalete olan inancın kökten sarsılmasına yol açan bu yapılardan kurtulmadan huzura ve güvene kavuşamayacaktır.

AKP,”Muhterem Hoca Efendi” dediği on yıllık iş ortağı için,rüşvet ve yolsuzluk olayının  ortaya çıktığı  17 Aralıktan bu yana şu nitelemelerde bulunuyor:Çete,virüs,terör örgütü,haşhaşi,hain.Bu denenler doğruysa eğer,AKP devlet yönetimine  kimleri ortak ettiğini kendi ağzından itiraf ediyor demektir.

 Devletin ve halkın, AKP’nin yarattığı bu kaostan kurtulması için 30 Mart yerel seçimleri  fırsattır.Bu fırsat iyi değerlendirilmelidir.