Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

İmamın Kayığı!

Her ne kadar İmamın kayığı dense de aslında İstanbul’a özgü sokak jargonu olup, Hıristiyanların ürettiği “papazın kayığı” lafının Müslümanlarca uyarlanmasıdır.

Antik çağda ruhların Araf’ta kalmaması için, tabutların nehir üzerinden geçirilmesi gerektiği inancı varmış; bunun sebebi iki dünya arasında su olduğu düşüncesiymiş. Bu inanç günümüze kadar gelmesi sebebiyle, İmamın veya Papazın kayığı ismini almış olabileceği varsayımdır.

Saltanat Kayığı tanımlamasından esinlenerek tabuta verilmiş isim olma ihtimalini de göz önünde bulundurmakta fayda var.

Bu kayıkta makam mevki zengin fakir, mümin münafık, siyah beyaz, iyi kötü gözetilmez, herkes sırayla bir defa binmiştir, binecektir.

Fakat bu kayığa binen herkesin bir namazlık saltanatının da olacağı da malum...

İşte bu malum imamın kayığında kürek çekmeden yol alabilir, varış noktasına zahmetsiz gidersiniz.

Unutmayın, imamın kayığına bir gün kendiside dâhil herkes binecektir. Onuda başka bir imamın kayığı götürecektir…

***

İmamın dediği ve yaptığı!

Günün birinde genç bir adam din ilmi öğrenmek için uzak diyarlardan İstanbul’daki bir şeyhin yanına gelir. Aradan günler, aylar geçer ve genç artık dini öğrendiğini düşünerek kendisini eğiten şeyhin uyarılarını pekte dikkate almadan köyüne dönmek için yollara düşer.

Memleketi uzak yoldadır varır bir köye ve verir mola.

Günlerden Cumadır cuma namazını da kılıp yola düşecektir, lakin bu köyde bin türlü yalan dolanla köylüleri kandırıp onların paralarını söğüşleyen bir imamın olduğunu duyar.

Şeyhinden aldığı terbiye gereği bu duruma kayıtsız kalamayacağını düşünüp cemaate, “sizin İmam tam bir yalancıdır, sizi kandırıyor” der. Bunun üzerine galeyana gelen cemaat “vay sen bizim imama nasıl yalancı dersin” diyerek genci bir güzel pataklar.

Genç, birçok şeyi öğrenememiş olduğunu düşünüp nerde hata yaptığını anlamak için şeyhinin yanına geri döner. Şeyhi derki, Oğlum ben sana dini öğrettim lakin siyaseti öğretmedim onuda öğren öyle git der. Böylece genç şeyhin tam olarak dünya işini öğrendiğini söylediği güne kadar yanında kalır.

Gün gelir şeyh piştin oğul haydi yolun açık olsun der, genç şeyhinin elini öpüp hayır dualarını aldıktan sonra yola çıkar, yolunun üstünde olan dayak yediği o köye uğramayı da ihmal etmez, İmamım düzenbazlıkları devam etmektedir.

Genç, cemaate döner ve “ey cemaat! Sizin bu imam pek muhterem bir zattır, sakalından bir tel alan cennetliktir” der. Bunun üzerine cennet özlemiyle yanıp tutuşan cemaat hocanın üzerine çullanıp onu yolunmuş tavuğa çevirmekte gecikmez...

twitter.com/HasanHinisli

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi