Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

İNSANLAR VE DEĞERİNİ BİLMEDİĞİMİZ AĞAÇLAR

İNSANLAR VE DEĞERİNİ BİLMEDİĞİMİZ AĞAÇLAR

TEMA ve ÇYDD Genel Merkezi Çevre Komisyonunda beraberce emek verdiğimiz kardeşim Songül Tanrıverdi Tema’nın orman yangınları ile ilgili bilgilendirme iletiminde Orman yangınlarından söz etmiş. Ben de saten beni çok rahatsız eden bu konuyu bu orman yangınları mevsiminde dile getirmeyi planlamıştım. Sabahın erken saatlerinde uyanıyorum. Tüm gece açık olan televizyondan ilk haberlerde orman yangınlarını içim yanarak dinliyorum. Yaşamımızın vaz geçilmezlerinden ormanlarımızın yangın haberleri içimi karartıyor.

Bu yangınların yüzde doksanı insanların bilinçsiz hareketlerinden kaynaklanıyor. Yangınlar yanında dünyada yok edilişten arta kalan “doğal” 100 ormandan biri olan Artvin Genya ormanları hükümetimizin kararı ile madencilerin talanına açılıyor. Hem de öyle böyle bir talan değil bu. Çevresindeki insanlar dahil tüm canlıların yaşamını tehdit eden altın madeniyle, yani siyanür atıklarıyla yok edilmeye hazırlanan bir doğa ve insan. Türkiye’nin yüzde 50 toprağına maden lisansları dağıtıldı. Şuan ruhsat almış ve neredeyse tamamı koruma bölgelerinde olan 50.000’e yakın maden faaliyet yürütüyor.

Sadece Artvin için 350’ye yakın maden lisansı verilmiş ve bunların bazıları da faaliyete başlamış ve bu sayı arttıkça doğanın yok edilişi de hızlanacak. Bir de üçüncü Boğaz Köprüsü Projesi sebebiyle kesilen milyonlarca ağaçlar. Akıllı uydu COBE’nin uzay bulguları ile desteklediği bu konuda günümüzün dahisi kabul edilen Cambridge Üniversitesi fizik bilgini Stephan Hawking canlıların oluşumunu bitkilerin ve ağaçların, insanlardan 350-400 milyon yıl önce var olduğunu fosil araştırmalarından yola çıkarak bildirmişti. Bütün arkeolojik, antropolojik ve biyolojik verilere göre, ilk insanın ortaya çıkışı, bitkilere göre çok daha sonra olduğu ispatlanmıştır.

Elma ağacı vardı ki Havva, Adem’e yedirdi. Diğer taraftan ağaçların ömürleri, insanlarla kıyaslanamayacak kadar uzundur. Örneğin, dragon ömrü 6000, baobap 5000, sekuya 4000, servi ve porsuk 3000, sedir ve ardıç 2000, ladin 1200, meşe, ıhlamur, köknar 1000, kayın 900, melez 600, gül 400, zeytin 350, elma, armut 300, akkayın 250, gürgen 150, huş 120 yıl yaşamaktadır. Halbuki, ortalama insan ömrü 70-100 yıldır. Bu nedenle ortalama ömürlü bir ağaç bile, birkaç kuşak insanın yaşamına tanıklık etmektedir. Daha doğru bir deyimle bitki-hayvan-insan üçgeni doğada ve yaşamlarında birbirlerini tamamlamışlardır. 

Tarih boyunca, insanlarla ağaçlar arasındaki yakın ilişki nedeniyle, genel olarak, bazı özel ağaçların kutsallığına inanan hatta tapan toplumlar ortaya çıkmıştır. Çağımızda da tüm dinler ve inançlarda ağaç sembolizmasının izleri vardır. Günümüzde bile, ağaçları kutsal saymak, adak adamak, bez çaput bağlamak, ağaç bayramları düzenlemek, hıdrellez kutlamaları, bağ bozumları, hasat şölenleri, evlere bereket getirsin diye başak demeti asma, çağdaş kültürlere ve inançlara aktarılan yansımalardır.
Acaba tüm dinler ve inançlarda var olan ağaç, ağaç kıyımının azalmasına yetmemiş mi ki? Bütün dünyada orman kıyımı korkunç boyutlardadır. Daha 50 yıl önce yer yüzünün %15’ini kaplayan tropikal ormanlardan bu gün geriye %7’si kalmıştır. Kıyım ve kayıplar öylesine tüyler ürpertici mertebeye ulaşmıştır ki, dünyamızın akciğerleri olan ormanların, bir dakikada 16 futbol sahası (8 hektar) kadar bölümü yok olmaktadır. Bu köşe yazısını eğer okuyorsanız; başlayıp bitirdiğiniz zaman diliminde yüz ölçümü 50 hektar olan Yıldız Parkının 20 katından daha büyük (yaklaşık 1000 hektar) orman dünyadan silinmiş olacak. İNSANIN İNANASI GELMİYOR, AMA NE YAZIK Kİ GERÇEK. Düşünün bu makaleyi okuduğunuz zaman diliminde 1000 hektar orman dünyanın bir yerlerinde kül olmuş olacak. Peki bu kadar zaman içinde dikilen ağaç miktarı bu kadar olabilecek mi ? Hayır. Bu sebeplerle yaşamımızın olmaz sa olmazı ormanlarımızı ağaçlarımızı koruyalım. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi